CHP’nin İstanbul adayı ve Sarıgül

En büyük ilgi ise İstanbul adayının kim olacağı ve Mustafa Sarıgül’ün ne yapacağı üzerinde yoğunlaşıyor.

Sarıgül ile uzun bir sohbet yaptık, ısrarla bu konuya girmek istemedi, “Sadece iki hemşeri olarak konuşalım. Daha 16 ay var, çok şey değişir” demekle yetindi.

Doğal ki ben dönüp dolaşıp aynı konulara girdim, kimilerinin merak ettiği, şehir efsanesi haline gelen bazı soruları da yönelttim.

ŞEHİR EFSANELERİNİN SONU

Adı etrafındaki tartışmaları kendi dışında gören, sadece hizmete odaklandığını söyleyen Sarıgül, CHP’den aday olursa ortalığa dosyalar çıkar mı?

Sadece gülüyor, çünkü bırakın iktidarı, Deniz Baykal döneminde, Baykal’ın yakın arkadaşlarının açtığı 36 dosyanın tekinde sorun çıkmamıştı, bundan sonra açılacak olanların akıbeti de başka türlü olamaz. Başbakan Erdoğan ile siyaset konuştu mu, bir angajmanı oldu mu?�

Erdoğan’la, iki belediye başkanı olarak kurduğu nezaket ve insani ilişki dışında siyasi bir angajmanı hiç olmadı.

Kendisinin AKP’yi eleştirmediği de haksız bir değerlendirme.

Çünkü siyasette, başından itibaren bu partiye karşı mücadele veriyor, ancak farklı üslup kullanıyor, örneğin AKP demiyor, AK Parti diyor.

Bunu saygı gereği yapıyor, bunu o partiye gönül vermiş insanları kazanmak, onlardan oy almak için doğru bir yöntem sayıyor.Bu tarzını sürdürecek, çünkü karşılığını gördüğüne ve göreceğine inanıyor.

Ayrıca kavga siyasetinin ne kadar yanlış olduğunu Baykal’a karşı adaylığını koyduğu CHP kongresindeki dersten öğrenmişti, artık o üslup geride kalmıştı.

ADAY ANKETTEN ÇIKSIN

Malum, İstanbul için CHP’de iki isim daha konuşuluyor.

Genel Başkan Yardımcısı Gürsel Tekin ile Grup Başkanvekili Akif Hamzaçebi.

Sarıgül’ün, Kemal Kılıçdaroğlu ile bir görüşmesi şimdiye kadar olmamış.

Benim bilgim, arada bir kanalın olduğu, ama Sarıgül bunu da onaylamadı.

Sarıgül, CHP ile pazarlık haberlerinin tümünü reddediyor.

Ancak bundan bağımsız, yine Baykal döneminde CHP’den ihraç edilmiş 8 bin Türkiye Değişim Hareketi (TDH) üyesine af zorunluluğuna işaret ediyor.

Diğer yandan “İstanbul’u kazanan, doğal olarak CHP’de önemli güç sahibi olur” tezini kabul ediyor.

CHP konusunda TDH’ye danışmadan karar vermeyecek olan Sarıgül, “Aday olursam kazanacağım demektir” anlayışını ise rahatlıkla dile getiriyor.

Çünkü ona göre, sadece TDH değil, 1 milyon 800 bin Sarıgül gönüllüsü de çok şeyi ifade ediyor, anketlere atıf yapmaya da gerek yok.

CHP’nin İstanbul adayı konusunda en doğru yöntem güvenilir 3-4 anket firmasına araştırma yaptırılması, ki CHP yönetimi de bu görüşte.

Sarıgül de “En doğrusu bu, kaç aday çıkarsa ankete onlar sokulsun” diyor.

Bu söz CHP adaylığı yolunda işaret gibi görülebilir, ama beklemeyi yeğlediği için de, “Kazanma garantisi görmeden aday olmayacak, Şişli’yi elden çıkarmak istemeyecek” değerlendirmeleri zemin kazanıyor.