Aydın’dan da Vali Coş geçmiş

İki gün sonra da CHP’nin mitingi nedeniyle Aydın’a gittim.
Coş, Adana’dan önce Aydın’dan geçmiş, epey iz bırakmış!
Ancak sadece Aydın Belediye Başkanı Özlem Çerçioğlu’nun başına gelen bir örnekle yetineceğim.
Çünkü, yazık ki Türkiye, bir kadın ve de muhalefet partisinden siyasetçiysen ‘vay haline’ denecek bir ülke görüntüsü kazandı.

KADIN BAŞKAN POLİS TOKATLADI!

Bir pazar Çerçioğlu, eşi ve iki oğluyla kahvaltı masasındaydı.
Daha masa kalkmadan büyük oğlunun iki öğretmeni kapıyı çaldı.
Özlem Hanım, “Siz on dakika yandaki parkta oyalanın, masayı kaldıralım. Biz çıkacağız, siz oğlumla rahat rahat çalışırsınız” dedi.
Biraz sonra öğretmenler telefon etti; polisler, kimlikleri yok diye onları karakola götürüyormuş, Çerçioğlu hemen parka geçti.
Polisler, yandaki Aydın Emniyet Müdürü Lojmanı’nda koruma yapanlardı.
“Arkadaşlar oğlumun öğretmenleri, misafirimiz” diye durumu anlattı.
Polisler ikna olmayınca, “Beni tanıyorsunuz değil mi?” diye sordu.
“Tanıyoruz; ama olsun, sizi de TUTUKLARIZ” yanıtı aldı.
Bunun üzerine emniyet müdürünü aradı; evdeymiş, hemen geldi, duruma müdahale etti; öğretmenlerin eve gitmesine izin verdi, konu kapandı.
Meğer kapanmamış; 6 ay sonra, 2011 genel seçiminden 3 ay önce, yerel ve ulusal basında şu haber çıktı: “Çerçioğlu, polis tokatladı”. BDP Milletvekili Sabahat Tuncel’in bir polisi tokatladığı günlere denk düştüğü için haber, Tuncel’in o tokat fotoğrafıyla da süslendi.
Üstelik habere göre olay saati, sabah 10.00 değil, gece 22.00 idi!
Polislerin Çerçioğlu hakkında suç duyurusu yaptığı da yazıldı.
Ama dava sürecinde ortaya çıktı ki suç duyurusunu yapan Aydın Valiliği’ydi.

BEL ALTI VURUŞTU AMA

Çerçioğlu “Şaka mı” dedi, ama mahkeme yolunu da tuttu.
Uzatmayalım; iki polis dışındaki, Aydın Emniyet Müdürü ve Çevik Kuvvet Müdürü dahil tanıkların ifadeleri üzerine ‘beraat’ etti.
Ancaaaaak, ne zaman ki Coş, Aydın’dan gitti, o haberi yazan Aydınlı gazeteci, 31 Ocak 2013 günü köşesinde uzun bir itiraf yayınladı.
Olayın bir kurgu olduğunu, haberi Coş’un gönderdiğini yazdı, evrakı aldığı kişileri açıkladı ve de “Asıl amaç bel altı bir vuruştu’ dedi.
“Operasyonda suikastçı, mermiyi sıkan bendim” diye yazıp çok şey sıraladı.
- Rüyalarıma giren polis babam, beni affet! Doğruyu söyleyen emniyet müdürünün sürülmesine (O tayin, tanıklık sonrasına denk düştü) neden oldum...
- (İsim vererek) Üçümüz birden hak yedik, yatacak yerimiz yok...
Çerçioğlu, şoktaydı; yazıyı aldı bu kez o, savcılığa ‘iftira suç duyurusu’ yaptı.
Suç duyurusu üzerinden 4 ay geçti, dava sadece bir polis memuru için açıldı. Ne o gazetecinin, ne yazdığı isimlerin, ne de Vali Coş’un ifadesine başvuruldu.
Her halde normali bu(!) deyip garipsemeyelim; şununla yetinelim: “Ey Türkiye’nin kadınları! Eğer bunun zekâtı dahi doğru da, araştırılmıyorsa; devlet, yargı ve vicdan buysa, vay ki vay!”