Paylaş
Ne demiş Michel de Montaigne: “Beni en çok korkutan korkunun ta kendisidir”. Al benden de o kadar. Rüzgar’ın durup dururken geliştirdiği korkulardan ödüm patlıyor. Mesela geçen gece “Neden ellerini yastığın altına sokarak uyuyorsun oğlum” soruma verdiği cevap: “Çünkü gece birinin gelip ellerimi kesmesinden korkuyorum...” Gel de panikleme!
Gökgürültüsünden yani ‘Bumbum Abi’den korkuyor, havai fişeklerin saçtığı renkli ışıklardan etkilense de fena tırsıyor, mümkünü yok bir süredir gece odasında yalnız uyuyamıyor. Her gece odasındaki ikili koltuğu benimle birlikte açıp yatak haline getiriyor. Benim yatağımdaki çarşafı, yastığı, yorganı getirip, kendi elleriyle seriyor. “Şimdi sen burada uyu, ben de yatağımda” diyor ve güvenli bir şekilde yatağına geçiyor. Ortalama uykuya dalma süresi yarım saat - 40 dakika. Bu sürede en az 15 kere orada olup olmadığımı kontrol ediyor. Tabii ki “Orada mısın” diyerek değil; “Anneciğim ben seni çok seviyorum” diyerek. “Ben de” diyorum bir beş dakika susuyor ve yine orda olup olmadığımı kontrol etmek için “En çok ben” diyor. “En çok ben” dersem bittim. Karşılıklı 50 kere tekrarlamışlığımız var inanın! Son zamanlarda “İkimiz de” diyerek geçiştirmeye çalışıyorum.
Uzun lafın kısası korkularla başım dertte. İmdadıma bir kitap yetişti. Çocuk psikolojisi uzmanı Maria Luisa Ferreros’un yazdığı ‘Çocuğunuzun Korkularıyla Başa Çıkmanın Yolları - Seni Korkularınla Seviyorum’ adlı kitap. Yazara göre korku, çocuklukta yaşanması gereken doğal bir durum. Ancak çocuğun sağlıklı bir şekilde büyüyebilmesi için korkularını geride bırakması ve kendine güven duyması gerekiyor. Ferreros şöyle diyor: “Hepimiz bir şeylerden korkarız ve korkularımızla başa çıkmaya çalışırız. Peki, korkunun bazen en iyi arkadaşımız olabileceğini hiç düşündünüz mü? Çocuklarımıza korkularıyla başa çıkmayı öğreterek daha mutlu bir çocukluk yaşamalarına katkıda bulunabiliriz.”
Yazarın gece korkularıyla ilgili ne dediğine gelince: “Gece korkularıyla baş etmek konusunda ebeveynlerin denemediği yöntem yoktur. Bazen öyle bir noktaya gelinir ki, durup çocuğun sakinleşmesini ve elinizi tutarak uykuya dalmasını beklemekten çok yorulur, kızar, çeker kapıyı çıkarsınız. Çünkü birileri bize çocuğun aslında dalga geçtiğini ve onu orada öylece ağlarken bırakırsak nasıl olsa bir süre sonra ağlamaktan yorulup uyuyacağını söylemiştir. Oysa çocuğu rahat bir uykudan alıkoyan şeyler vardır; ölmekten korkmak veya ilgi çekmek gibi çok çeşitli nedenleri olabilir. Bu yüzden de çocuğun uyku sorununu araştırırken bunun ardında yatan nedenleri de araştırmak gerekir. Anlamadan onu karanlıkta yalnız bırakmak ileride çeşitli fobiler geliştirmesine bile yol açılabilir. Yani çocuğun ne yaptığı değil, onun neden yaptığı önemli. Davranışın ardındaki neden bize yol gösterir.”
Kitap, gece korkusunun olabilecek nedenlerini detaylı olarak anlatıyor ve her nedene özel örneklerle çözümler öneriyor. Ama her defasında çocuğumuzun korkularının nedenlerini çözümlememiz gerekiyor. Bunun için onun korkularını sevmek şart. Şifre: ‘Sev, Nedenini Anla ve Çöz’... O halde ben başlıyorum: “Seni korkularınla seviyorum Rüzgar!”
UYUMAYI KOLAYLAŞTIRAN RAHATLAMA TEKNİĞİ
Kitapta, uykuya dalmakta zorlanan çocuklar için Jacobson progresif gevşeme tekniği öneriliyor. Bu teknik uygulanırken çocuğunuzla alçak bir ses tonuyla konuşarak bedeninin tepeden tırnağa, yukarıdan aşağıya her noktasının rahatlamasını sağlayabilirsiniz. Teknik doğru uygulandığı taktirde, çocuk öyle rahatlar ki sanki bir mıknatıs onu yatağa bağlar ve parmağını bile oynatacak hali kalmaz. Bedenin her noktasının gevşemesiyle birlikte çocuk çok yavaş bir ritimde nefes almaya başlar. Bu esnada anne veya baba beş saniye kadar sayarken çocuk uykuya dalar.
Paylaş