MECLİS’in ekimde başlayacak yeni yasama dönemi, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ı yeni ve önemli kararlar vermekle karşı karşıya bırakacak.
Meclis Başkanı Bülent Arınç’tan katip üyeye, grup başkanvekillerinden komisyon başkanlarına kadar Meclis yönetimi yeniden belirlenecek.
Bu kez görev alacak isimler AKP’yi genel seçime de götürecek isimler olacak.
Başka bir anlatımla Erdoğan, seçim dönemine yönelik partisindeki ilk yapılanmayı TBMM’de gerçekleştirecek.
Mevcut yapılanma Abdullah Gül’ün başbakan olduğu günlerin izini taşıyor.
Yeni tercihler bu açıdan da bazı mesajlar içerebilir.
SÜRPRİZ ARINÇ’IN ADAY OLMAMASI
Stand-by anlaşması ve AB’ye yönelik umutlu tablonun güçlü kıldığı Erdoğan, parti grubunu daha yakından tanımanın avantajına da sahip bulunuyor.
Bu nedenledir ki, Meclis Başkanı Arınç bile Erdoğan’ın yüzde yüz desteğini kazanmak durumunda olduğunun bilinciyle, adaylık için partisine bakacağını ifade ediyor.
Erdoğan’ın en fazla merak edilen ve en çok tartışılacak olan seçimi de Meclis Başkanlığı için olacak.
Başbakan, bu tercihiyle ya bazı çevrelerin yakınmalarını ortadan kaldıracak, ya da Arınç merkezli olası yeni tartışmaları göğüslemeye devam edecek.
İkinci seçenek güçlü görülüyor; sürpriz, Arınç’ın aday olmamasıdır.
Adaylığı ile seçilmesi aynı anlama gelecek olan Arınç konusu bir kenara, Erdoğan, TBMM’de bazı koltuk sahiplerine fatura keserken, bazı isimleri de öne çıkaracak.
Örneğin; 4 eski DEP milletvekilinin cezaevinden çıkmasının ardından yaşanan gelişmeleri bir bildiriyle kınayan 10 AKP’li arasında yer alan TBMM Başkanvekili Sadık Yakut ile NATO Türk Grubu Başkanı Vahit Erdem’in yerlerini korumaları büyük sürpriz olacak.
KÜÇÜK SARSINTILAR ÇOK NORMAL
Erdoğan, ne kadar güçlü olursa olsun yapacağı bu tercihlerin sonucunda partisinde bazı sarsıntıları önleyemeyeceği de kesin gibi.
Çalkantıların boyutu büyük olmayabilir; ama Erdoğan’ın eski arkadaşlarına ağırlık verip bazılarına ceza kesme yoluna gitmesi, öncelikle, AKP’nin yeniden imaj sorunuyla karşılaşması anlamına gelebilir.
Bununla da kalınmayacak gibi görünüyor.
Bugün kamuoyunda, AKP’nin ayrışması yönünde bir talep ve beklenti yok. Ancak Erdoğan’ın ekim ayında yapacağı tercihler, en küçük talebin oluşması halinde AKP zeminini kolaylıkla ayrışmaya elverişli hale getirebilir.
AKP’nin merkez kanadı, parti ve TBMM yönetimi ile Bakanlar Kurulu’ndaki Milli Görüş ağırlığının azaltılması beklentisi içinde.
Bunun olup olmayacağının ilk işareti de ekimde verilecek.
Eğer burada bir yenileşme görülürse, parti yönetimi ile Bakanlar Kurulu’nda değişikliğe gidilmesi zorunlu hale gelecek.
AKP’deki kimi kaynaklara bakılırsa, IMF ile stand-by yapılması kararı, Bakanlar Kurulu’ndaki değişikliği erkene çekebilir.
Hızlandırılmış tren kazası bunun tuzu biberi de olabilir.