Paylaş
En sondan, kitabından başlayalım istiyorum. Gördüğümde isminden çok etkilendim. Son ana kadar açıklamamasının bir sebebi varmış dedim?
İçeride bir yazı var “Babamı ben öldürdüm” diye. Aslında kitabın kalbi de o yazı. Editörüm orada geçen, ‘Önce hayallerim öldü, sonra babam’ cümlesi için “Aslında önce insanın babası ölür, sonra hayalleri ölür. Ama sen de tam tersi olmuş. Kitabın adı bu olmalı!” dedi. Duyduğumda boğazım düğümlenmişti, sanki o cümleyi ben kurmamışım gibi (gülerek). Ben de, kesinlikle adı bu olmalı dedim.
E tabii sen bir Youtuber’sın. Kitapta içerik olarak konuştuğun konuların derlemesi mi bekleniyordu?
Aslında bunu ben de fark ettim ve biraz üzdü de. Çünkü ben hiçbir zaman kişisel gelişim videoları yapayım, insanları motive edeyim derdinde olmadım. Sadece kitapları, belgeselleri, filmleri anlatıyorum ve de araya hep kendi hikâyemi sıkıştırıyorum. Beni sevmelerinin sebebi de buydu aslında. Bu kitapta öyle bir kitap oldu. Benim hiçbir zaman çıkıp kendimi direkt anlatmaya cesaretim olmadı. O yüzden hep içeriklerimin arkasına sığındım. Ama bu sefer ham haliyle sadece kendi hikâyemi anlattım. Hiç yaşanmamış, eşsiz hikâyeler değil. Sadece kendi hayatımda yaşadığım olayları trajik, bazen de komik bir şekilde anlatmaya çalıştım.
ÖNCELİĞİM YAZMAKTI
Kitap yazma hayalin var mıydı yoksa popülerlikle gelen bir talep mi oldu?
İnsanlarda youtuber olduğu için kitabı basıldı gibi bir algı olabilir. Aslında benim için önce yazmak sonra konuşmak geliyor. Küçüklüğümden beri sürekli yazıyorum. Hayatımı yazarak kazanmak için de çok çabaladım ama bir hayal kırıklığı oldu benim için. Yazılarımın yer aldığı bir blogum da vardı ama daha sonra küstüm ve bir daha asla yazmayacağım dedim, kapattım o defteri. YouTube videolarına başlayınca baktım ki yeniden yazıyorum. İnkılap Yayınevi’nden çalışan bir editör de videolarımı izliyor ve beğeniyor. Eskiden yazarlık yaptığımı da öğrenince bana, “Başak kitap yazmak ister misin?” diye mesaj atıyor. İşte o anı hayatım boyunca unutmayacağım. Youtuberım diye hemen basılmadı tabii ki kitap. Videolar izlendi, toplantılar yapıldı, sürekli yazılar yazıp gönderdim, okundu ve beğenildi. 6-7 aylık bir süreçten sonra kitabım basıldı.
CESARETSİZLİĞİM GÜCÜM OLDU
O zaman youtuber olma süreci nasıl işledi, hızlıca başa dönelim mi?
Ben hep insanlar beni görsün ve duysun istedim. Bir hikâyem vardı anlatmak istediğim. Ama kendimi görüntü olarak ortaya çıkarmaya cesaretim yoktu. Hep biri tarafından keşfedileceğimi ve ekranın önüne atılacağımı düşündüm ve bunun için çabaladım. Uludağ Üniversitesi İşletme mezunuyum. 2008-2013 yılları arasındaki okul sürecimde, reklam yazarlığı yaptım, stajyer olarak çalıştım. Bir süre fotoğrafçı yanında çalıştım. Sonra dedim ki hostes olayım, bir sürü insan inip biniyor belki biri beni görür ve Başak sen çok iyiymişsin der (gülerek). O da olmayınca, Alaçatı’ya gitmeye karar verdim. Alaçatı bütün ünlülerin aktığı yerdi ve orada keşfedilmeyecektim de nerede keşfedilecektim ki!
