Şükrü Küçükşahin
Şükrü Küçükşahin
Şükrü KüçükşahinYazarın Tüm Yazıları

Başbakan’a Gökçek ricası

DENİZ Baykal merkezli taciz/komplo iddiasını da Odatv operasyonu ile CHP etrafındaki tartışmaları da, 21 Şubat’ta seçim yaklaşırken, “Ergenekon’la CHP bağlantısı kurma arayışlarına kimse şaşırmasın” diye yazmış olmamı da kenara bırakıyorum, sırf Ankaralılar adına Başbakan Tayyip Erdoğan’dan “Lütfen Belediye Başkanımız Melih Gökçek’i milletvekili yapın” ricası için.

Çünkü, CHP’li bazı milletvekilleri halkı sokağa davet edince Başbakan çok kızmıştı buna, ama halkı sokağa döken CHP değil, Gökçek oldu.

Gökçek’in bu ‘tehlikeli’ eylemi bir daha olmasın diye acele etmeli.

Ben de o yürüyen Ankaralılar arasında olduğum için anlatayım isterseniz.

KİLİTLENEN GENELKURMAY KAVŞAĞI


Devlet Bakanı Sayın Faruk Özak ile 18.30’da randevum vardı, kar nedeniyle 15 dakikalık mesafe olsa da 17.40’ta bürodan Eskişehir Yolu’na çıktık.

Erdoğan da artık Ankara’yı tanımıştır, bilir; 200 metre ilerideki ODTÜ yonca yaprağından dönüp Başbakanlığa yönelmemiz tam 30 dakika sürdü.

Gökçek’in Ankara’ya kazandırdığı meşhur “Demir Kazık Anıtı” önüne ulaştığımızda saat 18.25 olunca Bakan’dan özür diledim, randevuyu erteledik.

Gökçek’in Ankara’ya kazandırdığı diğer ünlü mekân, “Perili Gökkuşağı Anıtı” altgeçidine girdiğimizde saat 19.00’u geçmişti, santim santim ilerliyorduk.

Saat 19.30 gibi Ankara’nın kalbi, stratejik merkezi Genelkurmay kavşağına girebildik, ama kavşak dört köşesinde trafik polisi olsa da kilitlenmişti.

Kentin bu bir numaralı kavşağında tam 20 dakika bekledik.

Hangi Avrupa başkentinde böylesi bir kavşak kilitlenir bilmem, ama Gökçek’in “Avrupa başkenti” diye övündüğü Ankara bu mucizeyi gösterdi.

Kavşakta saat 20.00 olmuştu, NTV radyoda Can Dündar’ın bağlandığı muhabir, “Yükseklerde yollar kapandı” dediğini duyduğumda, “Ne yüksekleri kardeşim, ovada çakıldık kaldık” diye sitem ettim.

TATTIM TUZ DEĞİL BUZ VARDI


Neyse, saat tam 20.20’de Kuğulu Park’a yaklaştık, ama ilerlemek imkânsız.

Yanıma aldığım botları giyip indim araçtan, ilk fark ettiğim, başkentin bu ana bulvarının kalın buzla kaplı olmasıydı, o nedenle zorlukla kaldırıma geçtim.

Gökçek, “Yollar tuzlu, tatsan mı acaba” demiş ya bize, yanıt veriyorum:

“Evet binlerce Ankaralı gibi ben de tattım. Tuzun zerresi yoktu, buzdu.”

Üstelik, o kadar çok kullanılmıştı ki kaldırımlar dahi buzlanmıştı.

Cinnah’a çıkmaya başladığımda özel halk otobüsleri dahil yüzlerce araç yolcularını indirmiş bekleşiyordu, yerler yine buzdu.

Yani anlı şanlı Cinnah Caddesi dahi tuzlanmamışsa lafa gerek var mı?

Şunu söylemeliyim, evet kış lastiği takmadan yola çıkan yurdum insanı çoktu ve yaptıklarının büyük saygısızlık olduğu ortada, buna da artık ‘yeter’ demeli.

Ancak, şunu çok açık gördük, ne buzlanma olasılığı yüksek altgeçit iniş ve çıkışlarında, ne de eğimli diğer bölgelerde tek bir ön çalışma yapılmadığı için araçlar buralarda kaldı, trafiği de bu araçlar kilitledi.

Ne araçla ne de yaya, aldığım yol boyunca belediye görevlisi görmedim.

O görevlilerin olması gereken sokaklar vatandaşla doluydu.

Muhafız Alayı karşısındaki evime 21.00’da girdim, ama 10 dakika sonra tipiye dönen karı görünce sokaktaki binlerce Ankaralıya içim yanmaya devam etti.

NOT: Sayın Başbakan’dan bir ricam da mesleğimiz için, istihbarat örgütleriyle bağlantılı gazeteciler hakkında ‘gereğinin yapılmasının’ yolunu açmasıdır.
Yazarın Tüm Yazıları