Kayserili’lerin bile hayret ettiği vergi!

Program tam bitmişti ki, program yöneticisi Murat Atıl İstanbul’dan devreye girdi.
- Hocam, bir de bugünkü yazınızla ilgili sorum olacak.
O günkü yazım birinci sayfadan “Kiracıya ve Ev sahibine Şok!” başlıklıydı.
Konuyu özetledim. Gelir Vergisi Yasası’nda “Emsal Kira Bedeli” başlığı altında yer alan 73. maddeye
göre gayrimenkul kiraya verenler, emlak vergisi değerinin yüzde 5’inden aşağı yıllık kira beyan edemiyorlar. Ayrıca oğlu, kızı, kardeşi ve anne-babası dışındakilere evini bedelsiz kiralayanlar da aynı mevzuata tabi. Hatta oğluna, kızına, kardeşine anne ve babasına, konut dışında gayrimenkulü bedelsiz kiralayanlar da..
O yıl, yeniden değerleme oranı yüzde 80, gayrimenkulün değer artışı da yüzde 80 idi. Bu durumda, beyan edilmesi gereken kira da, otomatikman
% 80 artacaktı. Bu da kiracı- mal sahibi tartışmalarına neden olacaktı...
Program bitti. Birkaç dakika sonra Murat Atıl anons yaptı.

MALİYE BAKANI ARIYOR

- Maliye Bakanı Temizel arıyor. Sayın Kızılot’un konuşmasıyla ilgili bir açıklama yapacaklarmış. Buyrun Sayın Bakanım...
- Programı izledim, gerçekten şoke oldum. Yüzde 80’lik bir
artış asla söz konusu değil. Burada binde birlik bir artış var. Örneğin 100 bin TL beyan edilen evin
emlak vergisi değeri, yaklaşık
180 bin lira olacak. Buradaki
80 bin liralık artışın vergisi de, sadece 80 lira. Bu da binde 1’e isabet eder. Bunun neresi şok?

ÇARPITILAN AÇIKLAMA

Benim anlattığım ve gazetede yazdığım, olayın gelir vergisi boyutuydu. Oysa Bakan konuyu Emlak Vergisi yönüyle anlatıyordu... Yapacak bir şey yok gibiydi... Canlı yayın. Ben Ankara’dayım, konuşma ise İstanbul stüdyosunda... İçimden “Keşke imkan olsa da, Murat Bey’e bir pusula uzatabilseydim...” diye geçirdim ama bu imkânsızdı. Çünkü canlı yayın 10-15 saniye içinde bitecekti... Fakat o da ne? Sanki bir mucize oldu ve Murat Atıl düşüncelerimi İstanbul’dan okumuşcasına sordu:
- Sayın Bakanım, sanıyorum sizin açıklamanız Emlak Vergisi ile ilgili. Oysa Şükrü Hoca, olayın Gelir Vergisi yönünü açıklamıştı...
O anda derin bir ohh... çektim. Ve dayanamayıp “İşte program yapımcısı dediğin böyle olur” dedim. Sonra Maliye Bakanı’na kulak verdim “Evet böyle bir madde var ama ben uygulamayacağım” diyordu!..
Stüdyodan çıktım. Yürürken üstteki fıkrayı anımsadım...

Ben deyrum kulağu, o deyur ayağı

-Lazın biri, sabahın köründe elinde keser, köprünün alt tarafını yontuyormuş. O sırada oradan geçen Kaymakam durumu fark etmiş.
- Be adam, ne yapıyorsun orada. Milli servet o köprü...
- Kaymakam Bey hiç sorma... Ben her sabah eşeğumla bu çöprünün altından geçeyrum. Eşeğumun iki kulağı da çöprünün altına değeyur. İşte o kısmı yontayrum.
- Hay Allah!.. Be adam, madem öyle bir durum söz konusu. Toprağı kazsana...
Adam Kaymakam’a dik dik baktıktan sonra yanındakine dönmüş:
- Ula bu ne deyur?
Bir de kaymakam olmuş daa!.. Ben deyrum ona kulağu, o deyur bana ayağu!..

Günün sözü

-Bazen susmak, söylenen birçok sözden daha etkili olur.
Montesqueiu

Ceketini alıp çıkmak

-Kavgadan sonra neden bayan değil de erkek ceketini alıp dışarı çıkar?
- Çünkü bayanlar üzerine ne alıp çıkacağına 2 saat karar veremezler.

Kadın affetmez

-Romanya’da, evinin tavan arasında “şişme kadın” bulan iki çocuk annesi bir kadın, kocasına “boşanma davası” açmış.
Kadın, rakibi şişme de olsa aldatılmaya katlanamayacağını söylemiş. Kocası da şişme kadını, bir arkadaşına doğum günü hediyesi olarak aldığını iddia etmiş!..
(Tuba Yılmaz, Ateşle Yaklaşma Geveze, s.277).

Kadınların yaşı

Kadınların dört yaşı olurmuş.
-Birincisi “kimliğindeki” yaş.
-İkincisi “hissettiği” yaş.
-Üçüncüsü “gösterdiği” yaş.
-Dördüncüsü “söylediği” yaş.

Baklava da 50 TL kutusu da...

-Ramazan ayı nedeniyle baklava, güllaç, kadayıf gibi tatlıların tüketimi arttı.
Okurlarımızdan Ferhat Tamtürk, aldığı bir kilo baklavanın kutusunu tarttırmış 116 gram. Baklava ise 884 gram.
Alınan baklava 884 gram, ödeme ise 1000 gram baklava parası!
Anlayacağınız, kutunun kilosu da 50 TL!..
Benzeri uygulama çikolata alırken de yapılıyor!..

En huzurlu an

-Uyuyan bir çocuğu kucağında tutmak... Dünyanın en huzurlu anıdır.
William Shakespeare
(Teşekkürler Fikret VARCAN)