Paylaş
Oysa, ABD müdahalesi sonrasında Irak’ta parçalı yönetim oluşunca Türk hükümeti, “Kuzey Irak ne ki, varsa yoksa merkezi hükümet” deyip durdu.
Hükümet bu kararlılığı 2 yıl öncesine kadar sürdürdü denebilir.
Bugünse hükümet, petrol alım anlaşması yaparak bağımsız devlet düzeyine çektiği Kuzey Irak’ı, Türkiye’nin terör sorununu dahi çözecek güçte görüyor.
Bağdat’la ise önce söz savaşları başladı, sonra ilişkiler sıfır noktasına doğru geriledi.
HEDEFTEKİ İKİ İSİM DE KAZANDI
GEÇEN perşembe Suriye için yazdığım gibi Irak’ta da sorun bu kadar değil.
“Neden” sorusuna yanıt içinse, 2010’daki Irak seçimlerinden başlamalı.
Türkiye, o seçimde Celal Talabani ile Nuri El Maliki’yi hedef aldı.
Seçimden bu iki isim galip çıkınca da Maliki hükümet kuramasın diye Irak meclisinde kulisler yapıldı.
Sonuçta o kulisleri ‘meclise baskı’ diye gören Maliki başbakan, Talabani ise cumhurbaşkanı oldu.
Türkiye’nin bu politikası Irak’ta kimsenin gözünden kaçmadı, sadece bazıları faturayı dönemin Türkiye büyükelçisine kesmekle yetindi.
Maliki ise büyükelçinin tutumunu tamamen Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu’na bağlayıp Türkiye’ye tavır aldı.
Cinayetten yargılanan, Interpol tarafından aranan Cumhurbaşkanı Yardımcısı Tarık El Haşimi’ye Türkiye’nin ev sahipliği üzerine de ilişkiler iyice gerildi.
Haşimi’nin, AKP kongresinde kürsüye çıkarılıp büyük alkış alması da Maliki için ‘bardağın taştığı damla’ oldu.
Çünkü Maliki, çeşitli nedenlerle Haşimi’ye AKP’den çok farklı bakıyordu.
Bu bakışın gerekçelerini anlatmak için hükümetin de güvendiği Irak’ın eski bir başbakanını Ankara’ya yollamayı önerdi, ama o önerisi kabul görmedi.
5 TRİLYON DOLAR GELİR
HAŞİMİ, Irak’ın Sünni çoğunluğunun da pek güvenmediği, geçmişteki laik kimliğine karşın son dönemde Müslüman Kardeşler’le bağlantılı görülen bir isim.
Şunu da söylemeli ki Irak yönetimi, hükümetin Haşimi’ye yakın duruşunu Müslüman Kardeşler politikası çerçevesinde görüyor.
Neyse, AKP kongresi bardağı taşırınca Irak’tan çok önemli bir karar çıktı. TPAO’nun Basra’daki ortaklıklarına son verildi.
Bu karar çok önemsenmeli, çünkü dünyanın en büyük 10 petrol sahasından biri olan Basra’dan söz ediyoruz.
Hesapta ora petrolünün en az 3 milyon varili/gün Türkiye üzerinden dünyaya pazarlanacaktı.
Basra’ya Kuzey Irak ve Kafkas petrolleri de eklenecek, Türkiye üzerinden geçecek petrol miktarı 8 milyon varile ulaşacaktı.
Devasa bir rakam bu, çünkü dünya petrol tüketiminin tam yüzde 10’u.
Güvenlik konusuna ise hiç girmeden bir bilgi daha vereyim:
Tahminlere göre Irak, her yıl 200 milyar olmak üzere 2035’e kadar 5 trilyon dolar petrol geliri elde edecek.
Ankara’nın sık sık, “Halkının çıkarlarını koru” diye seslendiği Maliki’nin, son karşı açıklamasında, aynı aklı Türkiye’ye verir konuma gelmesini de yorumlarınıza bırakalım.
Paylaş