Sinem Vural

Devir değişiyor

12 Ağustos 2021
Harbiye Cemil Topuzlu Açık Hava Tiyatrosu sahnesinde bir dönem artık kapandı.


Fantezi müzik, arabesk, pop, yer yer de rock müziğe ev sahipliği yapan sahne bu yıl itibariyle kendini kitlelere sevdirmiş “diğer türler”e de kapısını açtı.
İstanbul Büyükşehir Belediyesi bünyesindeki Kültür AŞ’nin birçok etkinlik serisinden biri olan Harbiye Cemil Topuzlu Açıkhava Tiyatrosu’ndaki “İstanbul Kavuştayı”, temmuz ayında Yüzyüzeyken Konuşuruz performansıyla start aldı.
Bu ilk etkinlik kademeli açılma sonrası benim de ilk konserim olduğu için oldukça da güzel geçti.
Konser serisi kapsamında yeni nesli yakalayan Dolu Kadehi Ters Tut ve hafta başında Gaye Su Akyol sahneye çıktı. Üç isim de Harbiye Açıkhava Sahnesi’nde ilk kez dinleyicisiyle buluştu.
Sıra geldi 29 Eylül’deki Nekropsi konserine. 24 yıl sonra grup, tekrar Harbiye sahnesinde yerini almaya hazırlanıyor.
“İstanbul Kavuştayı” kapsayıcı yelpazesiyle günceli yakalayan bir etkinlik serisi haline geldi.

Yazının Devamını Oku

Müzik acıyı paylaşmak için de var

5 Ağustos 2021
Bölgesel, ulusal hatta global felaket dönemlerinde toplum kenetlenir. Ülke sınırlarınız içinde olsun ya da olmasın duyarlı insanlar gözlerini kapatmaz, elinden geleni yapmaktan çekinmez. İmkanlarını seferber eder. Bazen bu gittiğin bir konserin kapısında toplanan yardımlardır, bazense etkinlikten elde edilen gelirlerdir.


Müzik, ‘sadece eller havaya hadi göbek atalım ortamı’ yaratmaz. Kimi zaman acıyı paylaşmak, yardımlar için bir ortak nokta oluşturur.
Güzel ülkemizin başına gelen yangın felaketlerinin peşi sıra artması da benzer bir durumu ortaya çıkardı. Müzisyenler/şarkıcılar belki eliyle toprak atmıyor, yangını söndürmüyordu ama oradaydılar. Destek istediler, destek topladılar, destek oldular.
Benimle yaşıt olan Live Aid festivalinde olduğu gibi müzik tabanlı yardım etkinlikleri dünyanın her yerinde yapılıyor.
Hatırlayın, 2011’de Van depreminden sonra ‘Van için Rock’ diye bir festival yapıldı İstanbul’da. Kapısında yardımlar için ayrı alan vardı.
Elde edilen gelir, mağdurların ihtiyaçları için kullanıldı. İnsanlar şarkıları dinledi, arada süreç hakkında bilgilendirildi.
Kimileri festivale bizzat katılmadı, sadece bilet aldı.

Yazının Devamını Oku

Geçmişteki müzikler neden değerli

29 Temmuz 2021
Teoman’ın Harbiye Açıkhava Sahnesi’ndeki konserinin olduğu günün sabahı heyecanlanmaya başladım. Sanki ilk kez Teoman dinleyecek gibiydim...


Ünlü rock’çının önce yakın dönem konserlerini, sonrasında da tam 20 yıl önceki Rumeli Hisarı konserini YouTube’da izlemeye başladım.
Ardından başka sanatçıların Rumeli Hisarı’nda gerçekleşen konser videolarında kayboldum.
Mesela 2002 yılındaki Athena konserini izledim. Oradan atlaya atlaya da günümüze kadar geldim.
Bunların içinde Rock’n Coke gibi eski yaz festivalleri de vardı. İşin aslı, bunları izlerken geçmişimde de savruluyordum. (Ki o geçmiş hiç de uzak değil.)
Müzikseverlerin ergenlik döneminde dinlediği şarkılara olan aşırı sevgisi konusunda birkaç makale okumuştum. Peki, ergenliğimize mi yoksa o dönem dinlediğimiz müziklere mi saplantılıyız?
Sonuçta şu an hâlâ dinlediğim ve kariyerinde 15’inci yılını çoktan aşmış birçok müzisyen o günlerden bana yadigar.