İki sezon garsonluk yaptım ve Adisyon Arkası Notlar diye bir proje oluşturdum. Garsonluk yaparak dünyayı gezecek ve de mekânları tanıtacaktım. Kartlar verildi, iş teklifleri geldi ama sonra bir şey çıkmadı. Mekânlar da beni garson olarak işe almak istemediler. Proje tutmadı ama o kadar sevdim ki video çekmeyi, Youtuber oldum. Dedim ki meşhur olacaksan kendin olacaksın. Bu benim cesaretsizliğimdi ama itici gücüm de oldu. Önümde engel olan şeyin aslında bana bir hediye olduğunu fark ettirdi.
İçeriklerine nasıl karar verdin?
Kanalımı canlı tutmak için sürekli film, belgesel videoları, kitap önerileri yaptım. Daha çok sevilince de devam ettim. Benim de bir mesaim var ama diğer insanlara göre daha keyifli, çünkü sürekli film, dizi, belgeseller izliyor, kitap okuyorum. Ama aklımda hep buradan ne çıkarırım diye bir soru dolanıyor. Karar verdiğim konuyla ilgili de önce yazıyor sonra da kamera karşısına geçiyorum. Sonra geriye montajı ve yüklenmesi kalıyor. Yüklendikten sonra yeniden içerik arayışına geçiyorum. Gezi videoları da yapıyorum, anı yaşadığım için daha keyifli ama kurgusu daha uzun sürüyor.
ANNEMİN GERÇEĞİ BAŞKA
Youtuber oldun ama bunu bir meslek ya da iş olarak görüyor musun?
Bunun baskısını çok hissettim. Annem de kızım tamam bunu yapıyorsun ama mesaili bir işin olsun çok dedi. Ama o kadar çok şey denedim ki kendime geriye dönecek kapı bırakmadım. İhtimallerimi sıfırladım. Bu yüzden direndim ve pes etmedim.
Alaçatı’da garsonluk yaparken tanıştığım bir aile, yüksek lisans yapmak istediğimi biliyordu ve destek sözü vermişti. Okul bitince Bilgi Üniversitesi’nde dijital pazarlama yüksek lisansımı yaptım. Bu süreçte videolarıma asıldım ve 2016 kışında yükselişe geçtim.
En çok merak edilenlerden biri de youtuberların nasıl para kazandığı?
Evet, bana da soruluyor. Ben bir yıl sonra, 2017 bahar ayından itibaren para kazanmaya başladım. YouTube, videomuz izlenirken yer alan reklamlardan elde edilen gelirin bir kısmını bize veriyor. Abone sayısı önemli ancak önemli olan videoların çok izlenmesi. Onun dışında marka anlaşmaları da oluyor.
YAŞADIKLARIM TÜRK FİLMİ GİBİ
Takipçi sayısı arttıkça neler yaşadın?
Bir süre sonra kendi görüntüne mi aşık oluyorsun bilmiyorum, videoların arkası geliyor, çok çalışıyorsun. Bir yerden köşeyi dönmenin de derdindesin. Ama kendin çabalamaya başladığında gerçekten oluyor. Ben ilk projeye başladığım zamanlar herkese mesaj atıyor, projemi anlatıyor ve beni paylaşmalarını istiyordum. O kadar ezik bir şey ki aslında! Yani bunu yapacağına işini yapsan daha iyi. Bir beklenti içine giriyorsun ve beklemeye koyuluyorsun. O da seni öyle yıpratıyor. Sonra sadece işimi yapmaya odaklanınca, az sayıda takipçisi olan ama gerçekten beğenerek öneren kişilerin paylaşımlarıyla hızla büyüdüm. Bunun kadar etkili bir şey yok. Artık öyle şeyler oluyor ki, örnek vermek gerekirse bir zamanlar servis yaptığım oyuncuyla aynı sahneyi paylaştım. Benim için Türk filmi sahnesi gibiydi. Ya da bir oyuncuyla yolda yürürken onu kimse tanımazken, benimle 50-60 kişi fotoğraf çektiriyor. Bunu gerçekten çok garip geldiği ve heyecan verdiği için anlatıyorum.
