Verilere baktığımızda gözden kaçırdığımız bir klasman olduğu gün gibi ortada: Rap...
Listenin ilk 10’unda 3’üncü sırada Norm Ender, 5’inci sırada “Sertlik Kanında Var Hayatın” adlı albümünü nisan sonunda piyasaya süren Sagopa Kajmer var. 10’uncu sırada ise Allame; geriden ama emin adımlarla geliyor.
Sagopa Kajmer’in adını bağırmak istememesi kendi seçimidir şüphesiz, seçerek röportaj verir.
Sıralamada geride kalmasının tek nedeni ise albümünün yeni çıkmasıdır ki bunu zaman içinde artan dinleme oranından anlayacağız.
Rap müziğin Türkçe yayın yapan radyolarda tercih edilmemesi, adını eskisi kadar duymamamızın bir başka nedeni.
“Feyz al, geç geliyorum herkesten” diyen Norm Ender, 2017 mahsulü ama tanıtım konusunda sıkıntı çekmiyor... Kitlesi hazır ve üst sıralarda uzun süre kalacak gibi görünüyor.
Şimdi gelelim 10’uncu sırada olan Allame’nin 5 yılı aşkındır aktif olarak müzik yapmasına, binlerce seveninin olmasına rağmen ana akım medya tarafından tanınmamasına.
Ben ilk gruptakilere sesleneyim, tanıtayım...
Dilhan Şeşen, tahmin ettiğiniz gibi Şeşen ailesi üyesi, Burhan Şeşen’in kızı. Henüz 19 yaşında, enerji dolu... Ve akustik cover’larıyla Youtube’da ufak ufak palazlanıyor şu sıralar.
Grup Gündoğarken’le doğan “Şeşen ailesi sound’u”nun yakınından da geçmemiş, tamamen bağımsız yeni bir soluk.
Özetle adını her geçen gün daha fazla duyacağınız bir yıldız geliyor. Kendi yazdığı şarkıları da dinlemek için sabırsızlanıyorum.
Hayko Cepkin ve konseptleri
Hayatımıza 2005 yılında piyasaya sürdüğü “Sakin Olmam Lazım” albümüyle giren Hayko Cepkin, rock müziği domine eden isimlerden biri...
Karttaki “Hayatımda ilk defa konuşan gitar görüyorum” tweet’inin altında şu yazıyordu: “Gelin, Yavuz ve Kerim’in hikayesini onları tanımayan herkese ulaştıralım.”
Haklılardı...
Yavuz Çetin’in grup ve solo kariyeri hakkında bilgim vardı ama 1960’larda Jimi Hendrix’le çalışma fırsatı bulan, Amerika’da parmakla gösterilen bir davulcu olan Kerim Çaplı’yla ilgili pek fikrim yoktu.
Jenerasyon farkıyla bu yetenekleri kaçırmışım.
Gösterime girerken Amy Winehouse’u konu alan “Amy”i izlerken üzüldüğüm kadar üzüleceğimi tahmin ediyordum elbet... Ama fazlası oldu. Çaplı’yı hiç tanımamış olduğum gerçeği belgesel boyunca tokat gibi yüzüme vuruldu!
Grup arkadaşları Batu Mutlugil ve Sunay Özgür başta olmak üzere en yakın arkadaşlarından bu iki ünlü ismi dinlemek resmen acı verdi. Hele bir de çocukları konuştuğunda...
İyi müzisyenler konusunda ülkece sınıfta kalıyoruz.
Mekan güvenliğini sağlamak, bu ekonomide gözü karartıp turnedeki bir sanatçıyı ülkeye getirmek, tatlı bir hülya haline geldi.
Yine de yapılamadığı için büyük bir gelirden de olduğumuz bu etkinlikler umarız 2018’de gerçekleşir.
Tüm bunlara rağmen Türkiye’de 7 büyük festival olacak.
Çukurova Rock Festivali/Adana (12-14 Mayıs), Samsun Gençlik Festivali/Samsun (19-21 Mayıs), Kuşadası Gençlik Festivali/Aydın (6-9 Temmuz), Kuşadası Open Music Festival/Aydın (4-9 Ağustos), Zeytinli Rock Festivali/Balıkesir (24-27 Ağustos) ve son olarak AnkiRockFest/Ankara (13-15 Ekim)... Bu festivalleri yapacak olansa Milyon Yapım.
Kuşadası’ndaki ikinci festival ise yabancı grup ağırlıklı. Bursa’daki Nilüfer Fest de eklenince etti size 7 festival. İstanbul’da yapılacak günübirlik festivalleri saymıyorum bile.
Müziğin merkezi bu yaz İstanbul’dan Anadolu’ya kayacak yani. Şimdiden hazırlığınızı yapmaya başlayın.
Yabancı gelmeyince yerliler kral oldu
Yerli gruplar ve müzisyenler, en parlak dönemlerinden birini yaşıyor. Bu yükselişte, yabancı grupların Türkiye planlarını iptal etmesinin yanı sıra birçok faktör var: Dövizin yükselişi, yeni mekanların açılması, sevilen grubun/sanatçının başarısı...