Paylaş
Aslına bakarsanız ilk hafta kendi kilo verme serüvenimi anlattıktan sonra yazıyı bitirirken şöyle demiştim: "Bundan sonra her şey zamana ve sabrınıza kalmış. Yeter ki rakamlara ve sağlıksız beden imajlarına takılmayın. Son yıllarda özellikle dünyada biraz törpülendi ama halen zaman zaman medya olarak bu sağlıksız imajların kamuoyuna pompalanmasına mahal veriyoruz. Bu da gelecekteki yazılardan birinin konusu olsun."
Lakin laf bir türlü dönüp dolaşıp oraya gelemedi. Neyse ki son günlerde sosyal medyada bir hareket bir hayli yayıldı da bana da bir fırsat doğdu.
Nedir bu hareket derseniz kısaca BoPo derim, yani "body positive". Türkçeye çevirmek biraz zor ama "beden olumlama" diyebiliriz belki.
Boyumuzun kaç santimetre, ağırlığımızın kaç kilogram olduğuna, sivilcelerimize, bel ölçümüze, yamuk dişlerimize, çatlaklarımıza, tüylerimize ya da ciddi fiziksel engellerimize takılmadan, bedenimizi olduğu gibi kabul etmeyi ve sevmeyi amaçlıyor BoPo. Tess Holliday, Lena Dunham, Iskra Lawrence gibi yeni neslin tanınmış isimleri de hareketin başını çekiyor.
Özellikle Instagram'da çok kuvvetli bir dalga bu. Çünkü Instagram fit vücutların, kaslı karınların, bikinili havuz başı fotoğraflarının, bacak boşluklarının kalesi durumunda. Dahası bu vücutlar geleneksel medyanın da desteğiyle norm buymuşçasına, tüm kadınlar bu ölçülerde olmak zorundaymışçasına lanse ediliyor. Üzerimizdeki siyasi ve sosyal baskılara bir de sürekli bir tahakküm mekanizması olarak vücudumuz katılıyor. BoPo hareketinin savunucuları işte bu normlara, bu tahakküme karşı çıkıyor.
Instagram'da resimaltı: Spor salonu selfie'si, çünkü şişman insanlar spor yapmaz değil mi? Öyle bile olsa bu SİZİ İLGİLENDİRMEZ :) #başlarımsizingüzellikstandartlarınıza #benimbedenimbenimkurallarım
Yakın zamanda "The Not So Subtle Art of Being a Fat Girl" (Şişman Bir Kız Olmanın Çok da Üstü Kapalı Olmayan Sanatı) isimli kitabı piyasaya çıkan Tess Holliday, BoPo'yla ilgili New York Times'a şunları söylemiş: "Instagram bizim kendi deneyimlerimizi edinmemize imkân sağlıyor. Instagram'dan önce internette ne varsa onu görüyordunuz. Bugün ise beden olumlama, feminizm, radikal beden sevgisi gibi hareketlere gönül vermiş insanları, sanatçıları takip edebilirsiniz. Etrafınızı size moral veren ve destek olan insanlarla çevirebilirsiniz ve burada gerçekten böyle bir topluluk var."
Holliday'in bu sözleri aslında şu demek: Instagram'da kimleri takip ettiğinizi iki kere düşünün. Önünüze düşen fotoğrafların size kendinizi kötü ve yetersiz hissettirmesine, "Neden belim bu kadar ince değil? Neden X gibi karın kaslarım, Y gibi ışıltılı saçlarım yok?" diye düşündürmesine izin vermeyin. Iskra Lawrence'ın 3,5 milyon Instagram takipçisine dediği gibi, "Önce hayat geliyor ve önce siz geliyorsunuz. Bir sayfaya baktığınızda kendinizi iyi hissetmiyorsanız, engelleyin ya da takibi bırakın".
Instagram'da resimaltı: Umuyorum çoğunuz bunu biliyorsunuz çünkü bir süredir söylüyorum ama her vücut bikini vücududur, yaz vücududur ve plajların tadını çıkarabilmemiz için sahip olmamız gerektiği söylenen vücuttur...
Bu bilince sahip olmak, "takibi bırak" butonuna basabilme kudretini göstermek çok zor değil. Bir kere yapınca arkası geliyor. O butona milyonlarca kişi tarafından basıldıkça, bedenimizi sevmemize engel olan imajların görünürlüğü de azalıyor, azalacak. BoPo dalga dalga yayılacak, beden tahakkümü kültürü yıkılacak.
Yakın zamanda geçirdiği bir hastalık nedeniyle çok kilo veren, ancak daha önce de kadın dergilerine verdiği röportajlarda fotoğraflarının Photoshop'lanmasına karşı çıkmasıyla takdir toplayan Lena Dunham'ın da bu konuyla ilgili bir mesajı var: "Bir şeyi düzeltelim: Ben nasıl göründüğümden nefret etmedim; ben kültürün bana bedenimden nefret etmemi söylemesinden nefret ettim. Hollywood'daki (ve Instagram'daki) kadınlara önderlik ettikleri, ilham verdikleri, kadın bedenini HER biçimde normalleştirdikleri için teşekkürler."
Instagram'da resimaltı: Madde 20: İpucum yok, ipucu vermiyorum, bu kapakta olmak istemiyorum çünkü bütün kariyerim boyunca savaştığım her şeyin tam karşısında duruyor ve bu bana yapılmış bir iltifat değil çünkü bir şey başarmadım, teşekkürler! (Kapakta "Yıldızların kullandığı 20 zayıflama ipucu" yazıyor)
Peki şimdi sırada ne var? Dunham'ın teşekkürlerini sunduğu o ilham verici kadınların sayısı özellikle Hollywood'da artmalı. Beyonce artık, "Aaa Instagram'da paylaştığı fotoğrafı Photoshop'lamış" diye değil, "Aferin kadına, fotoğrafı filtre bile basmadan paylaşmış" diye haber olmalı. Genç kadınlar, "Aa Rihanna selülitli fotoğraflarını koyduysa ben neden saklayayım ki?" diyerek mutluluk duymalı. "Kim Kardashian paparazzilere fena yakalandı" başlıklarının da artık bir sonu olmalı.
Pek ünlü bir kadın sayılmam ama ben de üzerime düşeni yapayım: Bugüne kadarki yazılarımda, sizi bedeniniz hakkında mutsuz olmaya ittiysem özür dilerim. Bundan sonra böyle bir şeye sebep olmamak için de elimden geleni yapacağıma söz veririm.
Not: Yazıyı bir kadın hareketi gibi şekillendirdim çünkü bu tahakküm kültürü ağırlıklı olarak kadınları etkiliyor. Ama bu demek değil ki erkekler böyle baskılardan muaf ya da BoPo'nun tamamen dışındalar. (Buna dikkatimi çektiği için köşe komşum Mehmet Özdoğan'a teşekkür ederim.)
Örneğin Matt Joseph Diaz, hareketin erkek temsilcilerinden biri. 16 yaşında yaklaşık 230 kiloyken çekilmiş fotoğrafını paylaştığı Instagram postunu aşağı koyuyorum. Diyor ki Diaz, "Genç bene bugün olduğum kişinin çerçevesini çizdiği için teşekkür etmeliyim, ona bunun için minnettarım. Size kendinizi sevmenizi söylediğimde, sadece şu anki halinizden bahsetmiyorum. Eski halinizi de sevin çünkü o kişi bugün bu kişi olabilmenizin sebebi."
Paylaş