Paylaş
Aslında bunun altında Gezi Parkı protestolarının yattığını görmeli.
Sonuçta bu noktaya gelinmesi ülkemizin birbirinden güzel koyları, sahilleri için çok olumlu, çok sevindirici bir durum.
O nedenle, sahillerdeki yapılaşma izninin 100 metreden 50 metreye iki yıl önce çekilmiş olmasını, oralardaki korkunç yapılaşmanın son 10 yılda da hız kesmeden sürdüğünü anımsatmayabiliriz.
Yeter ki bundan sonrası için gerçek bir koruma yapılabilsin.
Ancak çevre duyarlılığı denerek sadece ‘öteki’ görülen isimlere karşı eyleme geçilecekse, o zaman korumadan söz edilemez, kayırmadan söz edilir.
HAKLI SORULAR
Çünkü baksanıza, “Sahile sıfır yat limanı yapmışlar” diye komiklik
ötesi cümle kuran araştırmacı
köşeyazarları dahi çıktı.
Gerçi bu meslektaşımız, Fatih’in
torunlarına yakışır mantığı ile yat
limanlarının karada inşa edildiğini biliyor; buraların bakanlık izni ile inşa edildiğini ise bilmiyor olabilir!!!
Son bir haftada Aydın-İzmir bandında sahilleri gezdim, İstanbul’da büyüdüğüm Haliç kıyılarına gittim; çevre felaketlerini bir kez daha gördüm.
Bunu gerçekleştirenlerin kim olursa olsun bedel ödemesine itiraz eden çıkmaz; ancak bazı soruları sorma hakkı doğar.
Örneğin; Ali Sami Yen Stadı’nın yeri ile Karayolları arazisi İstanbul’un nefes aldığı parklara, koruluklara, meydanlara neden çevrilmedi de tartışmalı emsal artışları sonucu Çin Seddi’ni aratmayan binalarla dolduruldu?
Haliç Port projesinin de aynı sonucu yaratabileceği neden görülmez?
Rahmetli babamın 25 yıl işçi olarak çalıştığı, Başbakan Erdoğan’ın çok iyi bildiği, benim de çocukluğumu yaşadığım tersaneler bölgesi burası. Malum Erdoğan Camialtı Spor Kulübü’nde futbol oynadı. (Lise yıllarımda ben de bir süre burada güreş için gittim geldim.)
DALAN YAPMADI
Şimdi buralar, tarihi mekânlar korunarak park yapılacağına oteller, iş merkezleri ve bir cami ile doldurulacak.
ANAP döneminin güçlü ismi Bedrettin Dalan da Haliç çevresinde büyük yıkımlar yaptı; ama sadece tarihi binaları ortaya çıkardı, tek bina dikmedi.
Haliç Port ise bunun aksi bir tablo çiziyor.
Aslında orada cami ihtiyacı da yok denebilir.
Camialtı Tersanesi bölgesinde birbirine çok yakın olan 2 bin 500 kişilik Çorlulu Ali Paşa, Handan Ağa (Kuşkonmaz) ve Kırmızı Minare camileri tarihi zenginlik ve güzellikleriyle ibadet edenlere hâlâ açık.
Yakın mesafelerde başka tarihi/günümüz camileri de var ve yeni yapılacak olanın mevcut üçü ile sağlayacağı uyum soru işareti.
Bilinmeli ki dönüşü olmayan bir yapılaşma ileride rahatlıkla, Başbakan’ın emsal artışları yakınmasına benzer yeni pişmanlıklar doğurabilir.
O nedenle Başbakan, Dalan dönemindeki gibi tarihi yapıları ortaya çıkaran, geri kalan alanları parklarla donatan bir karara öncülük etse ne iyi olur.
Bu arada, Başbakan Erdoğan bugün Rize’de Ayder’e çıkıyor.
12 Ağustos günkü yazımda Ayder’in içindeki şekilsiz otel yapılaşmasına dikkat çekip, bunların büyük bölümünün son 10 yılda inşa edildiğini yazmıştım.
Umarım o yazımda işaret ettiğim sorunları Başbakan da yerinde görür; ziyareti, Ayder ve çevredeki dünya güzeli tüm yaylaların kurtuluşu olur.
Paylaş