Paylaş
Ne güzel konserler yapıyor derken İzmir MilyonFest’te sahneye çıkmayacağını, daha doğrusu çıkamayacağını söyledi Hayko Cepkin.
Ne zamandır bizim kulağımıza gelen söylentiler demek ki Cepkin’in de kulağına gitmişti. Bütün dedikodular, birçok grubun Hayko Cepkin ile aynı gün festivalde olmak istemediği yönündeydi... Çünkü çok eşsiz, özenli bir sahne performansı sunuyor, buna da günlerce hazırlanıyordu.
Cepkin sonunda neden bu konserde olamayacağını maddeler halinde sıraladı. Ana neden de kulağa gelen o sözlerdi.
Cepkin şunları söylüyordu: “Özenle hazırlanılmış, emek verilmiş, farklı sunumlar ile marine edilmiş sahne performanslarımızdan kaynaklı, bizimle aynı günde sahne almayı arzu etmediklerini dile getiren gruplar olduğu konusunda duyumlar aldık. Öncelikle gurur duyarız, teşekkürler. Ama konu zaman içinde köşe kapmacaya dönüşünce, iş açıkçası biraz boyut değiştirdi.
Böylesi bir tavrın festival ruhuna yakışmadığını dillendirerek görünür kılmak istedik ki kronikleşmeden önünü alabilelim. Lütfen herkes kendi sahnesi ve performansı ile ilgilensin. Kem göz ile bakılmasın. Malum bu tip projeler, klipleri televizyonda, şarkıları radyoda cayır cayır çalan projeler değil. Zaten ayaklarımızın üstünde dimdik durabilmeyi, sahne performanslarımız ve seyircimiz ile canlı canlı iletişim kurarak başardığımızın bilinciyle bu kadar özenerek çalışıyoruz.”
Kulağına geldiğini tahmin ettiğim onca lafa rağmen gayet düzgün bir açıklama ile durumu gözler önüne seren Cepkin, sahne performansları gibi duruşuyla da alkışı hak etti.
Hayko’nun yazısını paylaşırken seçtiği Güldür Güldür skecindeki o replik gibi “Sen çok çalışıyorsun, biz göze batıyoruz” durumu yaşanıyor yani...
Sözler kimlerden mi geldi? Emin olun altında çıkan alternatif isimlerden değildi.
Sektöre yıllarını veren birçok kişi/grup sahne tercihlerinden dolayı pişman oluyorsa, bu konuda arkasından kulis yapılacak kişi Hayko Cepkin değil aynada görecekleri kendileridir. Seyirciyi bu kadar yükseltip size teslim eden birinin ardından müziksevere başka bir şey sunmaktan başka çareniz de pek yok. Başka işlere nazar etmekten ziyade özgün bir tavır sunmak, “biz ne yapabiliriz” demek deneyim ve büyüklüğü gösterecektir.
Yeniden hatırlatmakta fayda var, Cepkin paraşütle sahneye atlayan, çıkıp cayır cayır konserini verip ana haber bültenlerinde gözümüzü yaşartan kişidir.
“Hayko neler yapıyor, aynı gün sahne almayalım” demek gün sonunda ne müziği ne de sizi yüceltir.
Apple’ın Shazam’ı alması ne demek
Dünyada online dinleme platformlarına para veren yaklaşık 50 milyon kullanıcının 39 milyonu Spotify üyesi. Shazam aplikasyonunda dinlettiğiniz tüm müzikler, aynı online dinleme platformu üzerinde listeleniyordu. Kısa süre önce bu işbirliği bitti ve sistem sizi Apple Music’e yönlendirmeye başladı. Apple’ın 2017 yılında duyurduğu ancak yeni resmileşen son duruma göre, Shazam altın madeni Apple’a geçmiş oldu. Bu satın alma-müzik dinleme platformu alışkanlıklarını toptan değiştirecek bir adım olabilir. Hazırlıklı olmakta fayda var.
Yetenekli demiş miydim
Bora Uzer, aynı yıl içinde iki albüm çıkardı. Hip-hop/soul tarzındaki bu çalışma, ikinci albümü “Benim Umrumda”dan farklı bir tarzda... Uzer, İngilizceden de kopmamış, iki parçayı araya iliştirmiş. Ne kadar yetenekli olduğunun altını çizmemize gerek yok. Üretken bir döneminde olduğu belli, akarken küpümüzü dolduralım.
Tatil bitti mi
Üç deneyimli isim İhsan Şen, Ete Kurttekin ve Tolga Çebi’den oluşan Mediterane’nin yeni single’ı “Kaçıversen”, gündelik hayatı tek şarkıda özetliyor. Hem Akdenizli olabilen hem de metropolde kalan bir müzik anlayışını benimseyen grup, ardımızda bıraktığımız tatili de anımsatıyor. Karamsarlıktan uzak bu şarkı, sabah 9 akşam 18 mesaisinde umut kaynağı olabilir...
Bütün bir hikaye
Çok yetenekli başka bir önerim de Batu Akdeniz’in ilk solo çalışması “Hayat Böyle” olacak. Vokal, sözler, beste konusunda bütün kutuları işaretleten Akdeniz, rock ile elektronik müziği harmanlamış. Bütün bir hikaye sunan şarkıcının yeni işlerini de ister istemez merak etmeye başlıyorsunuz. İki haftaya kalmaz sesini dizilerde de duyarsınız.
Radar
“Fantastik ve bilim kurgu dünyasını seven, bunu da sever” diyebileceğim bir albüm var. Mustafa Yüksel’in projesi “Stars Like Dust”... 80’ler aromalı çalışmada bilim kurgu ve korku filmlerinin soundtrack’lerinden esinlenilmiş. Proje adını da Isaac Asimov’un aynı adlı eserinden alıyor.
Sanki ile sıkı dönüş
Kök geri döndü. Hem de ne dönüş!
Grup, “Sanki” adını verdiği cayır cayır bir rock parçasıyla içimizi açtı. Cem Ömeroğlu, Kerem Tüzün ve Kaan Sezyum’dan oluşan ekibin salt rock müzik sunması, uzun zamandır katıksız bir müzik türü arayışıma deva oldu.
10’da 10
Başak Günak ya da bilinen adıyla Ah! Kosmos’un ikinci albümü “Beautiful Swamp” nihayet yayınlandı. 10 şarkının yer aldığı albüm, ismini aldığı bataklık imgesini hem karanlık hem de umut dolu bir noktadan ele alıyor. Bu hafta belki de en çok dinlediğim albüm kendisine aitti. 10’da 10 yapan bu muhteşem albüm tavsiyem olsun.
Açık seçik bir albüm
Fazlasıyla neşelendiren bir albüm dinledim bu hafta. Adı da “Şans”. Grubun adı Açık Seçik Aşk Bandosu. Keyfine müzik yaptıkları belli. Müzikler şahane, sözler kahkaha tufanı. Hani yüzünüzü güldürecek matrak bir şarkı lazımsa, günümüz aşklarına dümdüz bir bakış açısıyla yaklaşan bu albümü dinleyin. Neşelenmeniz garanti.
Ne dinledim?
* Açık Seçik Aşk Bandosu - Grafik Tasarımcısın
* Ah! Kozmos - We Can’t
Fal Off a Mountain
* Stars Like Dust - The End
* Mediterane - Kaçıversen
* Batu Akdeniz - Yanlış Biriyle Doğru Hikaye
* Bora Uzer - 30 Yıl
* Kök - Sanki
Paylaş