MHP Lideri Devlet Bahçeli’nin, cumartesi günü Düzce ve Sakarya’da bazı ilçe ve beldelere yaptığı geziyi izledim, verilen molalarda sohbet olanağı buldum.
Bahçeli, hem miting meydanlarında hem de bu sohbetlerde en çok kutuplaşma üzerinde durdu; “Ekonomi bozulur, bir hükümet gider diğeri gelir düzeltilir; ama ayrışmayı bir-iki hükümetle bitirmek mümkün değil” dedi.
Başbakan Tayyip Erdoğan’ın 8 yıldır her alanda bölünmeyi, ayrışmayı teşvik ettiğini anlatan Bahçeli, 12 Eylül ve idamlar üzerinde başlatılan tartışmayı da bu anlayışın yeni halkası olarak ifade etti.
Bahçeli’nin, bu yeni korkusunu bana nasıl ifade ettiğini yazmak istiyorum. ATTI NİFAKI KENARA ÇEKİLDİ
“Bakın Şükrü Bey, 1968’den başlatırsak, 40 yıllık geçmişi olan bir konu bu. Çok acılar çekildi; ama son 30 yılda iki taraf da özeleştirisini yaptı, anarşi bitti; insanlar birbiri ile konuşmaya başladı, iş ortaklıkları kurdu, evlilikler gerçekleşti. 30 yıllık bir sosyal barış, diyelim buna. Çıktı Başbakan grupta öyle bir konuşma yaptı ki sonunda bu barışı da kaşıdı. Açtım televizyonu bizim Yaşar Okuyan ile 78’liler Vakfı’ndan Celalettin Can karşı karşıya. Önce güzel güzel de konuştular, sonra bir tartışma başladı ki sormayın; sen haklıydın, ben haklıydım... Şimdi soruyorum bu kaşımanın ülkeye faydası ne? Okuyan ile Can ortada; ya Recep Tayyip Erdoğan nerede? Söyleyeyim; attı nifakı çekildi, kenarda seyrediyor. Başbakan, bu ayrıştırma politikalarından derhal vazgeçmeli. Diğer arkadaşlara da ‘bu oyuna gelmeyin’ diye sesleniyorum.”
Bu sohbetlerimde Bahçeli’yi en çok Başbakan Erdoğan’ı Yüce Divan’a gönderme konusunda kararlı gördüm; bana kaç kez, “Kararlıyız; Allah fırsat verirse bunu kesin yapacağız” dediğini anımsamıyorum dahi.
Hiç öyle sıradan bir seçim meydanı söylemi gibi es geçmemeli; ısrarının nedeni de Başbakan’ı ayrıştırıcı politikaların sahibi olarak görmesi. AKP İLE CHP’Yİ YAKINLAŞTIRMA
Bahçeli, Başbakan Erdoğan ile eski Genelkurmay Başkanı Yaşar Büyükanıt’ın Dolmabahçe buluşmasının arkasını bırakacak gibi de görünmüyor.
TSK üyelerini de kapsayan tüm operasyonlarda bu buluşmanın izlerini gördüğünü hissettiriyor, o nedenle konuşulanların açıklanmasında ısrarlı.
Yine anladığım, bu konuda bazı bilgilere de sahip; ama önce Erdoğan ile Büyükanıt’tan gelecek tepkileri görmek istiyor.
AKP çevrelerinden kendisine bilgi aktarıldığı yolunda izlenimler edinmedim değil; ama Bahçeli bu konuda hiçbir ayrıntıya girmiyor.
Sadece, yazılmamak kaydıyla birkaç kırıntıya ulaştığımı söyleyebilirim.
Bahçeli’ye, “Başbakan MHP’den ‘evet’ firesi bekliyor” diye anımsattım. “Boşuna bekliyor” diye başladı; “Sağolsun valileri de tabanımızın kenetlenmesini sağladı. Bir de ‘evetçi’ eski ülkücü üretme merkezi kurdular. Bizimle hiç ilgileri yok. Devam etsinler. MHP daha çok kenetleniyor.”
Bahçeli, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun, TSK İç Hizmet Kanunu’nun 35’inci maddesini değiştirme önerisinden de rahatsız.
Başbakan Erdoğan’ın darbe ve 12 Eylül tartışması açtığı böylesi bir referandum sürecinde öneriyi, zamansız ve erken bulduğunu vurguladı.
“Bir AKP ile CHP’yi yakınlaştırma projesi oldu” diyen Bahçeli, önerinin Kılıçdaroğlu’ndan gelmesini de ilginç buluyor.