Paylaş
Mart ayından beri devam eden pandemi döneminde, 21 Eylül’de başlayan yüz yüze eğitimin ikinci aşamasına 12 Ekim tarihinde geçildi. İlkokul 2, 3 ve 4’üncü sınıflar, ortaokul 8’inci sınıflar, lise hazırlık ve 12’inci sınıflar, köy okulları ve özel eğitim öğrencileri ilk derslerine girdi. İkinci dönemin başlamasının üzerinden bir hafta geçti. Bursa ve çevresindeki durumu yetkililere sorduk. Genel durum ile ilgili değerlendirmelerde bulunan sendikası temsilcileri, gözlemlerini aktardılar.
GENEL BİR STANDART YOK
Eğitim İş Bursa Şubesi Başkanı Özkan Rona, okullarda önlemlerin standart şeklinde alınmadığını söyledi. Önlemler konusunda bütün sorumluluğun okul idarelerine bırakıldığını belirten Rona, “Mevcut kaynağı olan, elden bağış alabilen, para toplayabilen okullar bu önlemleri daha fazla alabildi. Dezenfektan, yedek maske temin etti. Kimi okullar ateş ölçer alabildi. Yönlendirme tabelaları koyabildi. Mesafe uyarıları yapılabildi. Kıt ekonomik kaynakları olan okullar da bütçeleri kadar önlem alabildiler. Dolayısıyla okullarda alınan önlemlerle ilgili genel bir standart yok. Sağlık Bakanlığı’nın koyduğu standartların yakalanamadığı okullar var” dedi.
YETERLİ PERSONEL YOK
Bakanlık tarafından ‘Her teneffüsten sonra temas edilebilecek yüzeylerinin tamamı dezenfekte edilecek’ açıklaması olduğunu hatırlatan Rona, tırabzan, kapı kolu, musluk gibi öğrenci ve öğretmenlerin temas ettiği her yerin bu düzenlemenin içine girdiğini söyledi. Okullarda yeterli yardımcı hizmetlinin olmadığını söyleyen Rona, bu nedenle eksiklik yaşandığını ekledi.
ÖNLEMLER CİDDİYETLE ALINMALI
Okullarda seyreltilmiş şekilde gruplar halinde eğitim yapıldığını belirten Rona, “Özellikle merkezde zaten ikili eğitim yapılıyordu. Şimdi seyreltilmiş ikili eğitim yapılıyor. Sabahki ve öğlenci öğrenciler arasında yer değişiminde genel bir dezenfeksiyon işlemi yapılması gerekirken, bu işlem de yapılamıyor. Okulların hem yeterli miktarda hijyen maddesi alabilecek imkanı yok, hem de bunu sürekli yapabilecek personeli yok. O nedenle önlemler yeteri kadar alınmadı. Belli noktalara dezenfektan monte etmekle, öğrencilerin okula maskeyle gelip oturmalarını sağlamakla bu iş olmuyor. Önlemler ciddiyetle alınmadı” diye konuştu.
ÖĞRENCİ, ÖĞRETMEN VE OKUL PERSONELİ TESTTEN GEÇMELİ
Yüz yüze eğitim başlamadan önce öğrencilerin ve öğretmenlerin tamamının testten geçirilmesi yönünde daha önceden de çağrılarının olduğunu anımsatan Rona, pozitif vakalar ayrıldıktan sonra yüz yüze eğitimin başlaması gerektiğini kaydetti. Bu uygulamanın yapılmadığını belirten Rona, “Hala geç kalınmış değil. Yüz yüze eğitime devam eden tüm öğrenci ve öğretmenleri okulun bütün personellerini testten geçirmeliler. Pozitif vakaları ayırmalılar ki önemli olan yüz yüze eğitimi başlatmak değil, sürdürebilmektir” dedi.
