Dudaktan öpmek devreleri yakar mı

Oğlumu dudaktan öptüğümü gören iki erkek arkadaşımın birden saldırısına uğradım geçen hafta. “Rüzgar’ın devrelerini yakarak, hayatı boyunca sende bulduğu aşkı aramasını ve sonuçta bulamamasını sağlamak istiyorsan devam et” diye tehdit bile ettiler. Ödüm patladı!

Haberin Devamı

Evet öpüyordum. Çünkü dayanamıyordum çünkü gerçekten zararsız sanıyordum. İleride büyük tahribatlara yol açma ihtimalini aklımın ucuna bile getirmiyordum. Fena yakalandım ve yaptığımı gören arkadaşlarım tarafından fena hırpalandım.
Olay şöyle gelişti: Bodrum’dayız plajın orta yerinde, şezlongda Rüzgar’ı uyutmaya çalışıyorum. Yanına uzandım. En azından 10-15 dakika yatay dursun ve dinlensin istiyorum. Uzanıyor ama çenesi durmuyor. Anlattıkça anlatıyor, sordukça soruyor. O kadar lokum, o kadar sevimli ki dayanamayıp öpüyorum. Gözünden, kulağından, yanağından ve tabii ki dudağından. Hatta öpüşürken fotoğraflarımızı çekiyorum, nasıl da eğleniyorum.
Sonra akşam oldu. Gündüz birlikte olduğum arkadaşlarımla yemeğe çıktık. Ve yemek sırasında tabiri caizse beni köşeye sıkıştırdılar, canıma okudular. Konuya giriş soruları bile beni yerle bir etmeye yetti. Çünkü şöyle sordular: “Rüzgar’ın büyüyünce bizim gibi olmasını ister misin?” “Allah korusun” dedim. Neden mi? Çünkü ikili ilişkiler konusunda fena durumdalar, aşık olamıyorlar, sevemiyorlar en fenası, kadınlara hiç güvenmiyorlar. Kazanova’nın rekorunu kırmak üzereler. Sanki başka çok başka bir şey arıyorlar. Ve tam da bu noktada beni aydınlattılar: Ali’nin şu sözlerini hayat boyu unutamayacağım: “4 yaşımdaydım. Annemle erkeklerin yoğun olduğu bir mekana girdiğimizde eteğini çekiştirir, bacaklarını kapamaya çalışırdım. Ve türlü bahanelerle bir an önce onu mekândan uzaklaştırırdım.” Lafı Hakan devralıyor: “Çocuk ve anne arasındaki aşkı yoğunlaştırmak sadece problem getirir. Zaten hayat boyu senin gibi bir kadın arayacak ama bunu sana saplantılı olarak yapması o kadını bulamamasını sağlar. Yapma, sakın Rüzgar’ı dudağından öpme!”

Haberin Devamı

FALLİK DÖNEME DİKKAT

Başımdan kova kova kaynar suların döküldüğünü, bu kadar cahil hareket ettiğim için kendime ne kadar kızdığımı tahmin edersiniz. İstanbul’a döner dönmez hemen bir uzmanı aradım. Ve ondan da ağzımın payını aldım.
Çocuk ve Genç Psikolojik Danışmanlık ve Psikiyatri Merkezi’nin Genel Müdürü, Aile danışmanı Dr. Bora Küçükyazıcı arkadaşlarımı yüzde 100 destekledi: “Çocuk 2-4 yaş arasındayken anneyle arasında kurduğu bağ geleceğinin temellerini atar. Bu süreçte çocuğun psikolojik gelişimi ilerideki cinsel hayatını da şekillendirir. Dudaktan öpmek, uyarıyı da beraberinde getireceği için yanlış bir davranış. Çocuğun cinsel hayatı üzerinde de hatalı kodlamalar yapacaktır.
Freud’a göre her çocuğun ilk aşkı karşı cinsteki ebeveynidir. Yunan mitolojisinde Oedipus, babası Laios’u öldürerek, annesiyle evlenmiştir. Freud’un geliştirmiş olduğu Oedipus Kompleksi isimli kavramda da, erkek çocuklar babalarını, kız çocuklarsa annelerini bir rakip gibi görür. 3-5 yaşlarını kapsayan fallik dönemde; çocuk, karşı cinsten ebeveynini paylaşmaz ve sahiplenir. Fallik dürtülerin baskısıyla, bu yaş dönemindeki erkek çocuk annesini arzular, hatta annesiyle evlenmek istediğini söyler. Fallik dönemin sonunda erkek çocuk, annesine karşı hissettiği cinsel dürtüleri baskılar (kısırlaştırılma korkusu baskındır).
Fallik dönemde (3-5 yaş) erkek çocuğun baskısız ve görece daha rahat bir süreç geçirmesi adına, cinsel uyarılar içeren mesajlardan uzak durulması önemlidir. 5 yaş sonrasında bu dönem baskılanarak uyuklama devresine girecektir; ergenlik döneminde yeni bir başka sayfa olarak açılacaktır.”

Yazarın Tüm Yazıları