Paylaş
Temel dayanakları ise ‘MHP’nin dışında kaldığı böyle bir çalışma CHP’yi, AKP’nin gölgesine sokar, ulusalcı tabanda oy kaybına neden olur’ yönünde.
Evet CHP’de, Kılıçdaroğlu’nun bu girişimini, “AKP’nin sorunu çözemeyeceği ortaya çıkmışken neden can simidi oluyoruz. Bu çalışma AKP politikalarına karşı çıkışımızda zafiyet yaratır” diye eleştirenler yok değil.
Ancak bu tür bakışları çok da gerçekçi bulamayız.
Tamam, Kılıçdaroğlu buluşmayı çok önemsedi, öncesindeki konuşmalarının tonuna büyük özen gösterdi; örneğin kürtaj konusunda Diyanet İşleri Başkanı’nın hükümete destek anlamına gelen açıklamalarına hiç değinmedi.
Ama, görüşmeden iki saat sonra, hassasiyetlerini çok net ortaya koydu.
EN GÜÇLÜ İKTİDAR DAHİ ÇÖZEMEDİ
Demem odur ki, hele hele Erdoğan’ın bazı çıkışları kendisini destekleyen çevrelerce de eleştiri almışken CHP’nin, laiklikle çelişen söylemler karşısında susabileceğini beklemek sanırım bu partiyi tanımamak anlamına gelir.
Bakın, küçük çaplı bazı kavgalar yaşansa da toplamında il kongreleri, Kılıçdaroğlu için sorunsuz bitti, yani parti tabanından da destek aldı.
Bu destekçileri, Kılıçdaroğlu’nun ‘köprüden sonraki son çıkışta’ bulunduğunu da iyi bildiği için liderlerine karşı çıkışlar zararla oturmak zorunda kalır.
Oysa, Kürt sorununun çözümünde CHP’nin azıcık dahi olsa katkı yapması hem Türkiye hem de bu parti için çok yaşamsal gelişmelere neden olabilir.
O nedenle, MHP’nin tüm kapıları kapatması üzerine, CHP’nin girişiminin tamamen boşa çıkmamasını sağlayacak adımların atılması gerekir.
Kimileri için buradaki sorun, iktidarın kamuoyu oluşturma gücünün büyüklüğü nedeniyle olumlu gelişmelerin AKP’ye yazılmasıdır.
CHP, süreci bu anlamda iyi yürütür ve gerekli önlemlerini alırsa, girişimi başlatan taraf olduğu için avantajlı sonuç elde edebilir.
Çünkü, her gün canlar yakan bu devasa sorunun, sadece iktidar gücü ile çözülemeyeceğinin en somut kanıtı, belki de cumhuriyet tarihinin en güçlü hükümetlerini kuran AKP iktidarının 10 yıllık dönemi oldu.
ANAYASA DAHİ DEĞİŞTİRİRLER
MHP’nin tavrına karşın CHP’nin girişimini sürdürecek bir ortam yok da değil.
AKP’nin, ‘Çalışma Grubu’ kurma önerisi böyle bir fırsatı barındırıyor.
Liderler buluşmasına en çok sevinenlerden olan TBMM Başkanı Cemil Çiçek de her şeyin illa da TBMM binası içinde olması gerekmediği; buluşmadan çıkacak olumlu bir sonuç ülkenin tüm sorunlarının çözümüne ışık tutabileceği için Türkiye’nin bundan çok şey kazanacağı inancında.
Çiçek, “İki partinin kafa yorması da çözüm için bir yol. AK Parti’nin, ‘Çalışma Grubu’ önerisi de yeterli olabilir. Çünkü iki partinin yasa, hatta gerekirse anayasa düzenleme gücü fazlasıyla var. Nüfusun yüzde 75’ini aşan bir desteğe sahipler. Çok şey yapabilirler, yani. Zaten böylesi konularda yüzde yüz mutabakat beklemek de gerçekçi değil” diyerek sözlerine açıklık getirdi.
Çalışma Grubu’nun gerekirse komisyonlar kurabileceğini de kaydeden Çiçek, işi yönetecek o komisyonun tartışma, veri-görüş toplama, bilgisi olanı-konuşmak isteyeni dinleme platformu olabileceğini ifade etti.
Çiçek’in şu tespiti de son derece önemli bulunsa gerek:
“İki liderin buluşması çok iyi oldu. Artık, salı günleri, gruplarda bir ateş topunu oradan oraya fırlatmayı bitirmeli. Yoksa, 3 gün sonra aynen devam ederlerse bugün başlanan noktadan daha geri gidilir.”
NOT: Pazartesi gününe kadar küçük bir mola lütfen.
Paylaş