SEÇİMLERİN galibi AKP, sadece iktidar avantajını kullanmadı.
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan başta olmak üzere bakanlarından sade üyesine kadar AKP seçimlere büyük bir hırsla sarıldı.
Erdoğan, bütün anketlerin partisini önde göstermesine, rüzgárın arkasından esmesine rağmen 55 ilde düzenlenen mitinge katıldı.
CHP Lideri Deniz Baykal ise, sonucu önceden kabullenmiş havada, fazla dolaşıp çabalamakla sonucu değiştiremeyeceği izlenimi bıraktı.
Buna karşın MHP Lideri Devlet Bahçeli ile DYP Genel Başkanı Mehmet Ağar da miting sayısında Erdoğan'a yaklaştılar.
Sonuç ortada; daha çok çalışan daha çok kazandı.
Bundan en çok etkilenecek partinin CHP olması da son derece doğal.
Çünkü; muhalefet denince MHP ve DYP adları da çok duyulmaya başlanacak.
Ancak iktidar partisi AKP'nin önündeki süreç de pek kolay değil.
Anketlerdeki kadar yüksek oy almasa da artık AKP'de ‘‘milli görüş’’ tabanda azınlığa düşmüş durumda.
Oy tabanındaki bu değişimin AKP kadrolarına nasıl yansıyacağı, seçmenin verdiği bu mesajı AKP'nin alıp almayacağı merakla izlenecek.
Bu merakı gidermek için ise bir süre daha beklemek gerekecek.
GERİDE KALANLAR
Ancak geride kalan seçimin bazı yanlarını anımsatmanın zamanı ise şimdi.
Seçim, parti üyelerinin ne kadar naylon olduğunu bir kez daha gösterdi.
Çoğu partinin mitinglerinde, o ildeki üye sayısının yarısı kadar kalabalığın bile toplanamaması bunun açık kanıtı.
Bu durum, parti üyeliğinin isteklilik esasına oturmadığının belgesi.
Çünkü; bazı siyasilerin gelecekteki çıkarları için nüfus bilgileri elde edilerek partili yapılan naylon üyeler, yine o siyasiler tarafından ve de sadece parti içi yarış söz konusu olduğunda sandık başına yığılıyorlar.
Genellikle bu gidişleri bile bir ‘‘karşılığa’’ dayanan üyeleri, parti etkinlikleri için harekete geçirmek mümkün olmuyor tabii.
Lider kadroların rüzgar yaratamaması da buna tuz biber ekiyor.
KADINLARA MUHTARLIK DÜŞTÜ
Bu seçimde de adayların propaganda harcamalarının kabarıklığına karşılık, harcama kaynaklarındaki şeffaflık incecik kaldı.
Oysa, şeffaflık sağlanmadığı sürece, ne bu yarıştaki adeletsizliği ne de seçim sonrası ortaya çıkan çarpık uygulamaları gidermek mümkün.
Beş yıllık görev için seçilen başkanların, beş yılda alacakları maaşın birkaç katını seçimde harcamalarının başka bir açıklaması olası değil.
Bu kabarık harcamanın icraatta başkanları özgür kılması da beklenemez.
Partilerin konvoy düzenleme, liderleri kurban keserek karşılama gelenekleri bu seçimle neredeyse tarihe karıştı.
Bir parti liderinin seçim bölgesinde 280 kurban kesilerek karşılanması bunun istisnası oldu; ama gelecek seçimde istisna bile olmayacak gibi.
Bu seçimlerin mağduru ise yine kadınlar oldu.
Aday sayısındaki azlık üzerine liderlerin timsah gözyaşları döktüğü kadınlar, bu seçimde de erkeklerin tekelini kıramadılar.
Dünkü seçimin en olumlu yanını da yine kadınlar yarattı.
Büyük illerde kadın muhtar adayı sayısındaki patlama, yakın gelecekte, kadının sesini siyasette daha fazla yükselteceğinin işareti gibi.