NİYE İSTER GÖNDERİN, İSTERSENİZ GÖNDERMEYİN? DİYOR
Çocuğunu okula gönderip, göndermeme kararının veliye bırakılmasının da hatalı bir uygulama olduğunu savunan Rona, Türkiye’de eğitimin kesintisiz 12 yıllık ve zorunlu olduğunu hatırlattı. Bu nedenle her velinin çocuğunu okula göndermek zorunda olduğunu söyleyen Rona, “Olağan koşullarda pandemi dışında çocuklarını zorunlu eğitime göndermeyen velilere idari para cezası yazılıyor. Şimdi devlet, ‘Niye ister gönderin, isterseniz göndermeyin?’ diyor. Çünkü okullarda yeterli önlemlerin alınabildiğine dair taahhüt veremiyor. Bütün çocukların okula gelebilmesi için ciddi anlamda tedbir alması gereken velilere bütün öğrenci ve öğretmenler için önlemlerin ciddiyetle alındığına dair taahhüt verilmesi gerekir. Yüz yüze eğitim bütün çocuklar için başlaması gerekir” şeklinde konuştu.
OKULA GELMEYEN İÇİN CİDDİ EĞİTİM KAYBI VAR
Yüz yüze eğitim başladıktan sonra okula gelmeyen öğrenciler için uzaktan eğitim konusunda canlı ders seçeneklerinin de kalmadığını sözlerine ekleyen Rona, “Yalnızca televizyondan izleyecekler. Güvenip göndermeyen velilerin çocukları için ciddi bir eğitim kaybı var” dedi.
SINIFLAR İKİYE BÖLÜNDÜ
Eğitim-Sen Bursa Şube Başkanı Derviş Erdem, sınıfların ikiye bölündüğünü belirterek, yarısının pazartesi, salı; diğer yarısının ise perşembe, cuma günleri okula gittiklerini kaydetti. Çarşamba günleri okullarda temizlik yapıldığını söyleyen Erdem, “8 ve 12’nci sınıflarda sınava girecek öğrenciler var. Onlar da geliyorlar. Sınıflar bölünmüş durumda. Ancak az önce Yenişehir’den bir arkadaş aradı. 26 kişilik bir sınıfı ikiye bölmemişler. Bu şartlarda aynı yerde olmak sıkıntılı bir durum” diye konuştu.
BAHÇE KAPISINDA KALABALIKLAR OLUŞUYOR
Okullarda sağlıkla ilgili bir tedbir alınmadığını savunan Erdem, maske ve dezenfektan maddelerinin kendi imkanlarıyla temin ettiklerini söyledi. Okullarda ateş ölçerlerin olduğunu belirten Erdem, girişlerin yoğun olması nedeniyle bunun da sağlıklı yapılamadığını aktardı. İlkokullarda en büyük sıkıntılardan birisinin öğrencileri velilerin getirip, götürmesi olarak değerlendiren Erdem, “Öğrenci girer veya çıkarken okulun bahçesine veliler alınmıyor ama bahçe kapısında inanılmaz kalabalıklar oluşuyor. İnsanlar kendi çocuğunu bulup, götürebilmek adına orda kendi ve çocuklarının sağlıklarını tehlikeye atıyorlar” dedi.
EN BÜYÜK SORUN TEMİZLİK
Okullarda yeteri kadar yardımcı personel olmadığından en büyük sorunun temizlik olduğunu söyleyen Erdem, “Öğrencilerin gelmesi ile okullara birer ikişer daha hizmetli yardımcı personel gönderildi ama yeterli değil bu. Tüm katlarda yeteri kadar temizlik yapılamıyor. Sabah 15 öğrenci ile ders yapıyoruz. Çıktıktan yarım saat sonra öğrenciler geliyor. Aynı yere onlar oturuyor” diye konuştu.
