Bilgi tıbbı homeopati

Hemofoli ve Talasemi Derneği (HETADER) yararına düzenlenen homeopati tanıtım çalışmaları öncesi buluştuğumuz Dr. Elif Güler Kazancı, 2017 yılında proje koordinatörlüğünü yürüttüğü ülkemizin en büyük ve en kapsamlı GETAT (Geleneksel ve Tamamlayıcı Tıp) Merkezi’nin de Bursa’da faaliyete geçtiği bilgisini verdi.
Dernek Başkanı Demet Gülseven ise her bireyin hastalanma şekli farklı olduğu için homeopatik tedavinin kişiye özel olduğuna dikkat çekti.

- Öncelikle homeopatinin tarihsel gelişim süreci hakkında kısaca bilgi alabilir miyiz?

Demet Gülseven: Homeopatik sistem, benzerliğe dayanır. Geçmişi çok eskilere dayanan benzerin benzeri ile tedavi ilkesi ilk çağ hekimlerinden Hipokrat ile başlamıştır. Tarih boyunca ondan etkilenen birçok hekim benzerlik ilkesini benimsemiştir. Kavram olarak çok eskilere dayansa da benzerlik ilkesini kurumsallaştıran ve sistematik bir tedavi yöntemi haline getiren Dr. Samuel Hahnemann’dır.

REÇETESİ KİŞİYE ÖZELDİR

- Homeopati nasıl bir tedavi sistemidir?

Demet G : Homeopati, bütünsel bir tedavi sistemidir. Semptomlar vücudun dilidir. Semptomlar bize bozulmuş desenleri ifade ederken, homeopatik remediler bu bozulmuş desenleri ele alır. Benzerin benzer ile tedavisine dayanan homeopati, remediler ile içimizdeki yaşam gücünü harekete geçirerek dengeyi sağlar. Homeopati bilgi tıbbıdır. Homeopatik tedavi, kişiye özeldir; her bireyin hastalanma şekli farklıdır.

TIBBIN ALTERNATİFİ OLMAZ

- Modern tıp için nasıl bir katkı sunuyor?

Elif Güler Kazancı: Öncelikle çoğu zaman ‘alternatif tıp’ diye kullanılan sözcüğün yanlış olduğuna dikkat çekmek isterim. Tıbbın alternatifi olmaz. Geleneksel ve tamamlayıcı tıp ifadesini kullanmak daha doğru olur. Dünya Sağlık Örgütü ve Sağlık Bakanlığı kapsamındaki yönetmenlikte de bu şekilde söz edilmektedir. Dünyada modern ve tamamlayıcı tıbbın birlikte kullanılması ile integratif tıp alanında ortak bilimsel çalışmalar ve tedavi modelleri ortaya konulmaktadır. Hastalarımıza modern tıbbın ışığında tanıyla ve tedaviyle ilgili seçenekler sunulmakla birlikte yerinde ve dozunda destekleyici tedavi olarak da tamamlayıcı tıptan faydalanılmaktadır.

- Kullanılan ilaçların özelliği nedir?

Elif K. : Homeopatik ilaçlar bitkilerden, minerallerden ya da hayvanlardan elde edilen doğal maddelerden üretilir. O maddenin enerjisini içeren moleküle biz remedi diyoruz. Seyreltme (minimum doz kuralı) prensibi ilacın dozu ne kadar az olursa etkinliğinin de o kadar fazla olacağını ifade eder. Çoğu homeopatik ilaç şifa veren maddenin molekülleri hiç kalmayacak kadar seyreltiktir; ancak homeopatide bu maddenin suda, vücudun kendisini iyileştirmesini teşvik eden özünü bıraktığına inanılır. Bu teoriye suyun hafızası denir. Remediler kimyasal seviyede değil, enerji seviyesinde çalışır. Homeopati vücudun bağışıklık sistemini kuvvetlendirerek organizmanın akut ve kronik hastalıklar ile savaşmasını sağlar. Modern tıp kitlesel, homeopati ise bireysel bir tedavi şeklidir.

‘YAŞAM KALİTESİNİ ARTIRIR’

- Özellikle hangi hastalıkların tedavisinde kullanılıyor?

