Bilgi artık kolay, hızlı ve ucuz

ÇETİN Altan “belirli bir yaştan sonra artık roman oku(ya)muyorum” diye yazmıştı.

Haberin Devamı

 

Şüphesiz öğrenmenin sınırı yok.
Örneğin, 600 sayfalık klasik bir roman sanatsal doyumun yanında, kişiyi entelektüel olarak da zenginleştirir.
Ancak bu yolla beslenmenin ciddi bir “zaman” maliyeti vardır.
Çetin Altan “belirli bir yaştan” sonra derken, muhtemelen kalan zamanının kıymetli olduğunu ve bildiklerinin aktarmaya kifayet ettiğini belirtiyordu.
Mamafih şimdilerde bilgi çağı “kitap kurdu” olmanın marjinal faydasını hafiften tartışılır hale getirmeye başladı.
Zira bilgiye ulaşmak artık zahmetli bir şey değil...
İhtiyaç duyduğumuz her bilgiye telefonumuzla bir tık mesafesindeyiz.
İnsanlık zannedilmesin ki, malumat sahibi olmaktan vazgeçiyor.
Hayır, aksine kaçınamayacağı bilgi bombardımanı ile daha bilgili olmayı sürdürürken, ilgisini mecburen hemen her konuda çeşitlendiriyor.
Bu sebeple; kısa, kristalize, özet bilgiler onun istifadesine “hap” şeklinde sunuluyor.
Genel bir bilgiden özeli süzmek zaman israfı addediliyor.
Artık kimse kulağına öteki eli ile arkadan dolanmayı tercih etmiyor.
Bu vesile ile sevgili Uğur Yüce’nin yıllardır özveri ile sürdürerek paylaştığı “özet kitap” çalışmalarının onun farkındalığını gösterdiğini ifade etmek isteriz.
Diyeceğimiz, çok kitap okuyanlar yine bu güzel alışkanlıklarına devam etsinler.
Hiç kuşku yok, kitap okumanın katkıları, hele bizim toplumumuzda tartışılmaz.
Ama kültürel beslenme dinamikleri değişiyor.
“Bilgi” giderek evrensel, kolay, ucuz, hızlı ve fırsat eşitliğine hizmet eder hale geliyor.

-----

Haberin Devamı

İhmal devam ediyor

MESELA TÜSİAD, diyelim Ayasofya Müzesi’ni kapsamlı bir şekilde restore etti.
Acaba karşılığında bundan böyle o yere “TÜSİAD Eğitim Kampüsü” adını verebilir mi?
Mevzu daha önce de yazdığımız üzere “Portekiz Sinagogu”.
Evet, harap halindeki bu tarihi ibadethaneyi Ege Genç İş İnsanları (EGİAD) takdir edilecek bir çabayla restore etti ve muhtelif etkinlikler için kullanıma hazır hale getirdi.
Buraya kadar tamam...
Sonrası ise sıkıntılı.
Dernek yönetimi, bahse konu yeri ısrarla “EGİAD Sosyal ve Kültürel Etkinlikler Merkezi” olarak isimlendiriyor.
Hani EGİAD ismi hiç geçmez demiyoruz.
Ama o yer, öncelikle “Portekiz Sinagogu”dur...
Bu tarihi kimlik tartışılmaz şekilde vurgulanır, istenirse altına küçük puntolarla derneğin ismi yazılabilir.
Benzer örnek, Cunda’da “Taksiyarhis Kilisesi”nin restorasyonunda yaşanmıştır.
Tarihi yapı, restore edildikten sonra değerli objelerle kilise bir sanayi müzesine dönüştürülmüş ve “Taksiyarhis” ismi ön plana alınarak, restorasyonun ötesine geçen katkı sebebiyle Rahmi Koç Müzesi ismi, ayrıca göze batmadan belirtilmiştir.
Yine Tatış Ailesi, tarihi Uşakizade Köşkü’nün başka bir isimle anılmasını aklına dahi getirmemiştir.
Bakınız, bu gibi konularda tevazu içeren tutumlar ilgili kişi ve kurumları çok daha fazla yüceltir.
Ayrıca belirtelim ki, EGİAD’ın uzun zamandır devam eden ısrarı en fazla Musevi Cemaati’ni rahatsız etmektedir.
Yanı sıra, gerek TARKEM, gerekse Kemeraltı Derneği, benzer hassasiyet içindedir.
Bir kentin değerlerine sahip çıkmak çok iyi bir şeydir.
Sevgili EGİAD’lılar yaptığınız katkıyı lütfen gölgelemeyin.

Yazarın Tüm Yazıları