Paylaş
İlk kez 1 Mart 1995’te indim Sidney’e. Türk Hava Yolları uçmuyordu, başka bir havayoluyla geldim. Yıllarca, yılda en az bir defa uçtum Türkiye’ye, bazen daha fazla ve hep farklı havayollarıyla, anavatan özleminin İstanbul’a varınca değil de uçağa binince dinmesini arzulayarak... Sonra kurumsal hayattan çekilip kendi restoranımı açmaya karar verdiğimde ulusal havayolumuzun desteğine çok ihtiyaç duydum. Gerçi bilet kesiyorlardı kod ortaklarıyla ama Hong Kong, Singapur gibi destinasyonlardan kalktıklarından hem yolculuk bağlantıları uzun hem de sponsorluk bütçeleri çok kısıtlı oluyordu. Üstelik Türkiye’den ürün ithalatında kargo hizmetleri olmadığı için oldukça yüksek maliyetler ödüyorduk lojistiğe.
Bu süreç boyunca neredeyse her yıl, Türk Hava Yolları Avustralya’ya uçacakmış söylentisi dolaşıyor ama ben her yıl hüsrana uğrayarak umudumu kaybediyordum. Hatta yaklaşık 10 yıl önce o zamanki THY CEO’muz Temel Kotil Bey, Four Seasons Otel’de uçuşların birkaç ay içinde başlayacağını müjdeleyerek hepimizi çok mutlu etmişti. Maalesef yine olmadı. Bu arada Sidney’in önde gelen restoran grubu olarak THY Avustralya ekibiyle onların bütçeleri dahilinde, Taste of Turkey, Sidney Uluslararası Yemek Festivali’ne Türkiye’den şeflerin davet edilmesi gibi pek çok etkinliğe beraber imza attık, destek gördük.
Geçen sene büyükelçimiz Sayın Ufuk Gezer’in depremde Türkiye’ye destek olan toplum üyelerine verdiği davette tanıştım yeni Avustralya genel müdürümüz Ahmet Kutluoğlu’yla. Genç, başarılı ve mütevazı biri. Hatta ben içimdeki umutsuzluğu, genelde olduğu gibi kinayeyle örterek “THY Avustralya’ya geliyor sezonu açıldı mı” deyince “Çalışıyoruz üzerinde” diye cevap verdi. İstemsizce güldüm ve uçağın logosunu havalimanında görmeden inanmam dedim.
Benim Avustralya’ya gelmemden tam 29 yıl sonra, TK 168 No’lu Boeing 777, Singapur aktarmalı olarak, içinde yerli-yabancı siyasetçiler, bürokratlar, gazeteciler ve sosyal medya fenomenleriyle Avustralya’ya ilk seferini yaptı. 2 Mart akşamı Melbourne’e tekerlekler dokunurken havaalanının etrafında yüzlere Türk arabalarıyla konvoy oluşturarak bu özel anı paylaşıyordu. Benim için neredeyse 30, Türk toplumu içinse 50 yıllık bu hasretin dinmesinde Avustralya genel müdürümüz Ahmet Kutluoğlu’nun ve THY Avustralya’da görev yapan sevgili kardeşim Gökhan Cengiz’in emekleri büyük. İkisinin de ellerine, emeklerine sağlık.
Türkiye’de yaşayan okuyucularımız anlamayabilir bu nümayişi, saygı duyuyorum. Fakat anavatanından 15 bin kilometre ötede yaşayan ve içindeki vatan sevgisi hiç azalmayan kardeşlerim için bunun ne kadar önemli bir motivasyon olduğunu, 25 yıl bu ülkede yaşayan bir Türk olarak ben de içimde hissediyorum. THY’nin Avustralya’ya uçması sadece milliyetçi duyguları okşamıyor tabii ki. Bir kere, bu hat en kârlı hatlardan. Bizi ilgilendiren tarafıysa Avustralya ve Türkiye arasındaki kültürel ilişkileri çok daha güçlendirecek olması. Bugüne kadar pek çok gastronomi etkinliğine uçuş sponsoru bulamadığımız için gidemedik ya da misafir davet edemedik. THY’nin gelişiyle en azından bu konuda bir gelişme olacağını umuyorum.
Ayırın biletleri
Gastronomi Türkiye’nin en önemli kültürel değerlerinin başında geliyor. Dünya çapında yapılan bir araştırmaya göre ziyaret edilecek ülkenin mutfağı, o destinasyonun seçiminde mevsim ve hava koşullarının ardından en önemli ikinci kriter.Melbourne’deki davette sunulan kanepeler
Pazar günü, W Hotel Melbourne’de verilen kutlama davetinin yemeklerini Melbourne’ün en iyi Türk restoran grubu Tulum ve Lezzet üstlendi. Şef Coşkun Uysal misafirleri çok başarılı yorumladığı içliköfte; çok iyi bir tartarı andıran çiğköfteli tart, taramalı ve somon havyarlı simit gibi Tulum’un imza lezzetlerinden oluşan kanepelerle karşıladı. Grubun ortağı Kemal Barut’un annesi Fatma Teyze de gözleme ve zeytinyağlı dolmalarla klasik lezzetleri sundu. Kemal’in nereden el aldığı çok açık.
Yemek, Tulum’un en sevdiğim yorumlarından zeytinyağlı enginarla başladı. Arkasından pastırma yağlı ahtapot ve trüflü suböreğiyle tüm misafirleri mest etti. Kuzu incik, tütsülenmiş mantarlı firik ve vişne sosuyla geldi. Tatlıda ülkemizin şüphesiz en eksantrik tatlısı olan tavukgöğsü yorumuyla zirvede final yaptı.
Aslında planım, bu hat açıldığına göre buraya gelen ilk misafirlere de sunduğum Melbourne gastronomi rehberini paylaşmaktı ama her heyecanlandığımda olduğu gibi çenem düştü yine. O zaman haftaya konu hazır, ayırın biletleri...
Paylaş