BU köşede dile getirdiğimiz komedilerden birine daha "dur" denildi.
Danıştay Dördüncü Dairesi, yasalarda yer almadığı halde, tebliğ ile getirilen, "avans kár dağıtımı" uygulamasıyla ilgili "yürütmeyi durdurma" kararı verdi.
OLAY NEYDİ?
25 Nisan 2007 tarihli Hürriyet’te "Şirketlerde Avans Kár Dağıtımı Komedisi" başlığı altında açıklayıp hukuka aykırı olduğunu belirttiğimiz olay aşağıdaki gibiydi:
- Maliye Bakanlığı, 3 Nisan 2007 tarihli Resmi Gazete’de yayınlanan "1 No.lu Kurumlar Vergisi Genel Tebliği" ile halka açık şirketlerde olduğu gibi, diğer kurumlar vergisi mükelleflerinin de "üç ayda bir avans kár dağıtımı" yapabileceklerini açıklamıştı.
- Bunun için aranılan koşullardan biri de şirket anasözleşmesinde, avans kár dağıtımı yapılabileceğine dair hüküm bulunmasıydı.
- Şirketler, gereken değişiklik için işlemlere başlıyorlar, Sanayi ve Ticaret Bakanlığı aşamasına gelince, "Boşuna uğraşmayın, bu değişikliğe izin veremeyiz" deniliyordu.
"Nasıl olur, Maliye’nin tebliğine göre, yapmanız gerekiyor."
diye itiraz edildiğinde, şu yanıt veriliyordu:
"Kanunlarımızda ’avans kár dağıtımı’ diye bir olay yok. Kanunda olmayan bir uygulama, genel tebliğ ile getirilemez."
DANIŞTAY NE DİYOR?
Vatandaşın Vergisini Koruma Derneği (VAVEK), Danıştay’a yaptığı başvuruda, Maliye Bakanlığı’nın, yetkisini aşan bir düzenleme yaptığını belirterek, açık bir şekilde hukuka aykırı olan bu düzenleme için, "yürütmeyi durdurma" talebiyle, iptal davası açmıştı.
Danıştay da;
"Avans kár dağıtımı müessesesi, Sermaye Piyasası Kanunu’nda, kendisine özel koşulları ve denetim usulleri bulunan, halka açık şirketler için düzenlenmiştir. 5520 sayılı Yeni Kurumlar Vergisi Kanunu’nda, bu konuda açık bir düzenleme yoktur. Türk Ticaret Kanunu’nda, buna olanak sağlayan bir madde yer almamaktadır.
Bu durumda, kanunda açıkça verilmiş bir yetki olmadığı halde, Kanunda düzenlenmemiş olan bir konuda, yorumu aşıp bir verginin konulması, kaldırılması veya değiştirilmesi sonucunu doğurabilecek şekilde düzenleme yapma yetkisi bulunmayan, Maliye Bakanlığı tarafından, bu konunun tüm sermaye şirketlerini kapsayacak şekilde düzenlenmesinde, hukuka uyarlık görülmediğinden, avans kár dağıtımı uygulaması ile ilgili olarak yürütmenin durdurulmasına."
karar verdi (Danıştay Dördüncü Dairesi’nin 18.10.2007 tarih ve 2007/2364 sayılı kararı. Tam metni için Bkz. www.yaklasim.com).
ŞİMDİ NE OLACAK?
Avans kar dağıtımı yapmamış olanlar için bir sorun yok.
Şu ya da bu şekilde, anasözleşme değişikliği yaptırıp, avans kár dağıtımı yapan şirketler, zor durumdalar. İnceleme elemanları, isterlerse, bu şirketler adına "ikmalen vergi tarhiyatı" yapabilir.
Danıştay Kararı ile ortaya çıkan sonuçlardan biri çok net; yasalarda yer almayan bir konuda, tebliğ ile düzenleme yapılamaz. Yapılırsa da hukuka aykırı olur.
Danıştay’ın bu ve daha önceki kararları, "hukukun üstünlüğü" ve "normlar hiyerarşisi" yönünden, son derece önemli.
Bu aşamada yapılması gereken; "avans kár dağıtımı" ile ilgili düzenlemenin, vergi yasalarında ya da Türk Ticaret Kanunu’nda yapılması olmalı.
Aksi halde, genel tebliğ ile yapılan düzenlemeler, komediye dönüşüyor ve Danıştay tarafından, daha önce olduğu gibi iptal ediliyor...