Yazının Devamını Oku

Sektörün eski haline dönüş tarihi 2025

22 Temmuz 2021
Pandemi boyunca oldukça hareketli olan İngiltere’de müzik sektörü için yeni bir araştırma yapıldı.


İngiltere merkezli PwC, telif geliri, global müzik endüstrisi gibi başlıkları ana tema alarak “Global Eğlence ve Medya” araştırmasını gerçekleştirdi. Bu sayede önümüzdeki 5 yıllık tahminler bir araya geldi.
Araştırmaya göre; İngiltere’de müzik sektörünün pandemi öncesindeki gelir seviyesine dönmesi 2025 yılını bulucak.
Verilere göre İngiltere’de salgın öncesi 1.58 milyar pound olan müzik ekonomisi, 225 milyon pound’a düştü ve eski seviyesine gelebilmesi için en az 4 yıla daha ihtiyaç var.
Birçok sektör dijitale kaydı ya da hybrid (hem canlı hem de dijital olarak ulaşılabilir) etkinliklere çabuk adapte oldu.
Fakat müzik endüstrisinin bu konuda bebek adımlar attığı ve bu yüzden de gelir düzeyinin düştüğünün altı çizildi.
Tabii, bu ölçekleme daha çok İngiltere üzerinden dünya çapında görülebilir durum. Bu araştırmanın ardından İngiltere’de tüm etkinlikler tam kapasiteyle ve neredeyse test, vücut ısısı, maske istenmeden yapılmaya başladı.

Yazının Devamını Oku

Eski şarkılardan umut kesilmez

16 Temmuz 2021
Aurora geçtiğimiz günlerde yeni single’ı “Cure For Me”yi yayınladı.


Kendisini yakından takipteyim. Peki, yeni single röportajlarında neler oldu?
Söyleyeyim, 2016’da çıkardığı şarkı konuşuldu...
Norveçli şarkıcı, yeni albümü “Playful”un ilk single’ı “Cure For Me”yi yayınladı. Amacı yeni şarkısını tanıtmaktı.
Ama önünde bir ‘engel’ vardı: TikTok’ta viral olan “Runaway” şarkısının ünü.
2016’da çıkardığı “All My Demons Greeting Me As A Friend” isimli albümünün ilk şarkısı olan “Runaway”, TikTok’ta fark edilmesinin ardından 300 milyonluk dinlemeye ulaştı. Albümde daha güçlü şarkılar olmasına rağmen “Runaway”in paylaşımlar arttı. Şarkı, dinleyiciyle yeniden buluşma imkanı buldu. Sonuç, yeni şarkıyı konuşacakken eski işini anlatmak zorunda kaldı.
Aurora, NME’ye verdiği röportajda şunları söyledi:

Yazının Devamını Oku

Tam açılma sonrası ilk konser

8 Temmuz 2021
Bir yıl sonra, tam açılmadaki ilk konserine giden birinin heyecanıyla bu yazıyı kaleme alıyorum. Konserden ne beklediğimi biliyordum, ne bulacağımı da... Ama bunu hayal etmemiştim.

Harbiye Açıkhava’ya sağ ayakla giriyorum. Bir önceki halimize dönmek istemeyen binlerce insandan biriyim sadece. İlk konserim Yüzyüzeyken Konuşuruz’a kısmet oldu.

Ekibi de yabancı değil, konser öncesi ayak üstü konuşuyoruz.

Herkes işini biliyor ama işine yabancı. Nasıl mı? Ses ve ışık teknisyenleri çalıştıkları masalardan aylardır uzak kalmış. Hazırlıklar tam ama bir gerginlik hakim. Rodiler arı gibi etrafta dolanıyor. Son hazırlıklar tamamlanıyor. “Hata olmasa bari” düşüncesi hakim. Tüm ekip, ilk kez iş yapıyor gibi heyecanlı.

Konser ön grupla başlıyor.

Evdeki Saat, 30 dakikalık performansında seyirciye bir ön gruptan fazlasını veriyor. Seyirci kitlesi genç. Muhtemel çoğunluğu, üniversite sınavı stresini atanlardan oluşturuyor. Yaş ortalamasını ben ve grupların akrabaları yükseltiyor.

