KAYITDIŞI denilince, akla hemen ‘kayıtlı olmayan mükellefler’ geliyor. Oysa, kayıtdışı olayında, esas kayıp, kayıtlı mükellefler açısından sözkonusu... ‘O da nesi?’ diye soranlara açıklayalım.
Adam hukuken kayıtlı yani vergi numarası var, SSK’da işveren olarak kaydı ve numarası var. Ancak, gelirinin büyük bir kısmını kayıtlarına intikal ettirmiyor ve çalışan işçilerin de çoğunu, sigortalı göstermiyor ya da asgari ücretten gösteriyor. Aradaki fark da, kayıtlı mükellefin kayıtdışılığını ortaya koyuyor.
GELİR VERGİSİ BOYUTU
Gelir vergisi mükelleflerinin bir kısmı, basit usule, bir kısmı da gerçek usule göre vergilendiriliyor.
1- Basit Usuldekiler Ayda 4 milyon Lira Ödüyor: Basit usule tabi olan ve defter tutmayan esnaf ve sanatkárların sayısı, 817 bini buluyor. Bunlardan toplanan yıllık vergi 38 trilyon 230 milyar lira, aylık vergi de 3 trilyon 185 milyar lira. 2003 yılında, kişi başına ödedikleri vergiye gelince; basit usule tabi bir mükellef, 2003 yılında ayda ortalama vergi 4 milyon lira vergi ödemiş.
Evet, yanlış okumadınız ayda 4 milyon lira... Bir kıyaslama yapmak gerekirse, basit usule tabi bir mükellef, asgari ücret alan işçinin ödediğinin 13’de biri kadar vergi ödüyor. Ayda 4 milyon lira vergi ödeyen bir kişinin, aylık net geliri de 20 milyon lira oluyor. Bu tutar da bize, kayıtlı 817 bin mükellefin, kayıtsız gelirinin ne tutarda olabileceğini gösteriyor.
2003 yılında, Türkiye’nin toplam vergi geliri 84 katrilyon 334 trilyon lira. Basit usule tabi olan 817 bin mükellefin ödediği toplam vergi ise, sadece 38 trilyon lira. Yani toplam vergilerin, onbinde dördünü ödemişler.
2- Beyanname Verenler Yüzde 1.3 Ödemiş: Gelir vergisi beyannamesi veren ve çoğu defter tutan gerçek usule tabi, yaklaşık iki milyon mükellef var. Bunlar; bakkal, konfeksiyoncu, mobilyacı, yedek parçacı, gözlükçü, lokantacı, nakliyeci, avukat, doktor, mimar, kira geliri elde edenler, şirketlerden kár payı ve temettü geliri elde edenler gibi kişilerden oluşuyor.
Dönüp bakıyoruz, 2003 yılında toplanan vergilerin 1 katrilyon 088 trilyon lirasını yani yüzde 1.29’unu, beyanname veren gelir vergisi mükellefleri ödemişler. Bunların, 2003 yılında ödedikleri 544 trilyon lira geçici vergiyi de eklediğimizde, ödedikleri vergi, toplam vergi gelirleri olan 84.3 katrilyon liranın yüzde 1.93’ü oluyor...
Ödenen vergiler de ilginç. Maliye Bakanı, bir süre önce açıkladı, İstanbul’da, mobilyacı: 2.4 milyon lira, diş hekimi: 2.8 milyon lira, kuaför: 3.6 milyon lira, doktor: 10 milyon lira, nakliyeci: 11 milyon lira, servisçi: 13 milyon lira, otobüsçü: 24 milyon, kuruyemişçi: 32 milyon lira aylık vergi ödemiş. Asgari ücretli de ayda 56.5 milyon lira vergi ödüyor.
Rakamlara bakınca, kayıtlı mükellefin kayıtdışılığının boyutları ortaya çıkıyor.
DİĞER VERGİLER
Kurumlar vergisinde, kayıtlı mükelleflerin yarıya yakın kısmı ya zarar beyan ediyor ya da asgari ücretli kadar ödemiyorlar. Gelir ve kurumlar vergilerine bağlı olarak KDV yönünden de, kayıtlı mükelleflerde, katrilyonluk kayıtdışı vergi kaybı var.
Türk-İş’in kayıtdışı istihdam hesabı
BİRKAÇ gün önce, Türk-İş’in kayıtdışı istihdamla ilgili araştırması açıklandı.Bu araştırmaya göre, kayıtdışı istihdam nedeniyle; SSK primi, işsizlik sigortası fonu ve vergi kaybının tutarı, yılda 16 katrilyon lirayı buluyormuş.Biz de, 31 Mart 2004 günü Hürriyet’te yayınlanan araştırmamızda, kayıtdışı istihdamın 20 katrilyon liraya ulaştığını, ayrıntılı hesaplarıyla ortaya koymuştuk.
Türk-İş’in araştırması, herkese asgari ücret ödendiği varsayımıyla yapılan hesaplamaya dayanıyor.Oysa kayıtlı olanların kayıtdışılığı yani asgari ücretin üzerinde ödenip de, asgari ücretten bildirilenlerden kaynaklanan prim ve vergi kaybı da var. Ayrıca, hesaplamada 4 milyon olarak belirtilen kayıtdışı yerli işçi sayısı, Çalışma Bakanı’nın 15 Mart 2004 tarih ve APK/320-923 sayılı açıklamasında 4.5 milyon olarak belirtiliyor. Bu sapmalara ve ilave 1 milyon yabancı kaçak işçiye göre hesaplama yaptığımızda, prim ve vergi kaybı 20 katrilyon 259 trilyon liraya ulaşıyor.