DEVLETİN ulusal güvenlikle ilgili tüm birimlerinde, bölücü terörün kitleselleşmeye çalıştığı tespitine dayanılarak yeni değerlendirmeler yapılıyor.
Hazırlanan raporlara, sarf edilen görüşlere, yapılan toplu değerlendirmelere dayanarak bu kurumların konuya yaklaşımlarını özetlemek istiyorum.
Bana en ilginç gelen yeni yaklaşımların başında, bir dönem Tansu Çiller’in tartışmaya açtığı Bask modeli için şu nedenle "Çöktü" denilmesi oldu:
"Orada da partiler kapatılıyor. Meclis Başkanı hakkında dava açıldı. Diğer bölgeler otonomiye itiraz etti. Bazı partilere ETA’nın siyasi kanadı, dendi. ETA da sağa sola bomba koymayı sürdürdü; ama tümünü patlatmadı, polise ihbar etti. Yani ’varlığımızı sürdürüyoruz’ mesajını verdi. Siyasi kanatla silahlı kanadın bu yandaşlığına rağmen, ETA önemli ölçüde marjinalleşti. Artık ulusal partiler zaman zaman bölgedeki ETA partilerini geçiyor."
PKK’NIN MAĞARA CİNLİĞİ!
Burada asıl ilginç saptamanın şu olduğunu düşünüyorum:
"Marjinalleşmede Fransa ile İspanya mutabakatı önemli rol oynadı. ETA yıllarca eylem yapıp Fransa’ya kaçtı. Ancak, özellikle de AB süreci ardından iki ülke anlaşmaya varınca sonuç alıcı adımlar gelmeye başladı."
Buradan hareketle, PKK-Kuzey Irak ilişkisine dair tespitlere döneyim:
"Kuzey Irak yönetiminde gözle görülür yeni tutum var.PKK’dan rahatsızlar.PKK da bunu hissetti, ’üzerimizden bir dolap çevriliyor’ düşüncesiyle Barzani yönetimine tepki koyuyor. Kuzey Irak yönetimi belli kontrol noktaları oluşturdu. Bazı PKK’lılar Peşmerge yapılıyor. Bazılarının işyeri açmasına dolaylı destek veriliyor. Öbür yandan Türk savaş uçaklarının bombaladığı binaların bazılarının yeniden yapılması gibi olumsuz icraatları da var. Bunlara rağmen ilişkilerde bir ilerleme söz konusu."
Kuzey Irak’tan PKK’nın insan kaynakları konusunda da sağlam bilgiler alındığını; örneğin PKK’dan ayrılmaların oradan teyit edildiğini aktarayım.
Bana komik gelen şöyle bir bilgi de var:
"Bombalamalar ardından PKK, ya giriş yönü güneye bakan yeni mağaralara yöneliyor, ya da mümkünse, mağaraların girişini kuzeyden güneye çeviriyor."
Ne cin fikir; demek ki o zaman uçaklar vuramayacak!
TALİBAN’LA KONUŞULUYOR YA
"İngiltere ve ABD bile Taliban’la konuşmadan söz ederken, Kuzey Irak’tan destek bekleniyorsa, ’o adamla konuşmam’ anlayışının açıklaması olamaz. Konuşulmalı; ama sınırları iyi çizmeli ve kararlılık göstermeli" tespitinden ise Kuzey Irak yönetimi ile ilişkilerin daha da geliştirileceği sonucu çıkardım.
DTP’yi de es geçemeyip, "Meclis’te edilen yemin ve her şeyin bir limiti olduğu unutulmamalı.DTP’nin, PKK’nın toplumsal hareketlerine destek sağladığı, hatta önderlik ettiği bilinmektedir" değerlendirmesiyle yetiniyorum.
Bu kurumların yasal taleplerine gelince ise kısa özet şu:
"Terörle mücadelede psikolojik harekát çok önemli. Yeni kurulacak birim bu konuda önemli çalışmalar üstlenmek durumunda; çünkü ciddi aksamalar var.Örneğin, Türk Jandarması, kanunu Fransa’dan alındığı halde hem Fransız hem de İngiliz meslektaşlarına göre sınırlı haklara sahip.Van terminalinde, PKK kuryeleri gençleri örgüte götürüyor. Gençler de, kurye de orada; ama yapacak bir şey yok.Savcıya götürülen de serbest kalıyor. Oysa İngiltere’de önleyici gözaltı diye bir uygulama var."