Şükrü Küçükşahin
Şükrü Küçükşahin
Şükrü KüçükşahinYazarın Tüm Yazıları

Ateşkesin ilan günü

EĞER uyutulmuyorsak Kürt sorununu çözümde şaşırtıcı bir hız yaşanıyor. Bir ay öncesine göre dahi açık farkların görüldüğü bu hızlı gidişin başarıyla kurgulanan altyapısının başlangıcı, açlık grevleri diye görülebilir.

Haberin Devamı

O grevler, “Çözüm ancak Öcalan’la olur” tezini kamuoyuna benimsetmek, ona Türkler nezdinde itibar kazandırmak için zemin yapıldı, sonuç da alındı.
Öcalan açlık grevlerini bıçak gibi bitirince hükümet çok rahatladı. Bu arada Başbakan Erdoğan’ın, “Eli kanlı teröristlerle kucaklaşan BDP’liler” tarzı söylemleri unutulup giderken, anadilde savunma yasası çıktı.

O ARTIK ÖNEMLİ  SİYASİ FİGÜR

YASA çıkar çıkmaz KCK davasının önemli isimleri salıverildi.

Karşılığı ise PKK’nın elindeki kamu görevlilerinin yurda dönüşü oldu. Bu somut adımlarla zemin olgunlaştırılınca hükümetin organizasyonu ve isim tercihi ile Öcalan’la görüşme süreci, hem de BDP dahil edilerek başladı.

Başbakan Yardımcısı Beşir Atalay’ın bir ay önce Diyarbakır’ı ziyaretinde buluştuğu sivil toplum örgütleriyle (STÖ) Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu’nun geçen hafta buluştuğu STÖ’lerin bileşimi dahi gelişmelerin göstergesi oldu. Baro, Mazlumder gibi önemli STÖ’ler ilk toplantıya katılmazken, ikinciye koşarak gittiler.

Çünkü Öcalan’ın Türkiye’deki en önemli ‘meşru’ siyasi figürlerden biri yapılma süreci de koşar adım gelmişti.

Bu nedenle bugün Diyarbakır’da PKK/BDP, tarihinin en kalabalık gösterisini gerçekleştirip ‘halk sürecin arkasında’ mesajını verecek.

Barışçı olması beklenen gösteride Öcalan’ın “Ateşkes” kararı da okunacağı için yüzler gülümsemeye devam edecek.

Haberin Devamı

PYD DEVLETİ VARKEN KOLAY

YARINDAN itibaren ise Öcalan’ın tabiriyle ‘askeri unsurları’ konuşmaya başlarız; ama orada da şimdilik sorun yok gibi.

Dört gün önce BDP Genel Başkanı Selahattin Demirtaş’ın, “Suriye’deki ‘defacto devlet’ resmileşti” sözünü anımsayarak bunu söylüyorum.

O ‘defacto devlet’, şu an en çok askeri unsurlara ihtiyaç içinde.

Çare, Türkiye’deki kadroların oraya sevki neden olmasın?

Böylece Türkiye’de yaşanacak hiç değilse 5-10 yıllık bir barış süreci, o devletin tesisini sorunsuz kılar.

5-10 yıl sonra olacaklar ise şimdiden öngörülemezse de akla şunlar gelebilir:

- Bugün Diyarbakır’da olacağı gibi “Öcalan’a özgürlük” sloganları göğü inletmeyi sürdürse de İmralı kısa sürede boşaltılmayacak; ama tez zamanda ‘defacto devletin’ oda duvarları Öcalan fotoğrafları ile dolabilir.

- İlerisi için başta tahminler de mümkün; ancak belirleyici nokta, Türkiye’nin bugün PKK’ya destek veren halka, ‘birlikte yaşama cazibesini’ dayanılmaz kılıp kılmayacağı, ‘Bizim ülkemiz Türkiye’ dedirtip dedirtmeyeceği olacaktır.

- Geleceğin tılsımı burada saklı; yoksa vatandaşlık, anadilde eğitim konularında uzlaşma sağlanacak. (Bence AKP ve BDP zımnen anlaştı bile.)

- Büyükşehir Yasası ile sağlanan tek meclisli şehir yönetim tarzı, AB Yerel Yönetimler Şartı’na tam uyumla, neredeyse özerk hale getirilecek.

- PKK tutukluları bir afla değil, muhtemelen yargı yoluyla salıverilecek.

Darısı Ergenekon ve Balyoz tutuklularının başına; ama onların işi hâlâ Allah’a kalmış gibi.

Yazarın Tüm Yazıları