Önceki aramalarından birinde, ‘Bir firmaya kayıtlı araç arızalandığında tamir ettiriliyor ve faturası da deftere gider yazılıyor. Peki firma sahibi hastalandığında yani arızalandığında, tedavi faturası niye masraf yazılamıyor?’ diye sormuştu. ‘Yasa maalesef böyle’ dedikten sonra, bir karşılaştığımızda Maliye Bakanı’na aktarmıştım. O da ‘Kayahan haklı, bu olayı ele alalım’ demişti...
Nitekim, bir yasa değişikliği ile 1 Ocak 2005 tarihinden itibaren, mükelleflerin kendisi, eşi ve çocuklarına ait sağlık harcamalarının, beyan edilen gelirin yüzde 10’unu aşmayacak şekilde, gelir vergisi beyannamesindeki gelirinden indirilmesine olanak sağlandı (Bkz. GVK Md. 89/2).
Ben buna ‘Kayahan maddesi’ diyorum ve Kayahan’ı gördükçe ‘Bravo sana, vergi kanunlarını bile değiştirdin’ diye takılıyorum...
İLGİNÇ BİR PROJE
Kayahan’ın son aradığında yine bir sorusu vardı. Korsan kaset ve CD satışından şikayetçiydi. Korsanlarla, kendi çapında mücadele etmek için geliştirdiği bir projeyi, benimle paylaşmak ve bir konuyu da öğrenmek istiyordu.
- Şöyle bir düşüncem var. ‘Kelebeğin Şansı’ isimli yeni albümümü alanlara, kaset ve CD’lerin numaralarına göre, noter huzurunda yapılacak çekilişle, 50 bin YTL (50 milyar lira) nakit para ya da altın dağıtmak istiyorum. Ayrıca bir çifte Gömeç Sevgi Köyü’nde bir hafta tatil, 50 kişiye de imzalı CD seti dağıtmayı amaçlıyorum. Ne dersiniz?
- Çok iyi olur ancak nakit para ya da altın dağıtmak yasal olarak mümkün değil. Ayrıca Milli Piyango Genel Müdürlüğü’nden de izin alınması gerekebilir. En iyisi ben bir araştırayım, size dönerim.
PARA VE ALTINA YASAK
Tahmin ettiğim gibi, çekiliş yolu ile para, altın ya da Hazine Bonosu dağıtmak mümkün değildi. Ayrıca, Milli Piyango Genel Müdürlüğü’ne başvurup, teminat göstermek gerekiyordu.
Kayahan’a durumu anlattım. Önce biraz neşesi kaçtı ama ‘para yerine otomobil verirsin’ dediğimde, keyiflendi.
Kayahan şimdi, 85 bin YTL (85 milyar lira) değerinde Volvo 560 T otomobili, haziran ayı başında yapılacak çekilişle, bir hayranına hediye edecek.
Olayın en güzel yönü, Kayahan’ın dağıtacağı ödülleri, cebinden karşılayıp şirkete masraf yazmayacak olması. Ne diyelim, Bravo Kayahan...
Kız ve erkek çocuklar
Kız çocuk annesinin makyaj malzemelerini alıp yüzüne gözüne sürer. Erkek çocuk annesinin makyaj malzemelerini alıp duvarları boyar.
Kız çocuklara bir barbie bebek verin, onu giydirir, süsler, evcilik oynarlar. Erkek çocuklara bir barbie bebek verin, hemen kollarını bacaklarını kopartırlar.
Kız çocuklar genelde erkek çocuklardan önce konuşmayı öğrenirler. Erkek çocuklar, genelde konuşmadan önce silah seslerini taklit etmeyi öğrenirler.
Kız çocuklar, büyüyünce kadın olurlar. Erkek çocuklar büyüyünce, büyük erkek çocuk olurlar.
Başbakan’a vergi sürprizi
Dünkü Milliyet’in manşetinde, ‘Tayyip Erdoğan’dan çok samimi açıklamalar’ başlığı altında, Başbakan’ın ilginç açıklamaları vardı. Bunlardan biri de şirket hisseleriyle ilgiliydi... ‘Her şeyimi sattırdınız bana’ diyen Erdoğan, konuşmasının devamında ‘Ne olacak benim param, bankada mı duracak? Şu anda duruyor da. Şimdi mecburen paramla ya gideceğim gayrimenkul satın alacağım ya gideceğim kardeşime, çocuklarıma bu parayı devredeceğim’ diye açıklama yapıyordu.
Başbakan’ın şirket hisselerini kaç trilyon liraya (milyon YTL’ye) sattığını ve ne kadar nakit parası olduğunu bilmiyoruz. Ancak bildiğimiz bir şey var o da olayın vergi boyutu ile ilgili.
Başbakan, paraları oğluna devrederse, bu ivazsız (karşılıksız) intikal nedeniyle; oğlu yüzde 5-15 arasında, kardeşi ise yüzde 10-30 arasında ‘Veraset ve İntikal Vergisi’ ödemek zorunda kalacaklar.
Oğlu ve kardeşi, beyanname vermeyi unuturlarsa, cezalı vergi sürprizi ile karşılaşabilirler!..
Halk oynamaya başlayınca
Padişahın biri, yeni vergiler koyduğunda ya da mevcut vergileri artırdığında, sadrazama;
- Git bakalım, halkın arasında bir dolaş. Vergilere alışmışlar mı?
dermiş. Sadrazam da, halkın arasında dolaştıktan sona padişaha;
- Padişahım, halkın suratı biraz asık, canı da sıkılmış durumda ama işlerine devam ediyorlar...
dediğinde padişah;
- Tamam, demek ki sorun yok. Alışırlar alışırlar...
dermiş. Bir süre sonra vergileri yine artırırmış. Sadrazam da halkın arasında dolaşıp, padişaha izlenimlerini aktarırmış;
- Padişahım, bu kez suratları çok asık. Merhaba desen, yüzüne dik dik bakıyorlar. Her an kavga edecek gibiler. Galiba bu kez vergileri çok artırdık.
- Yok yok. Merak etme sen. Alışırlar, alışırlar...
Günlerden bir gün, vergiler yine artırılmış. Sadrazam halkın arasında dolaşıp geldiğinde, şaşkın vaziyetteymiş.
- Padişahım hiç sormayın. Bu kez hiçbir şey anlamadım. Herkes çok neşeli, gülüyor hatta sokaklarda dans ediyorlar, oynuyorlar...
‘Aman’ demiş padişah.
- Eğer halk dans etmeye ve oynamaya başladıysa, durum çok kötü. Hiçbir şeyi umursamıyorlar demektir. Hemen vergileri indirelim. Yoksa perişan oluruz...
Günün sözü
Sınırsız vergileme gücü; neticede, tahrip etme gücüne sahiptir.