Kayınbirader eniştesini ihbar edince

ENİŞTESİNİN işyerinde çalışan kayınbirader, onunla ters düşünce işten ayrılır. Ancak, işten ayrılmakla yetinmez ve oturur eniştesinin nasıl vergi kaçırdığına dair, ayrıntılı bir ‘ihbar dilekçesi’ yazar.

Aradan bir süre geçer ve firmanın defterleri incelemeye alınır.

İHBAR İKRAMİYESİ

İnceleme nedeniyle, kendisinden bazı belgeler istenen ve zaman zaman da bilgisine başvurulan enişte, bir ara dayanamaz;

‘Efendim, beni ihbar edenin kim olduğunu çok iyi biliyorum. Daha önce birlikte çalıştığım, kayınbiraderim ihbar etmiş’ der. İnceleme elemanının, bu konuda, bir şey söyleyemeyeceğini belirtmesi üzerine;

‘İhbar eden kayınbiraderim, bunu biliyorum. Geçenlerde duydum, bazı tanıdıklarımızdan, borç para isterken, bu borcu yakında alacağı ihbar ikramiyesi ile ödeyeceğini söylüyormuş’ der.

İnceleme elemanı, yine yorum yapmaz ve işine devam eder. İhbar dilekçesi son derece ayrıntılı ve somut delillere dayalı olduğu için, matrah farkını eliyle koymuş gibi bulur. Sonuçta, ciddi bir vergi kaçağı ortaya çıkar. Ancak, inceleme elemanı, ihbar eden kişiye yani kayınbiradere ‘ihbar ikramiyesi’ ödenmesi konusunda rahatsız olur ve bu ikramiyenin ödenmemesi konusunda, kısa bir rapor yazar. Raporda özetle, akrabalık ilişkisi ve karşılıklı güvene dayalı birlikte çalışma nedeniyle edinilen bilgilere dayalı ihbar yapıldığını ve ihbar ikramiyesinin ödenmemesi gerektiğini belirtir.

İLGİNÇ BİR RİCA

Aradan belli bir zaman geçer. İnceleme tamamlanmış ve bununla ilgili vergi inceleme raporu da yazılmıştır. Bir gün, ihbar edilen kişi inceleme elemanına gelir. Moralinin çok bozuk olduğunu belirterek, ihbarcı kayınbiraderine ihbar ikramiyesinin ödenmesi için ricada bulunur.

İnceleme elemanının, bu durumu yadırgadığını görünce, dayanamayıp nedenini açıklar:

‘Kayınbiraderime ihbar ikramiyesi ödenmeyince, o da karımı kaçırmış. İkramiye ödenirse bırakacakmış. Kayınvalide ve kayınpeder ile de tartıştık. Aile ve akrabalık düzenim iyice bozuldu. Bir talimat verseniz de şu ikramiye ödense, ben de karıma ve aile düzenime kavuşsam.’

İki fakülte bitirmiş

FIKRA
gibi bu olayı, Kibar Holding Yönetim Kurulu Başkanı Sevgili Asım Kibar anlattı.

Gazeteye ilan verip, holdinge bağlı şirketlerden biri için genel müdür yardımcısı arandığı belirtiliyor. Başvuruda bulunanlarla, tek tek görüşülüyor. İçlerinden ‘ODTÜ’de iki fakülte bitirdim’ diyen biri, beğeniliyor ve işe başlatılıyor.

Ancak haftalar geçiyor, iki fakülte bitiren bu arkadaştan beklenen verim bir türlü alınamıyor. Asım Kibar, bu genci ‘Nereden nasıl buldunuz?’ diye sorduğunda, ‘Efendim, ODTÜ’de iki fakülte bitirmiş. En iyisi buydu aldık’ yanıtını alıyor.

‘Peki, gönderin şunu bana, kendisi ile bir konuşayım bakalım...’ der ve iki fakülte bitiren kişi gelir. Kibar;

‘Evladım, sen ODTÜ’de iki fakülte bitirdiğini söylemişsin. Hangi fakülteleri bitirdin?’

‘Efendim ben ODTÜ’de Mühendislik Fakültesi ve İktisadi İdari Bilimler Fakültelerini bitirdim. Bu fakültelerin inşaatında, taşeron olarak çalışmıştım.’


Erkek olmanın dayanılmaz keyfi

Beş günlük tatil için ufak bir çanta yeter.

Tazelemek zorunda olduğun bir makyajın olmadığı için zırt pırt tuvalete gitmezsin.

Duş yapman ve giyinmen en fazla on dakika sürer.

Gereksiz eşyaların bulunduğu bir çantayı taşıma alışkanlığın yoktur. Ceketini alıp çıkarsın.

40 yaşına da gelsen kimse evde kaldığını iddia edemez.

Yüzündeki tüm renkler orijinaldir ve ne silince, ne yağmurda ne de ağlayınca çıkmaz.

Ayakkabılarının topuğu ve tırnağın asla kırılmaz, çorabın kaçmaz.

(Teşekkürler Ali Tezel)

Fareye fil tarifesi

AVUSTURYA
’da, uluslararası bir tıp kongresine katılan doktora, kobay olarak kullanılmak üzere, bir çift beyaz fare armağan etmişler. Kapıkule girişinde fareleri gören gümrük görevlisi; ‘Bunlar gümrüğe tabi’ der.

Doktor da; ‘Bu iki fareyi kobay olarak, bilimsel araştırma yapmak için getirdim ama vergisi varsa ödeyim. Nedir bunun gümrüğü?’ diye sorduğunda, görevli memur Gümrük Tarife Cetveli’ne bakması gerektiğini belirtir. Ancak tarifede, fare diye bir hayvan yok. Belli ki fare ithal edilebileceği akla gelmemiş. Tam o sırada görevli memur, tarifenin altındaki küçük dipnotu fark eder; ‘İşbu cetvelde ismi bulunmayan bir hayvan ithal edilmek istenirse, otomatik olarak büyükbaş hayvan addolunur.’

Büyükbaş hayvanlar içinde fil ve deve de var. Gümrük memuru; ‘Fare için fil tarifesi üzerinden gümrük vermeniz gerekir yoksa fareleri size veremeyiz’ der. Doktor da çaresiz deney faresini gümrüğe terk eder. Doktorun üzüldüğünü fark eden görevli, bir yol gösterir ‘Doktor Bey, birkaç ay sonra, bu fareleri çekilmeyip gümrüğe terk edilen mallar arasında satışa çıkartırız. Buna alıcı çıkmaz. Siz gelin, çok ucuza alırsınız.’

Doktor, iki ay sonra farelerin satış durumunu sormaya gider, o da ne fareler, bakımsızlık ve açlıktan ölmüştür!..

(Bkz. Teoman Yazgan, ‘Bürokratlar Nereye Koşuyor?’, İstanbul, 2000, s.66-67)

Kitapta bu olayı okuduktan sonra, Gümrük Müsteşarlığı’ndan bir yetkiliyi arayıp sordum. Neyse ki bu olaydan sonra Gümrük Tarifesi’ne, kobay fareler ile ilgili bir ekleme yapılmış.

Günün sözü

İnsanlar yaşadıkça yaşlandıklarını sanırlar. Oysa yaşamadıkça yaşlanırlar.

İvan Panin
Yazarın Tüm Yazıları