İNSANLAR, ekonomik koşulları ne kadar iyi olursa olsun yine de ‘Düşmez kalkmaz bir Allah, dünya’nın binbir türlü hali var’ diyerek gelecekte ortaya çıkabilecek risklere karşı, önlem alma ihtiyacını hissediyorlar.
Bu nedenle de çok kişi hastalık, kaza gibi risklere karşı, prim ödeyerek ‘özel sağlık sigortası’ yaptırıyor. Böylece hem sağlığını kaybetme ve birilerinin bakımına muhtaç olma endişesinden kurtuluyor hem de Devletin sağlık harcamalarında, tasarruf yapmasına katkıda bulunuyorlar.
Son yıllarda, işverenler de bu anlamda sosyal destekte bulunmak, çalışanların, özel sağlık kuruluşları ya da doktorlara gitmelerini sağlayarak, hastanelerde tedavi için zaman kaybetmelerini önlemek ve motivasyonunu sağlamak amacıyla, çalışanları adına ‘özel sağlık sigortası primi’ ödüyorlar. Vergi yönünden de bu uygulama teşvik ediliyor.
İşveren tarafından, ücretliler adına özel sigorta şirketlerine ödenen ‘özel sağlık sigortası primleri’ gelirvergisine tabi tutulmuyor (Gelir Vergisi Yasası Md. 63/3). Ancak, bu kapsamda, indirim konusu yapılabilecek tutar, çalışanların elde ettiği ücretin yüzde 5‘ini ve yıllık bazda, asgari ücretin yıllık tutarını aşamıyor. Aşması halinde, aşan kısım gelir vergisine tabi tutuluyor.
PRİM SÜRPRİZİ
Olayın ‘sigorta primi kesintisi’ boyutunda, geçen hafta ilginç bir gelişme oldu.
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı, Sosyal Sigortalar Kurumu Başkanlığı Sigorta İşleri Genel Müdürlüğü Sigorta Primleri Daire Başkanlığı, 1 Nisan 2005 tarih ve B.13.2.SSK.5.01.08.00/VIII0000-77/230671 sayılı özelgesi ile ‘Nisan 1 şakası’ yaptı. Özelge ile;
‘..Yolluklar, çocuk ve aile zamları, ölüm, doğum ve evlenme yardımları ile ayni yardımlar dışında yapılan tüm nakit ödemeler, sigorta primine tabidir. 506 sayılı Kanun’un 77. meddesinin ikinci fıkrasında da; primden istisna olduğu öngörülen ödemeler yine tek tek sayılmış ve bu ödemeler dışında, her ne ad altında ödeme yapılırsa yapılsın, tüm ödemelerin prime tabi tutulacağı, hükme bağlanmıştır.
Bu bakımdan, işverenlerce özel sağlık şirketlerine ödenen ‘özel sağlık sigortası primleri’nden, sigorta primi kesilerek, Sosyal Sigortalar Kurumu’na ödenmesi gerekmektedir’ şeklinde açıklama yapıldı.
ORTALIK KARIŞTI
Yukarıda belirtilen özelgeden, şu anda çok sayıda işverenin haberi yok. Bu yazı ile birlikte öğrenecekler, öğrenince de ortalık karışacak.
1- İşverenler adına, geriye dönük ‘sigorta primi’ tahakkuk ettirilmesi gerekiyor. Gecikme cezasını da göz önüne aldığımızda, bu olay çok ciddi sorun yaratacağa benziyor.
2- Ayrıca ek prim bildirgeleri verilmesi gerekiyor. Bu durumda ‘idari para cezaları’ gündeme gelecek.
3- Gelir Vergisi Kanunu‘nun 63/3 maddesi ve 147 seri nolu Gelir Vergisi Genel Tebliği ile SSK‘nın özelgesindeki açıklama çelişiyor. Bu da bir başka sorun!
4- SSK İstanbul Sigorta İl Müdürlüğü 1 Ekim 2004 Tarih ve 411263.34/116841 sayılı özelgesi ile; özel sağlık sigortası primlerinin, prim kesintisine tabi olmadığını açıklamıştı. Şimdi ne olacak?
Ortalık daha fazla karışmadan, SSK’nın ‘Nisan 1 şakası’ diye adlandırdığımız, özelge ile yaptığı açıklamayı gözden geçirmesinde ve özel sağlık sigortası primlerinin, sigorta primi kesintisine tabi olmadığını bir an önce açıklamasında yarar var.
Özel sağlık sigortası sistemine ‘köstek’ değil, ‘destek’ olmak gerekiyor...