Şükrü Küçükşahin
Şükrü Küçükşahin
Şükrü KüçükşahinYazarın Tüm Yazıları

AKP ve CHP’de aday olmak

BAŞBAKAN Erdoğan, salı günü grup toplantısında anayasa değişikliğinde farklı oy kullanan AKP milletvekilleri için, ‘hain’ sıfatını kullandı.

Haberin Devamı

Gerekçesi, “Siyasi partilerde her isteyen, her istediğini söyleme özgürlüğüne sahip değil” oldu; oysa Anayasa, konu Anayasa değişikliği ise vekili, her tür baskıdan korumak için ‘gizli oya’ hükmediyor.
Bunun üzerinde yorum yapmaya gerek yok, yeterince açık; o nedenle bu partimizde, genel merkezin başarılı buldukları da dahil, ‘Aday adayıyım’ diyen veya “Partim karar verir” söylemini geçen belediye başkanları çıkamıyor.
Mevcutlara rakip olma arzusundaki kerli ferli isimler dahi bu arzularını ancak üstü kapalı imalarla dillendirebiliyorlar.
Çünkü herkes, farklı bir iradenin en hafif ifadeyle ‘isyan’ görüleceğini biliyor.

TAM DA DEMOKRATİKLEŞİRKEN

İktidar partisinde durum bu olunca ve yerel seçimler de yaklaşınca bütün dikkatler anamuhalefet CHP’nin aday adayları üzerine yoğunlaşıyor.
Ancak nedense bu yoğunlaşma, demokratik hakkını kullanıp kendi iradesini ortaya koyan birden fazla isim çıktığı an, ‘CHP’de patlak-çatlak/kavga-kıyamet’ bağlamında ele alınıyor, isimler üzerinden tartışma çıkarılıyor.
İki partimize bakıştaki bu farkın, ‘Türkiye daha çok demokratikleşecek’ diye açıklanan paketlerin alkış bombardımanına tutulduğu günlere denk düşmesi de tam bir kara mizah örneği.
Oysa demokratların yapması gereken şey AKP’deki yöntemi eleştirmektir.
Zamanın ruhu gereği, bunu geçelim tabii ki ve Gürsel Tekin’in aday adaylığından söz etmesi üzerine yaratılan fırtınaya bakalım.
Tekin’in çıkışı, demokratik hak kullanımı, “Ben bu işi en iyi yapacak kişiyim, herkesle de yarışırım” deme cesaretidir.
Bununla da yetinmeyen Tekin, “Anketlerde kim ki yarım puan önde çıkar, onun arkasında duralım; ben bunu yapacağım” diyor.
Hani sık sık güçlü muhalefet isteyenler(!) çıkıyor ya; onların, böylesi bir rekabetin yaratacağı sinerjiyi görmezlikten gelmesi samimiyet göstergesi.

Haberin Devamı

PM’DE SORUN ÇIKMAZ

Öte yandan, Kemal Kılıçdaroğlu ve Mustafa Sarıgül’ün, Tekin’in tavrını eleştirmek yerine, ‘hak olarak’ nitelenmelerini de olumlu görmeli.
Çünkü bu tablo, önceki CHP ile bir farkı daha ortaya koyuyor; ama CHP’den beklenti bundan daha ileri adımlar.
İçe dönük mücadelenin dışa yöneltilmesi bunların başında geliyor ve Tekin ile Sarıgül’ün bu alanda en iyi örneği vereceğine olan güven çok güçlü.
Dikkat edilirse Sarıgül’ün CHP’den aday adaylığı için ‘olası’ sözcüğünü kullanmıyorum; çünkü daha önce de yazdığım gibi böyle olacağı ortada.
Bu noktada birileri de, “Parti Meclisi (PM) Sarıgül’ün dönüşüne onay vermeyecek” iddiasını dillendiriyor; doğrusu bunu da ‘olası’ görmeyenlerdenim.
Çünkü, CHP’de aklıselim çoğunluk, hem ‘en çok oy getirecek aday’ arayışında, hem de böylesi bir kararın ‘kapanmaz yaralar açmak’ anlamına geleceğinin, Sarıgül’e farklı mecralara yönelme haklılığı kazandıracağının bilincinde.
Örneğin, Tekin’in o oylamada açık tavır alacağını söylemek kehanet olmaz.
Ancak Tekin, medyadan sorumlu genel başkan yardımcılığı gibi çok önemli bir görevi de sürdürdüğü için şöyle bir merakım var:
Aday adaylığını açıklarsa, bu görev aksamasın diye “Çekiliyorum” der mi?

Yazarın Tüm Yazıları