15 + 15 = 31 eder mi

‘O ne biçim soru?’ demeyin, bana göre de etmez ama Maliye geçenlerde 15’le 15’i toplayıp 31 buldu. Bulunca da, olanlar oldu...

Maliye, yanlış hesap yapınca, on binlerce vergi mükellefi zor durumda kaldı. Gerçi şu anda hiçbiri bunun farkında değil, ama bu yazıyı okuyunca, olayı farkedecekler...

OLAY NE?

Olayı anlattığımızda, ‘olmaz böyle şey’ diyeceksiniz ama oldu.

Sayısı 2 milyona yaklaşan esnaf, sanatkar, tüccar, serbest meslek erbabı, kira geliri elde edenler vs. 2003 yılı gelirlerini, geçtiğimiz mart ayının 15’i akşamına kadar beyan etmek zorundaydılar.

Ancak, bu tarihe kadar yüzbinlerce beyannamenin yetişmeyeceği anlaşılınca, Maliye Bakanlığı Vergi Usul Kanunu’nun 17. maddesindeki ‘Mühlet verme’ yetkisini kullandı. Bu maddeye göre, zor durumda bulunmaları nedeniyle, vergi beyannamesini süresinde veremeyenlere, ayrı ayrı başvurmaları halinde, Maliye Bakanlığı’nca kanuni sürenin bir katını geçmemek üzere, mühlet verilebiliyor.

Maliye Bakanlığı 6 Şubat 2004 tarih ve 2004/6 sayılı Gelir Vergisi Kanunu Sirküleri ile Gelir Vergisi mükelleflerine 31 Mart 2004 günü akşamına kadar süre verilebileceğini açıkladı.

SORUN NE?

Sorun şu; yasaya göre verilecek süre, vergi beyannamesini verme süresinin bir katını aşamıyor. Gelir Vergisi Kanunu’nda ve bu maddeyi açıklayan 7.1.2004 ve 30.1.2004 tarihli iki sirkülerlerde de, beyanname verme süresi 1-15 Mart olarak belirtiliyor (GVK Md. 92 ve GVK Sirküleri 2004/2 ve 2004/4). O halde, verilebilecek süre de en fazla 15 gün olabilir. O da 15 + 15 = 30 Mart oluyor.

Maliye Bakanlığı, 15 ile 15’i toplayıp 31 bulup, 31 Mart akşamına kadar süre verince işler karıştı. Çünkü ortada yasa maddesi var. Maliye 30 Mart’tan sonrasına süre veremez. Verirse de, geçersiz olur!.. Öte yandan, mükellef Maliye’ye inandı ve beyannamesini 31 Mart’ta verdi.

Diyeceksiniz ki, şimdi ne olacak?

Yasa göre, 31 Mart 2004 günü verilen on binlerce Gelir Vergisi beyannamesi, süresinde verilmemiş kabul edilip, re’sen tarhiyat yapılması gerekiyor (VUK Md. 30, f.4). Tabii, bununla bitmiyor, devamı da var...

Maliye hatayı kendi yaptığı için, yasayı gözardı eder yani bu yola başvurmayıp, sessiz kalır. Vatandaş da, ‘Niye benimle ilgili işlem yapmadınız?’ demeyeceği için, ne şiş yanar ne de kebap...

Ancak, bu hata da kolay kolay unutulmaz...

Maliye 24 yıl sonra uyandı

BU
köşede dikkati çekip uyardığımız; Veraset ve İntikal Vergisi beyannamesi ile ilgili hata, 24 yıl gecikmeli de olsa düzeltildi.

Merak edenler için açıklayalım;

Veraset ve İntikal Vergisi beyannamesinde;

1- Sağ kalan eşin, mülkiyet ya da intifa hakkından, hangisini seçtiği soruluyordu. Oysa, eşin intifa hakkını seçme hakkı, 1990 yılında, Medeni Kanun’da yapılan bir değişiklikle kaldırılmıştı. Ancak, Maliye’nin bundan haberi olmadığı için, beyanname verene bu soru yöneltiliyordu...

2- Çocukların malul ya da mefluç olup olmadığı soruluyordu. Oysa, bu durumdaki çocuklara sağlanan vergi istisnası da, 1980 yılında yani 24 yıl önce bir yasa ile kaldırılmıştı.
Neyse... 24 yıl sonra da olsa, Maliye uyandı ve yukarıdaki hatalar düzeltildi. Yeni beyannamede, olmayan yasalarla ilgili sorular artık yok...

Bak şu erkeklere

OKURLARIMIZDAN
Yasemin Topaç, erkekleri anlatan ilginç bir mail göndermiş.

Erkek herşeyi unutur, kadın herşeyi hatırlar.

Erkek sevgilinizi, kalbini kırmadan terketmek istiyorsanız; ‘Senden çocuk sahibi olmak istiyorum’diyerek hedefe kestirmeden ulaşabilirsiniz.

Kadınlar, ‘Onu gerçekten seviyor muyum, mutlu olur muyum?’ diye düşünürken; erkekler, ‘Bu arabanın 240 bastığı dış görünüşünden de belli oluyor değil mi?’türü düşüncelere dalarlar.

Bütün erkekler kendilerini çok sempatik zanneder, çoğu değildir.

Erkekler kadar kendini ciddiye alan ve abartan bir başka yaratık yoktur.

Topluluk içinde erkeklere asla bir şey öğretmeye çalışmayın. Onları, sadece başbaşa olduğunuzda eğitebilirsiniz. Toplum önünde hep herşeyi biliyor olurlar.

Sevgilim hasta mı

CANIM
ablacım, Haluk’la birbirimizi görür görmez aşık olduk. Haluk hem yakışıklı bir çocuk, hem de kırmızı Bemeve’si var. Beni ailesiyle tanıştırmak için evine götürdü. Fakat evde kimsecikler yoktu.

‘Şimdi gelirler, beklerken birer bardak kola içelim’dedi. Haluk kendi kolasını içer içmez uyumaya başladı. O kadar itip kaktım ama uyanmadı. Ablacım, sevdiğim erkek acaba hasta mı? Evlenmemde bir mani var mı?

Rumuz : Bedriye

Güzin Ablanın cevabı:

‘Ahh benim sevgili yavrum, anan seni Kadir gecesi doğurmuş...’

Günün sözü

Eğer yanlış trene binmişseniz, koridordaters istikamette yürümenin size faydası olmaz.

Dietrich Bonhoeffer
Yazarın Tüm Yazıları