Rap hakkında bilmeniz gerekenler bu programdA

Rap’çilerin yarıştığı “Rhythm + Flow” adlı programda, T.I., Cardi B ve Chance The Rapper gibi Grammy’li üç isim jüri koltuğunda bulunuyor.
Bu yarışmayı ilginç kılan ise bir müzik türü özelinde yapılması ve rap konusunda oldukça fazla bilgi vermesi.
Programda “cypher” nedir, “battle rap” nedir, “flow” nedir, “sample” nedir; yani bugünlerde rap müziğe dair bilmeniz gereken tüm terimler birer birer açıklanıyor.
Yetmezmiş gibi, ünlü isimler konuk olarak jüri koltuğuna oturuyor ve bazen de kayıt stüdyosunda yarışmacılara eşlik ediyor.
Yarışma, zamana da yayılmıyor. Her hafta bir bölüm yerine iki haftada 10 bölümü izledik mesela.
30 yarışmacı neredeyse her etapta yarı yarıya elenerek finale taşındı. 4 kişinin finale kaldığı yarışmanın kazananı ise 250 bin doları şartsız bir biçimde alıp gitti ve şu anda Amerikan rap dünyasında en çok konuşulan isimlerden biri.
Okuduktan sonra izlemek isteyenler olur diye sonucu yazmasam da kazananın ismi şu an programın adıyla birlikte her yerde anılıyor.
Yarışma sırasında yaptığı şarkı kayıtları elden ele dolaşıyor.
Bir çırpıda izlenen yarışmanın mottosu, elenen bir yarışmacıya Chance The Rapper’ın söylediği şu cümle aslında: “Bu bir yarışma, sanatına asla değer biçmiyoruz. Bizden sonra da olacaksın ve yoluna devam etmelisin.”
Gelelim yarışmanın beni en çok etkileyen noktasına. Bir rap’çi seçmelerden finale gelene kadar sektörün ticari bakış açısıyla da değerlendiriliyor. Yani dünyayı domine eden Amerikan rap dünyasının bir sanatçıya nasıl “ürün” gözüyle baktığını anlıyorsunuz.
Buna en iyi örnek de jüri üyesi Cardi B’nin sıklıkla tekrarladığı şu cümle oluyor: “Sosyal medyada fotoğraf paylaşırken altına yazılacak bir sözün var mı?”
Tabii ki sanatçının kendini nasıl anlattığı, sosyal çevresini sözlerine nasıl yansıttığı, dili, yeteneği, kendini geliştirme imkanları da seçimlerdeki diğer hususlardan.
Programa baktığınızda sektör pazarlama tekniklerinin sosyal medyaya nasıl kaydığını da görüyorsunuz.
Biraz yüzeysel gibi görünse de hem rap dünyasını merak edenler hem de içinde olanlar için izlenmesi gereken bir program.
Rap neden yükselişte, bunu anlamaya imkan sağlıyor.

Güncel kalıyor

Mabel Matiz’in “Gözlerine” şarkısı haftanın en ters köşe işi oldu. Şarkıdaki arabesk melodi, Mabel Matiz ve Sezen Aksu imzalı. Şarkı 90’lar ortasındaki “Arabesk dinliyorum ama kendimi belli etmem” etkisiyle alttan alta yürüyor. Mabel’in kendini yenileyerek güncel kalması bakalım önümüzdeki günlerde popa nasıl etki edecek.

Neşeli ve buruk

Multitap uzun süren sessizliğini yeni albümü “No.3” ile yarın bozacak. Ama bir farkla. Grup albümü beşer şarkıdan oluşan iki bölüm halinde yayınlıyor. Bir kasedin iki yüzü gibi, iki komşu apartmandan gibi EP isimleri; “No.3A” ve “No.3B”... No.3A’da neşeli, enerjik şarkıları bir araya getiren grup, No.3B’de o neşeli ifadeye burukluk ekliyor. Benim favorim daha derinlikli olan No.3B.

İzlemeden gitmeyin

Yüzyüzeyken Konuşuruz’un 7 Nisan Bostancı Gösteri Merkezi’ndeki konserini yerinde izleme fırsatı bulmuştum. O konser öncesi ve sırasında yaşananlar ile ekibin röportajları, BluTV’ye belgesel formatında konulmuş. 3 Kasım’da Volkswagen Arena’da konser vermeye hazırlanan Kaan Boşnak, Engin Sevik, Can Kalyoncu, Can Tunaboylu ve Baransel Ökmen’den oluşan grubun 5 bin kişi önündeki performansını izleyince, ilk iş bilet almanız olası.

Ortalama

Kedimari ve Purple Phase’in projesi olan MWM, “Dirty Clone” şarkısıyla çıkış yaptı. Oldschool house ve techno beat’lerin kullanıldığı şarkı ortalamada seyrediyor. Gecelerde çok çalınır; yabancı parça sanılarak...

Boşa sevilmiyor

Geçen hafta Ankara’daki bir festivalde sahne alması beklenen Hayko Cepkin, iptal olan etkinlik sonrasında muazzam bir çözüm buldu. İptal haberini Ankara’da alan Cepkin “Boşa gelmiş olmayalım” deyip Ankara 6:45’i aradı, “Akşam sizde çalıyoruz” dedi, akşamında festivale bilet alan gençlere barda konser verdi. Sonra “Hayko Cepkin niye bu kadar seviliyor?” diye soruyorlar ya ben de ona şaşıyorum. Dinlemek isteyenlere müziğini bir şekilde götürebilmesi takdire şayan bir durum değil de nedir.

Beş şarkı az

Orhan Özgür Turan, “Özgür” adını verdiği EP’sini yayınladı. Anadolu topraklarından çıkan müzikleri başlangıç noktası olarak alan ve çeşitli türlerle zenginleştiren Turan, EP’de yer alan beş şarkının üçüne imza atmış. Etnik ve enstrümantal işleri sevenlerdenseniz, beş şarkı size az gelecek.

Öne çıkıyor

Serin’in iki şarkılık EP’si “Ah” birkaç hafta önce yayınlandı. EP’ye adını veren “Ah” ne kadar romantikse, diğer şarkı “Konuşmamız Lazım”da bir o kadar sert tonajıyla dikkat çekiyor. Serin’i öne çıkaran grunge hava bu şarkıda da var.

Keyifli çalışma

Anıl Kırkyıldız, ilk albümü “Anıl”ı yayınladı. Kırkyıldız, 70’ler ve 80’lerin başına öykünen pozitif beat’leri ile sizi lüks bir restoranda zamana yayılan bir yolculuğa davet ediyor. 7 şarkılık albümü dinlemesi oldukça keyifli, hafta sonu geceleri için de birebir.

Ne Dinledim?

* Multitap - Parmakların
* Serin - Konuşmamız Lazım
* Dalganabak - İzmit İstanbul
* Cenk Durmazel - Katı Sıvı Toz
* Mabel Matiz - Gözlerine
* Sedef Sebüktekin - Y.S.Y.S.
* Deniz Tekin - Yıldızlar
* Yiğit Seferoğlu&Abkountry - Sur
* Birkan Nasuhoğlu&Elçin Orçun - Ağlama Yar Ağlama
* Jehan Barbur - Kusura Bakmasınlar
* Anıl Kırkyıldız - Memories
* Dramaphone - Arrival
* MWM - Dirty Clone