Şükrü Küçükşahin
Şükrü Küçükşahin
Şükrü KüçükşahinYazarın Tüm Yazıları

‘Ayakkabı numarası 30’ şifresi çözülemedi

ENERJİ Bakanlığı bünyesinde yapılan yolsuzluk soruşturmasını yakından izleyen bir gazeteci olarak, Savcı Şemsettin Özcan’ın hazırladığı iddianamedeki, başta AKP Genel Sekreteri İdris Naim Şahin’le ilgili ifadeler olmak üzere bazı konular bize hiç şaşırtıcı gelmedi.Şahin’in soruşturmadaki konumunu biliyor; ancak bunun iddianameye nasıl yansıyacağını merak ediyorduk. Anlaşılıyor ki savcı, Şahin’le ilgili vurgusunu, daha çok Şahin’in davanın bir numaralı sanığı, tutuklu müteahhit İbrahim Selçuk’la ilişkisine yapıyor.Şahin’in, yüz yüze veya telefonla defalarca Selçuk’la görüştüğü biliniyor. Bu durumda AKP’nin, hukuken olmasa da siyaseten Şahin’den hesap sorması gereği ortaya çıkmıyor mu? KAYA, KARAR ARİFESİNDE Bugüne kadar ne Şahin, ne de diğer AKP’li siyasiler, müteahhit Selçuk’la ilişkileri konusunda tek satır özeleştiri yapmış değiller. Bazıları için, ‘Yanlış bilgilendirme yaptılar’ demek bile mümkün. Oysa, Selçuk’un yaşam tarzı, üslubu, ilişkileri, harcama performansı böylesine önemli siyasetçiler için düşündürücü olması gerekirdi. Çünkü, partileri de siyaseti de bu tür ilişkiler yıpratmaktadır. Yazılarımızda sık sık, hakkında fezleke düzenlenen tek siyasi olan Ağrı Milletvekili Cemal Kaya’yı gündeme getirdik. Kaya’nın bir özeleştiri sürecine girdiğini ise belirtmeliyiz. Bu olaydaki ilişkilerini, hayatının hatası olarak gören Kaya, bu nedenle kendisiyle ilgili karar arifesinde ve belki de AKP’nin Kaya ile ilgili işlem yapmasına gerek kalmayacak. Kaya gibi diğer AKP’lilerin de hiç değilse özeleştiri sürecine girmesi Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın çabaları ile olabilir. Ancak, Erdoğan bu işi Teşkilat Başkanı Hayati Yazıcı’ya bırakmış durumda. Yazıcı ise konuya ‘Yargısız infaz yapmayız’ diye yaklaşıyor.Bu yaklaşım doğru; ama hukuki infaz olunca siyasi infaza zaten gerek kalmaz.Bir de böylesi önemli sorumluluk üstlenmiş olan Yazıcı’nın Selçuk’la ilişkisi olup olmadığını da merak ettik; ancak kendisine ulaşıp soramadık. Tanıyorsa, belki de Selçuk’u ciddiye alınacak biri olarak görmediği için siyasi infaza da gerek duymuyordur. ŞİFRE MAHKEMEYE KALDIİddianameye dönülecek olursa, savcılığın, bir şifreyi çözemeyip telefon konuşmalarına atıf yapmakla yetinmesi dikkat çekiyor. Bu konuşmalarda Selçuk, bir ihaleye yüksek teklif vermesini istediği bir işadamına, ‘Kardeşim sen Baba’yı (İhale sorumlusu Enerji Üretim A.Ş. Genel Müdür Yardımcısı, tutuklu sanık Servet Üst kastediliyor) ara. Baba’ya de ki, ‘ayakkabı numarası otuz’. Allah Allah; bazen çok cahil konuşuyorsun. ‘ayakkabı numarası otuz’ de kardeşim’ diyor. Savcılık, başlangıçta, ayakkabı numarası için, ‘rüşvet iması’ kanısındaydı; ancak görünüyor ki atıf yoluyla bu konudaki karar mahkemeye bırakılmış.İddianamede, Karum iş merkezindeki bir kuyumcudan alınan inci bir gerdanlığın hangi bürokrata hediye edildiğinin izleri de görünmüyor. Demek ki, gerdanlığın Başbakanlık’taki önemli bir bürokratın akrabası olan bir enerji bürokratına verildiğine ilişkin iddialar doğru değilmiş...
Yazarın Tüm Yazıları