Şükrü Küçükşahin
Şükrü Küçükşahin
Şükrü KüçükşahinYazarın Tüm Yazıları

Anayasa yapacak Meclis

MECLİS ana karnında bebeklerin öldürüldüğü şu günlerde açılıyor.

Oysa seçim öncesi başka bir hava esiyordu, yeni Meclis, hem terörün kaynağı olan Kürt sorununu çözecek, hem de yeni bir anayasa yapacaktı.
Bu yapay ‘Çözüm ve barış sürecine giriliyor’ havasının bütün büyüsü 12 Haziran seçimi geçer geçmez bozuldu.
Düşük terör ortamının da etkisiyle halk, esen o havanın, devlet/hükümet ile PKK-Öcalan görüşmelerinden kaynaklandığını daha yeni öğrendi.
YSK, bağımsız 12 milletvekili adayını veto edince “Seçime YSK sabotajı”, “YSK değişmeli” diye yeri yerinden oynatanlar vardı.
Halk, hem onların, hem de o gün ‘Millet iradesi her şeyin önünde’ diyenlerin 13 Haziran günü, seçilmiş milletvekilleri cezaevinde tutulunca neden sustuklarını, yemin krizine neden seyirci kaldıklarını da böylece anladı.
GÜL GEÇEN BİR YILI SORAR MI
Oysa PKK ile görüşen devlet/hükümet yemin krizini rahatlıkla aşabilmeliydi.
Bunun için yargıya baskıya falan da gerek yoktu, YSK vetosuna karşı çıkanlar, aynı kamuoyu baskısını oluştursalardı yemin krizi kendiliğinden aşılırdı.
Maalesef o kriz hâlâ da aşılmış değil, CHP ile protokol imzalayanlar “Burunlarını sürttük, tükürdüklerini yaladılar” demeye getirirken BDP’ye karşı, “Tıpış tıpış gelecekler, yoksa derslerini veririz” yaklaşımında.
Şimdi “Siyasi kanatla görüşürüz” dendiği için söylüyorum, acaba yemin krizi ilk gün çözülseydi o ‘siyasi kanat’ PKK karşısında daha güçlü olmaz mıydı?
Hepimiz BDP’ye, aynı tabandan geldikleri halde “PKK terörünü kına, arana mesafe koy” deme hakkına sahibiz, ama işin bu yanını da görmemiz gerekir.
Hele hele PKK ve İmralı muhatap alınmış, açıkçası bir nevi meşruiyete kavuşturulmuşken, BDP’ye böylesi bir jest tepki de toplamazdı.
Bugün BDP, Meclis’e gitme kararı aldı, ama bu, yemin krizi bitti demek değil.
Umalım Adalet Bakanlığı’nın çalışmalarını bitirmekte olduğu ‘tutukluluk süreleri’ ile ilgili düzenleme yeni bir süreci başlatsın.
BDP’nin bugün yarın görüşeceği, geçen yıl Meclis’i açarken uzun tutukluluk sürelerini eleştirdiği için muhalefetten övgü alan Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün, geçen bir yıl boyunca hiç mesafe alınmamış olmasını cumartesi günü nasıl sorgulayacağı, yeni ne mesaj vereceği de çok önemli.
TERÖR EL-KOL BAĞLIYOR
Bütün mesaisini yeni anayasaya vermekten yana olan, ‘Keşke liderler düzeyinde olsaydı’ diye düşünse de partiler arası görüşmelerin başlamasına çok sevinen TBMM Başkanı Cemil Çiçek’le dün bu konuları konuştuk.
“Gerginliğin azalması, görüşme süresine katkı yapar” diyen, kendisine ‘konuşmaktan çok sağlam bir platform oluşturma’ görevi yükleyen Çiçek, uzlaşma komisyonu için partilere 1 Ekim’de yazı yollayacak.
BDP’nin ne yapacağını görmek isteyen Çiçek, şöyle dert yandı:
“Bakın BDP’ye gitmek istedim, Hakkâri’de 13 şehit verince erteledim. Yine niyetlendim. Bu kez Pervari’den, Ankara’dan aynı acı haberler. Bu ortamda yapabileceklerim sınırlı. Bu alçak terör elimi kolumu bağlıyor.”
Biraz soluklanıp, “Belki onların da zorluğu var” demesi de ilginçti.
Çiçek’in bu empatisini kurmak isteyenler hiç de az değil, ancak hadi PKK terörünü kınamalarını es geçip ve “Kabul, PKK’ya silahı onlar bıraktıramaz” desek dahi BDP’li siyasilerden silah karşıtı güçlü, inandırıcı ve kararlı bir tutum almalarını beklemek hiç haksızlık olarak görülemez.
Çünkü, ciddi kitleselleşme sağlanmış, yerel yönetimlerde güçlü olunmuşken barışçı yolları kenara bırakıp, ana karnında bebek öldürmek vicdana sığmaz.
Yazarın Tüm Yazıları