ENERJİ ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı’ndaki operasyonun bir yönü de AKP bürokrasinin iç çekişmesiyle ilgili görünüyor.Operasyonun üç önemli ismi, Elektrik Üretim A.Ş. (EÜAŞ) Genel Müdür Vekili Önder Fırat ve yardımcısı Servet Üst ile tutuksuz sanık Daire Başkanı Fuat Kutsal’ın MHP kökenli olmaları dikkat çekici. Bu bürokratlar, AKP kurulduktan sonra hızlı bir uyum süreci geçirip, Bakan Hilmi Güler’in derin güvenini kazanan isimler. Milli Görüş’e yatkın arkadaşlarının tüm şikáyetlerine rağmen Güler de onları korumak için her çabayı gösteriyor. Şikáyet geldikçe, Piyade’ye, ‘Personele yumuşak davranıyorsun, biraz tozlarını al’ diye ‘tüyo’ vermeyi bile ihmal etmiyor. Piyade de kendisini şikáyet eden ve önemli bir AKP’linin yakını olan emrindeki bürokratı sert şekilde uyararak ‘tüyoyu’ değerlendiriyor. PİYADE ONAY ALMADAN ADIM ATMAZDIPiyade ile Güler’in ilişkisi AKP’nin kuruluş günlerine dayanıyor. Güler, AKP Ar-Ge’sinde en çok Piyade’den yararlanıyor ve bakan olduktan sonra da onu en önemli görevlere getirmek için çabalıyor. Hakkında raporlar olmasına rağmen Piyade’yi TEDAŞ Genel Müdürü yapmak için Köşk’e iki kez kararname gönderen Güler, bu ısrarı nedeniyle Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’dan sitem alıyor ve sitemi Piyade’ye de aktarıyor. Güler, kararnamesi Köşk’ten dönen Piyade’yi bir ay izne çıkarıyor; ama o gün bir sıfatı olmadığı halde Kıbrıs’a yanında götürmeyi göze alıyor.TEDAŞ olmayınca görevlendirme ile Piyade’yi, EÜAŞ’a Genel Müdür Vekili yapıyor, hukuki bulunmuyor ama ona Yönetim Kurulu Başkanlığı da veriyor. Piyade de bu ilgi ve güvenin karşılığını vermek için her şeyi yapıyor. Bakan’ın onayı olmadan tek adım atmadığı bilinen Piyade, işi o kadar ileri götürüyor ki, bir toplantıda Güler’in önünde, bir bakan danışmanının, ‘Daha ne yapacağını söylemeden, ‘Yaparız bakanım’ diye konuşma’ uyarısını alıyor. YANLIŞ GİDEN ŞEYLER Güler, operasyon için düğmeye basmak zorunda kalmış görünüyor. Oysa eski dönemin müfettiş raporlarında, haklarında, ‘Üst düzey görev alamaz’ ibaresi olan her kişiyi, ‘Onlarınki ideolojik rapor’ diyerek önemli makamlara atamak yerine ciddi araştırma yaptırsaydı, bugüne gelmeyebilirdi.Çünkü, o raporlarda bugünlere ışık tutan kanıtlar bulunabilir. Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer, o raporlar nedeniyle bu isimlere geçit vermediğinden bugün, pek çok önemli kamu kurumunu vekiller yönetiyor. Vekille yönetim ciddi bir sorun ve operasyon da Sezer’i haklı çıkarıyor. Sorun, sadece bununla da sınırlı değil; enerji kurumlarında müfettişlerin yarısı, önceki dönemde görev alan diğer yarısını soruşturmakla meşgul. Bir önemli kurumdaki ‘Teftiş Kurulu Başkanı’ levhalı odada fiili başkan oturur; görevlendirme yapar, rapor hazırlarken başka bir odada oturan hukuki başkan, fiili başkanının kararlarına imza atmakla yetiniyor. Bakanlıkta Milli Görüş ile AKP’nin diğer kanatları çekişiyor. Bakan Güler ise tercihlerini farklı kullanıyor. Örneğin Güler, daha önce Milli Görüş çizgisindeki bir genel müdürü usulsüzlük gerekçesiyle görevden almada, ‘sessiz sedasız’ bir yöntem uygularken, herhalde, ‘Bu yargılık durum değil’ kanaatine varmıştı. Ayrıca; sınavsız, eş, dost, akrabayı kuruma dolduran, iş açığa çıkınca da aldıklarını kapı önüne koyan bazı bürokratlar neden hálá görevde tutuluyor!