BAŞLIKTA bir hata yok. Kurallara uymayan değil, "kurallara uyan" ceza ödeyecek.
Bunu ben demiyorum, kanunda yazıyor!..
İş Kanunu’nda bir madde var, o maddede kurallara uygun hareket eden işverene, ceza kesileceği yazılı.
"Nasreddin Hoca fıkrası" gibi oldu ama ne yapalım, yasa maddesi böyle diyor!..
OLAY NE?
Olayı tesadüfen fark ettim.
Eski öğrencilerimden, İş Müfettişi Arif Temir’in, Ocak 2008 baskı "İş Kanununda İzinler ve Uygulaması" kitabını okurken, bir nokta dikkatimi çekti.
Kitabın 48’inci sayfasında; yıllık ücretli izin yönetmeliğinin esas ve usullerine aykırı olarak izin kullandırmayan işveren hakkında, her işçi için 179 YTL (2008 yılı için) idari para cezası uygulanacağı belirtiliyordu. Dikkatle bir daha okudum; "...yönetmeliğin esas ve usullerine aykırı olarak izin kullandırmayan işveren hakkında ceza uygulanacağı" yazılıydı. Kendisini aradım:
- Arifciğim bir hata olmasın?
- Yok Hocam, kanun maddesi aynen yazdığım gibi. İş Kanunu’nun 103. maddesinde aynen böyle yazıyor. Ben de kanun maddesini değiştiremeyeceğim için ona uygun olarak yazdım.
- Peki, işçi çalıştıranlara; "İşçilerinize izin verirken, bununla ilgili yönetmeliğe uymayın. Uyarsanız, ceza yersiniz" diye duyuruda mı bulunalım?
- Ona karışamam Hocam ama işverenler yine de yönetmeliğe uygun hareket etsinler.
VİRGÜLÜN ÖNEMİ
İlgili yasa maddesini, Meclis’te görüşülen şeklini vs. dikkatle araştırdım ve olayı anladım.
Madde metnindeki "...aykırı olarak" sözcüğünden sonra bir virgül konması gerekirken, virgül unutulmuş.
Unutulunca da cümle anlamını yitirmiş ve yukarıdaki "komedi" ortaya çıkmış!..
Lezbiyen
TEMEL bara gitmiş. Yanındaki kadınla sohbet ederken kadın:
"Ben lezbiyenim" demiş. Temel lezbiyenin ne olduğunu sorunca kadın; "Ben yalnızca kadınlarla beraber olurum" demiş. Temel’in hoşuna gitmiş.
"Pen ta sizin cibu lezbiyenum" demiş...
Kocasını öldürene de aylık bağlanacak
ÖNCEKİ gün, Sevgili Sezgin Özcan aradı; "Hocam, geçen Cumartesi anne ve babasını öldürene aylık bağlanacağını yazmıştınız. Dikkatle inceledim; yalnızca anne ve babasını değil, kocasını ya da karısını öldürene de aylık bağlanıyor" dedikten sonra, bir hususa dikkati çekti.
"Kanun yazarken, hem hukuk hem de dilbilgisi kurallarını çok iyi bilmek, Türkçe’yi de iyi kullanmak gerekir. Bir virgülü koymazsınız, ’hilkat garibesi’ maddeler çıkar" diyerek örnek verdi:
5510 sayılı Genel Sağlık Sigortası Kanunu’nun 56. maddesine göre;
Bir kişi annesini, babasını, kocasını ya da karısını;
- Kesinleşmiş yargı kararı üzerine öldürürse, o kişiye aylık bağlanmayacak.
- Kesinleşmiş yargı kararı olmadan öldürürse, o kişiye aylık bağlanacak.
Mahkeme "öldür" demeyeceğine göre, öldürene bir de öldürdüğünden aylık bağlanacak.
Hayret ki ne hayret!..
Bu hatalı maddeyi düzeltin. Yoksa, ortalık karışır.
Arka-Taş
ORTA Asya’da savaşın ok ve yay ile yapıldığı dönemlerde Türk savaşçılar, arkalarından gelebilecek bir saldırıyı önlemek için, sırtlarını bir ağaca, kaya veya taşa vererek ok atarlarmış. Atalarımız genelde bozkır hayatı yaşadıkları için bu sırt dayanan nesne genelde bir taş veya kaya olurmuş. Yıllar sonra bu sırt dayanan taşın ismi ARKA-TAŞ veya Azerbaycan’daki söylenişiyle "ARKA-DAŞ" biçiminde dilimize yerleşmiş.
Bugün bile güvenebileceğimiz, bizi arkadan vurmayacak olan, samimiyetine güvendiğimiz kişilere verdiğimiz isimdir. "Dostluk" kavramının zaman içinde, insanın arkasını yaslayabileceği ve kendisini olabilecek kötülüklerden koruyacağı fikri ile özleştirilmesi sonucu "ARKADAŞ" sözcüğü "dost" anlamında Türkçemizdeki yerini buldu. Sırtınız "ARKA-TAŞ"sız kalmasın...
(Teşekkürler Reyhan YILDIZHAN)
Tatlı yalanlar
Abi Allah seni inandırsın.
Biz de şimdi içeri girdik.
Ne zahmeti canım, zahmet olur mu hiç.
Telefon sessizdeydi, görmemişim.
Sırnaşık
Soru: Bu yıl hangi ayda erkekler daha az sırnaşık olur?
Yanıt: Şubat ayında, çünkü 29 gündür.
Nesi var
TEMEL eczane açar. İlk müşterisi gelir:
- Bana bir sinek ilacı verir misiniz?
Temel:
- Tabii, sineğunuzun nesi var?
(Teşekkürler Prof.Dr.Doğan ŞENYÜZ)
Nokta ve virgül
TÜM derslerden başarılı olan ancak kompozisyon dersinden bir türlü iyi not alamayan öğrenci, dayanamayıp hocasına sormuş:
- Hocam, ben çok iyi kompozisyon yazıyorum. Ne yazdığımı, sınav sonrası arkadaşlara anlattığımda, onlar da çok beğeniyorlar. Ancak, nedense sizden iyi bir not alamıyorum.
- Evladım senin noktalama işaretlerinde eksiğin var. İyi bir kompozisyon yazabilmek için, noktayı ve virgülü ya da ünlem işaretini nereye koyacağını çok iyi bilmen gerekiyor.
Öğrenci teşekkür edip, hocasının yanından ayrılmış. Artık nerede eksiğinin olduğunu çok iyi biliyormuş.
İki hafta sonra, kompozisyon sınavında, verilen konuyu, önceden olduğu gibi dikkatli bir şekilde yazmaya başlamış.
Bittikten sonra, kağıdın altına 20 tane nokta, 30 tane virgül, 10 tane ünlem işareti, 5 tane noktalı virgül, 5 tane tırnak işareti, 5 tane de parantez işareti koymuş ve altına da şunu yazmış;