Evdeki Saat’in hazırladığı ortam Yüzyüzeyken Konuşuruz’a bırakıldığında şarkılar hep bir ağızdan söyleniyor. Bu cümleyi herhangi bir konser haberinde yazsak, “ne var ki bunda” diyebilirsiniz.

Fakat uzun süredir canlı müzik dinlemeyen ve bunun bağımlısı olduğunu hisseden birine söylediğinizde tüyleri diken diken olur.

Bende de olan o.

Yazının Devamını Oku

Bırakın #HepÇalsın

1 Temmuz 2021
Spotify üzerinde “#HepÇalsın” diye bir çalma listesi oluşturulmuş. Listeden Murat Boz sayesinde haberim oldu. Bu listeye şarkı bağışlayan ünlü isimler, dinlenme ücretlerini müzik emekçilerine bağışlıyor.

Konserlerin yapılamadığı pandemi döneminde müzisyenlerin tek geliri telifler oldu. Temmuz itibarıyla yeniden ortalık hareketlenecek olsa da tüm işlerin bir anda açılmayacağı aşikâr.

Durum böyle olunca, bazı sanatçılar telif gelirlerinin minik de olsa bir bölümünden müzik emekçileri için feragat etti.

Şarkılarını “#HepÇalsın” dayanışmasına emanet ettiler. Elde edilecek gelirle müzik emekçilerine destek olunması hedefleniyor.

Ben “Güzel iş, bu hafta da bunu yazayım” dediğimde 23 şarkı bağışlanmıştı. Yazıyı bitirdiğimde ise sayı 36 olmuştu. Listenin takipçi sayısı da 829’daydı.

Şarkı bağışlayanlar arasında o çok dinlenen isimler henüz yoktu.

Hatta durumdan haberdar olmamı sağlayan Murat Boz’un hiçbir şarkısının listede yer almamasını da garipsedim.

Ama belki ortada “büyük plak şirketi problemleri” vardır, bilemeyiz. Belki de bu yüzden listenin tamamı bağımsız alternatif pop ve alternatif rock türündeki şarkılardan oluşuyordur.

Dilerseniz sürekli dinleyin ya da sessize alın, bir kenarda açık kalsın ama şarkılar dönsün.

Yazının Devamını Oku

Diskonun hızlı geri dönüşü

24 Haziran 2021
Kıyafetlerde 80’lere, 90’lara geldik. Elbet bizim dönemimiz de gelecek” diyorsanız yanılıyorsunuz. Şimdi sıra 70’lerin ışıltılı diskosunda.


Popüler müzik rotasını, disko pistlerine çevirdi. Birkaç nadide örnek haricinde ana akım müzikteki üretimler disko tarzında yapılmaya başladı. Bunun son örneği de Foo Fighters’tan geldi. Grup, Dee Gees mahlasıyla 17 Temmuz’a yetişecek plaklarını duyurdu. “Hail Satin” adını taşıyan albüm Bee Gees’e ait 4 klasik şarkıyı barındırıyor: “You Should Be Dancing”, “Night Fever”, “Tragedy”, “More Than A Woman”... Grup, plağın B yüzünde ise son albümleri “Medicine at Midnight”tan 5 canlı çalım Foo Fighters parçası olduğunu da duyurdu.
Emin olun disko hevesi bununla bitecek gibi değil, hatta yeni başlıyor. Pimi Dua Lipa çekti.
Dua Lipa, albümden, klip hikayelerine kadar öncülüğünü yaptığı disko akımına Doja Cat “Say So”, The Weeknd “Blinding Lights” şarkılarıyla katıldı.
Kylie Minogue, “Disco” adını taşıyan son albümüyle tabii ki geri kalmadı. Miley Cyrus, Dua Lipa ile daha sonra disko punk diye tabir edilebilecek “Prisoner”a imza attı. Tüm bu şarkı ve albümler listeleri zorladı, sevildi, biraz da diskoyla özlem giderildi.
Yurtdışındaki müzik yazarlarının görüşü de neredeyse ortak: Popüler müzikte yeniden doğma, umut verme, özgürlük aşılama gibi misyonları olan 70’lerin disko müziğinin hızla geri dönüyor.
Eskilere nur yağıp cover’lar mı yapılır, yoksa yeni albümler peşi sıra eklenir mi bilinmez ama şimdiden tarihe not düşeyim; Disko 2020’lerin müziği olarak hatırlanırsa şaşmayın.

Pop’sa hay hay

Yazının Devamını Oku