Elif K.: Homeopati yeni doğandan gebe, geriatriye kadar her yaş grubunda özellikle alerji, astım, kronik yorgunluk sendromu, depresyon, sindirim sistemi bozuklukları, kulak enfeksiyonları, baş ağrıları, deri döküntüleri gibi hastalıkların tedavisinde ve yaşam kalitesinin artırılmasında destekleyicidir. Homeopatik tedavileri halkın tanıması, neye iyi geldiğini ve kendisinde nasıl işe yaradığını bilmesi, doktora gittiği zaman homeopatik destek de talep etmesi için bu bilgilerin paylaşımı çok önemli.
Demet G.: Homeopati de hastalıklar kişiye özel olduğu için her bireyin kendine özgü hastalığına yönelik olarak ele alınır.

‘TANITIM SEMİNERLERi VERİYORUZ’

- Siz homeopati ile ne zaman tanıştınız?

Demet G.: Homeopati ile tanışmam 1987 yılında Fransa da bir eczaneye ağrı kesici almak için girdiğimde homeopatik remedilerin bulunduğu ahşap rafları gördüğümde oldu. Doğa ve insanın bir bütün olduğu inancımla şifa yolculuğunda ilerlerken, homeopatiden etkilendim ve eğitimini aldım.

- Dernek olarak çalışmalarınız ne yönde?

Demet G. : Homeopati Vitalist Derneği (HVD) olarak güvenli ve etkili homeopatik tedaviler üzerine tanıtım seminerleri veriyoruz. Ülkemizde yaygınlaşması açısından, homeopati alanında eğitim ve araştırmalar yapıyor ve bu konularda çalışmalar yapan kişi ve kuruluşlara destek veriyoruz.

NİSANDA 2. KONGRE DÜZENLENECEK

- Elif hanım sizin homeopati ile tanışıklığınız nasıl oldu?

Elif K. : Ben aynı zamanda çocuk hematoloji ve onkoloji uzmanıyım. Kurucusu olduğum HETADER’de kan hastalıkları ile ilgili çalışmalarım da söz konusu. Kronik hastalıklı çocukların tıbbi tedavileri yanında psikolojik ve sosyal alanda da desteklenmesi gerekiyor. Bu desteği dünyada giderek yaygınlaşan ruhsal, zihinsel ve fiziksel bütün durum ve semptomlara yönelik bütüncül tıp anlayışı ile yapan homeopati ile sağlayabileceğimizi düşündük. İlk adımı atarak, 2 yıl profesyonel bir eğitim alarak uzman oldum.

- Tanıtım çalışmaları hakkında bilgi alabilir miyiz?

Elif K. : Öncelikle halkımızı homeopati alanında bilinçlendirmek adına tanıtım ve eğitim çalışmalarına hız verdik. Geçen yıl Sağlık Bakanlığı Müsteşar Yardımcılığı görevindeyken düzenleme ve bilim kurulu başkanlığını yürüttüğüm 5 bin 200 kişinin katıldığı Uluslararası 1.Geleneksel Tamamlayıcı Tıp Kongresi’ni düzenledik. Bu yılda bakanlığımız tarafından nisan ayında 2. kongre düzenlenecek olup hem toplumsal farkındalık hem de hekimlerin bu alanda akademik çalışmalarının artırılması hedeflenmektedir. Tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de bu alanda uzman hekimlerin kontrolünde uygulamaların yapılması büyük önem arz etmektedir.

 DİKKAT EDİLMESİ GEREKENLER

 - Homeopatik tedavide dikkat edilmesi gereken hususlar nelerdir?

Demet G. : Homeopati doktora gitmeyi ertelemek maksadıyla kullanılmamalıdır. İlgilenilen sağlık durumu için homeopati üzerine yayınlanmış araştırmalar ve yapılan çalışmalar araştırılmalıdır. Eğer homeopatiyi kullanmak düşünülür ve bir homeopattan tedavi almaya karar verilirse, uygulayıcının eğitimi ve deneyimi sorulmalıdır. Hamile ve emziren kadınlar ya da homeopatiyi bir çocuğu tedavi etmek için kullanmayı düşünen kişiler önce mutlaka doktorlarına danışmalıdır. Hekimler kullanılan tamamlayıcı ve alternatif uygulamalar hakkında bilgilendirilmelidir. Bu koordineli ve güvenli bir bakımın sağlanmasına yardım edecektir.