İki kere iki kaç eder

İKİ kere iki kaç eder? diye sorulunca, aklıma önce Lichtenberg’in bir sözü, sonra da bir fıkra geliyor.

Lichtenberg diyor ki; "İki kere iki dört eder dense bile, bir kez kuşkulan ve araştır".

Fıkraya gelince, onu da Dr. Üzeyir GARİH’ten duymuştum. Biliyorsunuz, muhasebecilik, günümüzün saygın mesleklerinden biri. Bundan çok uzun yıllar önce, yani muhasebecilik mesleğinin bugünkü saygınlığına kavuşmadığı, meslek yasasının da henüz çıkmadığı bir dönemde, bir işadamı muhasebeci arıyormuş. Sekreterine, gazeteye ilan vermesini ve gelenler bir ön elemeye tabi tutulduktan sonra, seçilecek üç kişiyle görüşüp, birini seçeceğini söylemiş.

Daha sonra, seçilen üç kişiyle de ayrı ayrı görüşmeye başlamış.

İKİ KERE İKİ KAÇMIŞ?

Odasına ilk aldığı muhasebeci adayına sormuş;

- Söyle bakalım, iki kere iki kaç eder?

- Dört eder efendim!

- Peki teşekkür ederim. Çıkabilirsiniz. Benim aradığım kişi siz değilsiniz.

Patronun yanından çıkan muhasebeci adayı, diğer iki kişinin yanına gittiğinde, olayı anlatmış ve işe alınmadığını da belirtmiş. İkinci aday hemen bir fikir yürütmüş.

- Arkadaş öyle birden bire dört eder demeyecektin ve bir süre düşündükten ya da hesaplama yaptıktan sonra dört eder diyecektin. Bence sen bunun için kaybettin...

Biraz sonra ikinci aday da, odaya çağrılmış. Patron yine aynı soruyu sormuş;

- Söyle bakalım, iki kere iki kaç eder?

- Bir saniye efendim... İzin verirseniz hesaplayayım.

Bizimki kağıdı kalemi almış ve iki kere ikinin kaç olduğunu hesapladıktan sonra, patrona dönmüş;

- Hesapladım, dört ediyor efendim.

- Peki, çok teşekkür ederim. Siz de aradığım kişi değilsiniz.

Biraz sonra, üçüncü aday da odaya çağrılır. Patron yine aynı soruyu yöneltir.

- Söyle bakalım, iki kere iki kaç eder?

Üçüncü aday, soruyu duyunca hemen pencereye yönelmiş. Perdeleri sıkı sıkıya kapatmış. Ardından kapıyı da kilitledikten sonra, etrafı dinlemiş bakmış hiç ses yok. Sessizce patronun yanına yaklaşıp kulağına eğilmiş ve yavaşça;

- Kaç etmesini istiyorsunuz efendim?

demiş.

GÜNÜMÜZDE İKİ KERE İKİ

Sanıyorum, yukarıdaki fıkra, günümüz Türkiyesi’nin ekonomik, siyasi ve mali politikalarını belirleyenlerin, kararlar alıp uygulayan ya da uygulatanların, etrafındaki dalkavukları ve bazı sivil toplum örgütlerinin başındaki kişilerin tavrını (!) çok iyi yansıtıyor.

Ne dersiniz, bu kişiler "iki kere iki kaç eder?" diye sorulduğunda, hangi yanıtı veriyorlar?

İşte size, Türkiye gerçeğinin özeti...

İşte takım ruhu

Bir kadın bütün gece eve gelmemiş.


Ertesi sabah kocasına, gece bir arkadaşı aniden hastalandığı için onunla kaldığını söylemiş.

Kocası karısının en yakın 10 arkadaşını aramış.

Hiçbiri karısının kendisinde kaldığını onaylamamış...

Bir adam bütün gece eve gelmemiş.

Ertesi sabah karısına, gece bir arkadaşı kaza yaptığı için onunla kaldığını söylemiş.

Karısı kocasının en yakın 10 arkadaşını aramış.

Ve 5 tanesi kocasının kendisinde kaldığını onaylamış, diğer 5 tanesi ise kocasının hala kendisiyle birlikte olduğunu iddia etmiş.

(Teşekkürler Reyhan YILDIZHAN)

Alkol ve erkeklerin yaş ödemeleri

17 yaşında bira

25 yaşında rakı

35 yaşında viski

40 yaşında şarap

50 yaşında ne olursa

65 yaşında mide ilaçları

Çelişen atasözleri...

Eğri otur, doğru söyle.

"Doğru söyleyeni dokuz köyden kovarlar."

Harama el uzatılmaz.

"Üzümü ye bağını sorma"

Fazla mal göz çıkarmaz.

"Azı karar çoğu zarar"

İki gönül bir olunca, samanlık seyran olur.

"İki çıplak bir hamama yakışır."

Zorla güzellik olmaz.

"Zora dağlar dayanmaz."

Erken kalkan yol alır.

"Acele işe şeytan karışır."

Günün sözü

Hiçbir yeteneği olmayan insanlardan herşey beklenir.

John Steinbeck
Yazarın Tüm Yazıları