Paylaş
Gündemi, ‘anayasa için uzlaşma umudunu yitirdiği’ gerekçesiyle yine Başbakan Erdoğan yarattı.
Belediye, cumhurbaşkanı ve milletvekili seçimlerini 2014’te yapmak için anayasa değişikliği şart ve tek başına AKP’nin gücü buna yetmiyor.
O nedenle Başbakan, “Parti baskısına rağmen diğer partilerden çıkabilecek civanmert milletvekillerinden” söz etti.
“Parti baskısı AKP’de yok mu” sorusunu hiç sormayalım; çünkü anladığımız Erdoğan, partisinde de ‘civanmertler’ çıkabileceğini hiç akla getirmiyor.
İŞİN ZORLUKLARI
Ancak, “Gün ola, harman ola” demeli; çünkü AKP’de, en azından,‘3 dönem yasağı’ nedeniyle bir daha seçilemeyecek 70 milletvekili var.
Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün devre dışı kalıp kalmaması da dengeleri sarsacak ayrı bir gelişmedir.
Gül’ün devre dışı bırakılması (Plan da sanki böyle) halinde, o gün için ‘her yer gül bahçesi’ beklentisine girmek çok abartı olur; ‘Dikkat’ demekle yetinelim.
Peki, anamuhalefetin tavrı ne olur?
Aydın mitingi dönüşü Çiğdem Toker, Fikret Bila, Utku Çakırözer ve ben, Kemal Kılıçdaroğlu ile sohbet ettik.
Başbakan’ın sözlerine vakıf olduğumuz için ‘3 seçimi’ de sorduk.
Kılıçdaroğlu, ‘ayrıntıları eksik’ gerekçesiyle sadece, “ABD’den eli boş dönüşünü gölgelemeye yönelik manevra için ayaküstü bir açıklama sanki” dedi.
Ardından, “Nasıl olacak, yasal zorluklar çok” diye ekledi.
Gürsel Tekin’in konuyla ilgili dünkü açıklamasını da bu sözün çerçevesinde görerek, Kılıçdaroğlu’nun dikkat çektiği başka zorluklara dönelim.
Erdoğan’ın, başkanlık sisteminden vazgeçerek ‘partili cumhurbaşkanı’ sistemini öne sürebileceğini düşünen Kılıçdaroğlu şu kanıda:
“Onda da ciddi yanıltma var. AKP’ye üye bir cumhurbaşkanından söz etmiyor, AKP Genel Başkanlığına ‘Ya ben, ya hiç kimse’ diye bakıyor. Hem Genel Başkan hem Cumhurbaşkanı olmaktan söz ediyor. Bu durum çok farklı”.
Bu hesabın tutmaması halinde Erdoğan’ın, o zaman ortaya bir isim süreceği varsayımında bulunup ‘Numan Kurtulmuş’u ABD’ye götürmesine’ dikkat çekti. Sonra da gülümseyerek “Heyette Bülent Arınç da vardı, demeyin. Onu başka bir görüşme için götürmüş” dedi.
BÜYÜK İYİMSERLİK
Kılıçdaroğlu, anayasa konusunda hiç de Başbakan gibi umutsuz değil.
Aksine, “Meclis Başkanı niye bu iş bitti desin ki? Kurduğu komisyon çalışıyor, ciddi ilerleme var. Erdoğan başkanlık sisteminden vazgeçerse, özgürlükçü, demokratik bir anayasa yaparız, biz varız” dedi.
“Buyursun gelsin, yapalım” çağrısı ile de sürdürdü sözünü.
“Ama gelmez; çünkü özgürlükçü, demokratik bir anayasa istemiyor. Temel isteği Cumhuriyet rejimini değiştirmek” çekincesi koysa da iyimserliğini zorladı desek yeridir.
Örneğin, AKP-CHP uzlaşmasını yetersiz buldu, “Merak edilmesin 3 parti uzlaşırsa 4’üncü de buna katılır” tezini savundu.
Vatandaşlık tanımının da CHP formülüyle rahatlıkla aşılabileceğini düşünüyor.
Yani “Türk Vatandaşlığı” ara başlığının altına, “Türkiye Cumhuriyeti’ne vatandaşlık bağı ile bağlı herkes” ibaresi konursa sorun bitermiş.
‘Keşke her şey bu kadar kolay olsa’, dışında ne denir ki!
Paylaş