Paylaş
Toplumların hayatında ülkeyi yönetecek iktidarlar her daim çok önemli olmuştur. AK Parti 20 yıl boyunca ülkeyi yönetti. İktidar süreci boyunca otoyollar, köprüler, tüneller başta olmak üzere pek çok yatırım ülke envanterine dahil oldu. Ekonomik anlamda takribi 700-800 milyar dolarlık bir milli gelire ulaştık. Arada geçen süreçte hep birlikte devletimize 2,761 milyar dolar vergi ödedik. Siyasi planda demokrasinin yerleşik hale gelmesinde engel olarak görülmüş askeri vesayet etkisizleştirildi. Ancak hayal edilen demokrasi konusunda alınacak mesafelerin olduğu biliniyor. Dış politikada Ak Parti iktidarı her zaman “pragmatik” oldu. An itibari ile 150 yıllık “batı” yürüyüşünün gözden geçirilmeye karar verildiği gözüküyor. Sosyolojik anlamda, her ne kadar bir “kutuplaşma” olgusundan söz edilse de, en azından baş örtüsü gibi konularda, muhafazakâr-seküler çekişmesi gündemden çıktı. Ancak bu kesimler arasında toplumsal yumuşamaya artan ölçüde ihtiyaç devam ediyor. Aynı şekilde, bir ara çözümleniyor diye umutlandığımız “barış süreci”nin kesilmiş olması, ileriye yönelik iktidarlara görev yüklüyor. 2023, özellikle “çevresel” konularda tüm dünya ile birlikte farkındalığımızın, daha da artacağı bir başlangıç yılı olmalıdır.
Ve en önemlisi 2023 Cumhuriyet’in 100’üncü yılı olacak.
Esasında temsili monarşi ya da cumhuriyet şayet “demokrasi” sindirilmemiş ise çok fark etmiyor. Dünyada “otokratik cumhuriyetler” olduğu gibi, İngiltere örneğinde demokratik “monarşiler” de söz konusu.
Cumhuriyetin toplumumuza kazandırdığı en önemli kalite hiç şüphesiz “laiklik”.
Hayat ilave gelen her bilgi ile doğru bilinenleri yeniden tanımlıyor. Bu anlamıyla “laiklik” toplum yararına değişim olgusunu kavrayan en temel ilke. Cumhuriyetin ikinci yüzyılında ihtiyacımız olan toplumsal huzuru asgari müştereklerimizi ön plana çıkartarak oluşturmalıyız.
Tüm bir dünya ailesinin iyi anılan, örnek gösterilen bir üyesi olacağımız yılların başlangıcı olması umuduyla 2023 yılına hoş geldin diyoruz.
Paylaş