Benzin zammından etkilenmeyen adam

BUgünlerde, benzine arka arkaya yapılan zamlar konuşuluyor...

Dünyada gerileyen akaryakıt fiyatları, Türkiye’de tarihinin en yüksek düzeyine çıktı. "Eller gider Mersin’e biz gideriz tersine" gibi bir olay oldu ve benzine yılbaşından bu yana 15’inci kez zam yapıldı ve litre fiyatı 3 YTL’yi aştı.

Akaryakıttaki artış, tüm sektörleri etkiliyor. Kuşkusuz, sade vatandaşı da yakından etkiliyor.

ETKİLENMEYEN KİM?

Enflasyonu ikiye katlayan ve yılbaşından bu yana yüzde 18.3’e ulaşan, sadece son bir ayda yüzde 8’i bulan, benzin zammının, vatandaşı da ciddi anlamda etkilediği konuşulurken, birisi atılmış:

- Sizi bilmem ama benzine yapılan zam beni hiç etkilemiyor

- Nasıl etkilemez arkadaş, bir yanlışın olmasın?

- Yooo... Etkilemiyor işte!.. Ben iki yıl önce de, depoya 50 YTL’lik benzin koyduruyordum, şimdi de...


ZAM YAPANLARDA MI?

Bunu duyunca "Galiba benzine zam yapanlar da her defasında 50 YTL’lik benzin aldıkları için, zammın farkında değiller" diyecek oldum, biri hemen müdahale etti;

- Yok Hocam... Daha ötesi, onlar hiç benzin almıyorlar ki!.. Zam yapanların makam arabalarının benzinini de biz alıyoruz, yani halk alıyor!..

Acı ama gerçek. Benzin zammı kararnamesine imza atanlar, genellikle makam araçlarına bindikleri için kendi otomobilleri, evlerinin garajında yatıyor... Ona da ayda ya da iki ayda bir depo benzin ya alıyorlar ya da almıyorlar...

GERÇEK ZAM YÜZDE 55

Yukarıda, yılbaşından bu yana, benzine yapılan zammın yüzde 18.3’ü bulduğunu belirttik.

Aslında bu da doğru değil.

Gerçek zam, benzin fiyatının yüzde 55’ini buldu.

Nedenine gelince... Benzinin rafineri çıkış fiyatı ile pompa fiyatı arasında, yaklaşık üç kat fark var. Bu farkın da büyük kısmı, ÖTV ve KDV gibi vergilerden oluşuyor.

Unuttunuz mu?

Akaryakıttan alınan vergi ve akaryakıt fiyatında, DÜNYA ŞAMPİYONUYUZ!..

Sevgili Bekir Coşkun, Cuma günü "Benzin..." başlıklı yazısını aşağıdaki gibi noktalamıştı.

"Arabasının deposundaki benzine sahip çıkamayan halkın, ülkesinin geleceğine sahip çıkması olası mıdır?..

Olası mıdır gülüm?.."

ERKEKLER... ERKEKLER...

- Erkekler uzaktan kumanda aleti gibidir. Basit. Kullanımı kolay... Ve genellikle televizyonun yakınında uzanmış durumda.

- Erkekler yıldız falı gibidir. Size her zaman, ne yapacağınızı söyler ve genellikle yanlıştırlar.

- Erkekler iş makineleri gibidir. Çok gürültü yaparlar, ama çalıştırılmaları zordur.

- Erkekler termos gibidir. İçine bira doldurup her yere taşıyabilirsiniz.

- Erkekler şilte gibidir. Eninde sonunda en iyileri bile deforme olur.

(Teşekkürler Burçin Bozdoğanoğlu)

GS futbol takımı 15 bin YTL mi?

GEÇTİĞİMİZ çarşamba akşamı, Galatasaray’ın 16. şampiyonluğu, Çırağan Sarayı’nda düzenlenen coşkulu bir balo ile kutlandı.

Perşembe günü Hürriyet’in spor sayfasında okuduğunuz gibi, Adnan Polat’ın (aslında İtalyan futbolcu Vieri’nin Hakan Şükür’e hediye ettiği, Hakan’ın da Adnan Polat ile değiştiği) 20.45 saati, artırma ile 350 bin YTL’ye satıldı. Müzayedede, tüm GS’li futbolcuların imzaladığı Hakan Şükür’ün forması 200 bin, maçın oynandığı futbol topu da 90 bin YTL’ye satıldı.

Sıra geldi GS futbol takımına...

Tüm GS’li futbolcular ve teknik adamlar ile en yüksek ödemeyi yapacak kişinin, Boğaz’da lüks bir restoranda baş başa yiyecekleri, "özel bir yemek" artırmaya çıkartıldı. Kendi kendime, "Sadece bir forma 200 bin YTL’ye gittiğine göre, tüm futbol takımı ile yemek yiyen kişi üstelik dilediği kadar forma da imzalattırabileceğine göre, rakam herhalde çok yüksek tutara çıkar" diye düşündüm.

Müzayede başladı... Artırmayı yöneten, "Başkan Canaydın 10 bin YTL ile başlatıyor, yok mu artıran?" dedi. "İmzalı bir formaya 200 bin YTL verenler, futbolcuların tümüyle birlikte olmaya, herhalde milyon YTL verirler" diye düşünerek, sağa sola baktım. Arkaya baktım. Bir daha baktım. O da ne, 1 YTL dahi artıran çıkmadı!.. Hayret ettim...

Müzayede sonucuna göre; GS’li futbolcular ile başkanları Canaydın, birlikte yemek yiyecekler. Başkan da bu yemek için, kulübe 10 bin YTL verecekti.

Balonun ilerleyen saatlerinde bir anons; "Digiturk, 10 bin YTL’yi 15 bine çıkardı" diye!.. Bu da ayrı bir hayretlik olaydı...

Tüm gazetelerin atladığı yukarıdaki ilginç olay, bu haftaki hayret köşemizin de konusu oldu...

Cenaze

ADAMIN
biri sabah evden işe giderken ilginç bir cenaze kafilesi fark eder. En önde yürüyen köpekli bir adam. Arkasında bir tabut ve onun 10 metre arkasında bir başka tabut. Bunları takip eden, tek sıra olmuş 200’den fazla adam. Meraklanır. Kafilenin başındaki köpekli adam hiç kuşku yok ki cenazenin sahibidir. Yanına yaklaşır ve sorar;

- Beyefendi, bu üzüntülü gününüzde hatırlatmak istemem ama ölenler neyiniz oluyor?

Adam yanıtlar;

- Öndeki karım, arkadaki de kayınvalidem.

- Vah vah, başınız sağolsun. Nasıl oldu?

- Köpeğim karıma saldırıp öldürmüş. Kayınvalidem de karıma yardıma gelmiş. Köpek onu da öldürmüş.

Adam biraz düşündükten sonra sorar,

- Beyefendi, köpeğinizi ödünç alabilir miyim?

- Sıraya geç!..

(Teşekkürler Reyhan Yıldızhan)

Günün sözü

Yıkıcı olmakla sözünü esirgememeyi karıştırmayın.

Barbara Walters
Yazarın Tüm Yazıları