Paylaş
İslam âleminin en kutsal ayının başladığı bugün, sadece oruç yoluyla bedenimizi değil; aynı zamanda zekât ve iyilik yoluyla ruhumuzu da kontrol altına almamız gereken bir döneme giriyoruz. O yüzden bu hafta sayfamı dünyada ve Türkiye’de iyilik servis eden restoranlara ayırmak istedim.
2010’dan beri, Avustralya’nın ihtiyaç sahiplerine yemek dağıtma ve sıfır atık konusunda en öne çıkan yardım kuruluşu OzHarvest’ın elçilerinden biri olarak çalışıyorum. Sevgili dostum Ronni Kahn’ın kurduğu OzHarvest, sektörümüzün önde gelen restoranlarından sipariş fazlası yemekleri günlük olarak toplayıp Avustralya çapında evsizlere ve ihtiyaç sahiplerine destek olan kuruluşlara dağıtıyor. Aynı zamanda sekiz yıldır katıldığım, Avustralya’nın en önemli yemek organizasyonlarından CEO CookOff etkinliğine de ev sahipliği yapıyor. CEO CookOff, kurumsal markaların üst düzey yöneticilerinin Avustralya’nın ünlü şefleriyle bir takım olup ihtiyaç sahipleri ve evsizlere festival havasında yemek servis ettiği, yöneticilerin bağış topladığı harika bir etkinlik. Bu sene Sydney’de, Anason ve yeni açılacak Tombik restoranlarımız etkinliğin ev sahipliğini yapacak. Ben de sekiz yıldır olduğu gibi etkinliğe katılmak üzere Sydney’de olacağım.
Hayata Sarıl Lokantası’nda bugüne dek 120 binden fazla tabak paylaşılmış.
OzHarvest Derneği aynı zamanda, dünyanın en tanınan şeflerinden Massimo Botturo’nun başlattığı Refettorio adındaki, ihtiyaç sahiplerine yemek dağıtan restoran zincirlerinin Avustralya’daki ilk ortaklarından biri oldu.
OzHarvest, sipariş fazlası yemekleri restoranlardan evsizlere ulaştırıyor.
‘Food for Soul’, şef Massimo Bottura ve eşi Lara Gilmore’un, insanların, mekânların ve yemeğin görünmeyen potansiyeline ışık tutmak üzere kurdukları bir kültür projesi. En önemli ayaklarından biri, şu anda Lima, Milano ve Sydney’nin de içinde olduğu 13 gastronomi şehrinde açtıkları, fazladan üretilen gıdaların toplum merkezlerinde lezzetli ve besleyiciliği yüksek yemeklere çevrilerek ihtiyaç sahiplerine sunulduğu Refettorio adlı aşevleri.
10 TON GIDA ATIK OLMAKTAN KURTARILMIŞ
Ülkemizdeyse bu tarz restoranların en önemli örneği, Beyoğlu’ndaki, sevgili dostum Ayşe Tükrükçü’nün kurduğu ve Cemil Güler’in işleterek birlikte bir iyilik zinciri haline getirdiği Hayata Sarıl Lokantası. Hayata Sarıl Derneği, lokantayla birlikte 2017’den beri hayatta... 11.30’da müşteri için başlayan servis, 18.30’da sona eriyor ve mutfak, akşam servisi için hazırlanmaya başlıyor. 20.00’deyse lokanta, eşine, dostuna kapısını açıyor. Bu düzenle birlikte günlük ortalaması 130 olmak üzere, bugüne kadar 18 yaşından büyük; din, dil, ırk fark etmeksizin ihtiyacı olan herkesle 120 binden fazla tabak paylaşılmış. Bununla birlikte ihtiyaç sahiplerinin iş, aş, yaşam haklarının savunulması ve topluma kazandırılması gayesiyle iş imkânları da sunuluyor. Hijyen, temel mutfak, bütçe, iş sağlığı ve güvenliği gibi eğitimler var. Kişinin ihtiyaçlarına göre psikoterapi gibi seanslarla da destek veriyorlar.
Bu projenin harika özelliklerinden biri de, raf ömrü tükenmek üzere olan gıdaların Hayata Sarıl Lokantası içinde değerlendirilmesi. Temel İhtiyaç Derneği’nin sağladığı, kuru bakliyat ve konserve gibi raf ömrü azalan ürünler sayesinde bugüne kadar 10 tonun üzerinde gıda, atık olmaktan kurtarılmış.
Uzun zamandır söylediğim bir söz var. Aslında dünyada açlık sorunu yok. Sorun, lojistik sorunu. Çünkü dünyada üretilen yemeklerin üçte biri çöpe gidiyor. Sadece bu sorunun bir kısmını çözsek bile, dünyada açlık sorunu diye bir dert kalmıyor. ‘Sıfır Atık’, özellikle fazla üretim sebebiyle oluşan israfın önlenmesini, gıda kaynaklarının daha verimli kullanılmasını, atık oluşum sebeplerinin gözden geçirilerek engellenmesini veya minimize edilmesini, atığın oluşması durumundaysa geri kazanımının sağlanmasını kapsayan ‘atık yönetim felsefesi’ olarak tanımlanan bir hedef. Biz de gerek fazla üretim gerekse beklenen tüketimin karşılanmaması durumunda fazla gıda diyebileceğimiz ürünleri ihtiyaç sahiplerine ulaştırarak hem çok ciddi bir beslenme sıkıntısını giderebilir hem de çürüyen gıdadan çıkan doğaya zararlı gazların salımını önemli ölçüde azaltabiliriz. Tabii bu hedef sadece gıdayı kapsamıyor.
Biz bu konuya televizyon programımızda da ciddi hassasiyet gösteriyor ve sıfır atık projesi uygulayan kurumlara destek sağlıyoruz. Ramazan ayı boyunca çeşitli kurum ve kuruluşların iftar davetlerini toplumun önde gelen kesimine, politikacılara, iş insanlarına ve sanatçılara vermek yerine; gerçek ihtiyaç sahiplerine sunması en büyük dileğim. İyiliğin boyutu değil, niyeti önemli. Hayata Sarıl gibi derneklerde herkes gönüllü olarak çalışabiliyor. Emeği olan emeğini, fazla gıdası olan ürünlerini, maddi gücü olanlar da parasını ortaya koymalı ki ülkemizde de bu tarz iyilik servis eden restoranların sayısı gittikçe daha da artsın.
Paylaş