ÖZGÜVEN EKSİKLİĞİ ÇOK
Ayrıca nasıl youtuber olunur diye eğitimler de veriyorsun?
Evet çok ilgi gördü. Açıkçası karşımda lise, üniversite öğrencileri beklerken, yaş ortalaması yüksek ve kariyer sahibi kişiler olması beni oldukça şaşırttı. Karşımda pilot da vardı mühendis de. Gördüm ki genel bir mutsuzluk hâkim ve de hepsinde aynı hikâye. Diplomalar anne ve babalar için alınmış ama şimdi kendi hayallerini gerçekleştirmek istiyorlar. Kurumsal hayattan kurtulmak isteyen ama kafasında engelleri olanlar da çok. Mesele para da değil. Herkes bir çıkış yolunun peşinde. Kendini göstermek, ben buradayım demek istiyor. Sosyal medyanın bu kadar ilgi görmesinin en büyük sebeplerinden biri de bu.
Youtube’ın bende açtığı yollardan biri de motivasyon konuşmacılığı. Şirketlerden motivasyon konuşması yapmam için talepler gelene kadar, videolarımla insanları motive ettiğimden haberim bile yoktu.
En çok izlenen videon ne oldu?
En çok özgüven videom izlendi ve önerildi. Bu da aslında Türkiye’deki eksikliğin ne olduğunu göstermiyor mu? Bilgi dâhil her türlü potansiyele sahibiz ancak özgüven problemi çok fazla var. En basiti Youtube kanalı açmakla ilgili. 15 yaşındaki de 30 yaşındaki kadın da aynı şeyi söylüyor, “Ama ne derler?”. Kim ne diyebilir ki aslında ama bunu aşamıyorlar. Arkasından herkesin kendini bulmakla ilgili derdi var.
MERAK VE SABIR ÖNEMLİ
Peki sence youtuber olmak için gereken en önemli özellikler nelerdir?
Öncelikle merak duygusu ve araştırma. Araştırma derken youtuberları takip etmekten değil konu içerisinde araştırma yapmaktan bahsediyorum. Öte yandan çok çelişkili ama sosyal medyadan uzak durmak gerekiyor. Çünkü yaratıcı bir şeyler yapmak istiyorsan ilham kesinlikle orada değil! En azından ben orada bulmuyorum. Ve de sabır çok önemli bir nokta. Ben çok sabırsız bir insan olduğumu düşünürdüm. Ama geri dönecek başka yerim yoktu, kalmak, sabretmek zorundaydım. Youtube bana sabretmeyi öğretti. Bir de kendini sürprizlere açık tutmak. Sürekli bir şeyler yapmaya devam ediyorsan, hayat sana sürpriz olarak geri geliyor zaten. Kitabım da mesela tam yazmaktan vazgeçtiğim anda geldi.
ÖZGÜR BİR DÜNYA
Peki sen hep büyük resme baktığında kendini nerede görüyorsun?
50-60 yaşında olduğumda da YouTube’da olmak istiyorum. Çünkü özgür bir dünyadasın. Baksanıza artık ekrandan tanıdığımız ünlüler de kendi kanallarını açmaya başladılar. Çünkü artık gelecek orada! Düşünsenize 15 yıl sonra benim çektiğim video yine orada duracak, bu çok garip değil mi? Neler olacak ben de çok merak ediyorum.
‘DÜNYAYI GEZMEK İSTİYORUM’
Hayaller, hedefler vardır mutlaka?
Kitap yazmaya devam etmek istiyorum, onun dışında ciddi olarak çöp meselesine kafayı takmış durumdayım. Mutlaka bu konuda sosyal sorumluluk projesi hayata geçireceğim. Bir milyon aboneye ulaştığımda ise Levent’le dünyayı gezmek istiyorum.
Paylaş