SAĞLIK PERSONELİ GÖREVLENDİRİLSİN İSTEDİK
Okulda bir vaka olduğunda nasıl müdahale edileceğine dair herhangi bir planın veya çalışmanın olmadığını söyleyen Erdem, “Biz, ‘Bütün şartlar oluşturularak, okullar açılsın. Bütün okullara bir sağlık personeli görevlendirilsin’ dedik. Ama varsayalım sağlıkla ilgili vaka oldu. Semptom oldu. Bizim yapabileceğimiz, bir şey yok. Konuyla ilgili bir formasyonumuz yok. Sıradan bir vatandaşın gözlemi neyse bizim de yapabileceğimiz o” şeklinde konuştu.
ÇOCUKLAR SORUN YAŞAYABİLİYORLAR
Maske kullanımında çocukların sorun yaşayabildiklerine dikkat çeken Erdem, sürekli maske ile oynayıp, elleri ile müdahale ettiklerini söyledi. Bazı öğrencilerin şikayet ettiklerini de belirten Erdem, “Öğretmenim çok havasız kaldım. Yüzümde durmuyor gibi durumlar yaşanabiliyor” diye konuştu.
MÜFREDATIN YETİŞMESİ MÜMKÜN DEĞİL
Bu süreçte özellikle sınıf öğretmenlerinin 4 gün okula gideceklerini hatırlatan Erdem, sadece bir gün canlı ders yapabileceğini kaydetti. Okula gelen çocukların 6’şardan 12 saat yüz yüze eğitim; 6 saat uzaktan eğitim ile toplam 18 saat ders yapacağını söyleyen Erdem, “Bakanlık açıklamasına göre bütün müfredattan sorumlu olacağı söyleniyor. Ama bu şekilde müfredatın yetişmesi mümkün değil. Arkadaşlar belki 35-40 saat daha fazla ders yapmak durumunda kalacak ya da öğrenciler eksik kalacaklar” dedi.
İLKOKULDA YÜZDE 95, ORTAKOKULDA YÜZDE 90
Eğitim Bir Sen Bursa Şubesi Başkanı Ramazan Acar, yüz yüze eğitimde ilkokullarda katılımın yüzde 95, ortaokullarda ise yüzde 90 seviyelerinde olduğunu kaydetti. Okullarda gerekli hijyen şartlarının sağlandığını savunan Acar, “Gözlemlerim bu yönde. Ciddi bir sıkıntı yaşanmayacağını düşünüyorum. Dünya üzerindeki uygulamalar da benzer şekilde. Almanya’da tanıdıklarımız, akrabalarımız var. Maske, mesafe ve temizlik kurallarına riayet etmek kaydıyla Ağustos’tan bu yana tam zamanlı şekilde okullar açık. Lokal olumsuzluk olduğunda tıpkı işyerlerinde, fabrikalarda benzer uygulamalar gibi burada da sürecin yürütülebileceğini düşünüyorum” dedi.
DESTEK İSTİYORUZ
Sınıflar ikiye bölündüğü için mesafenin sağlandığını belirten Acar, yöneticiler, öğretmenler ve nöbetçi öğretmenlerin vasıtasıyla ciddi bir yol alındığını söyledi. Yardımcı personel bakımından bir miktar problem olduğuna işaret eden Acar, İşkur vasıtasıyla sorunun çözüldüğünü anlattı. Okul yöneticileri veya okulların üzerinde daha fazla yük bindirilmemesini istediklerini dile getiren Acar, “Bütçe konusunda destek olunmasını istiyoruz” diye konuştu.
KAYNAK SIKINTISI YAŞIYORUZ
Desteğin kapalı alan veya öğrenci adedi dikkate alınarak yapılabileceğini belirten Acar, hijyen malzemesi, personel temini ve malzeme temini konusundaki bütçe konusunun idareye yük getirilmemesini istedi. Servis ve kantinler açık olmadığı için okulların kaynak sıkıntısı yaşadığını ifade eden Acar, “Burada da merkezi bütçeden özellikle yerel yönetimler de destek olursa daha hızlı yol alacağımızı düşünüyorum” dedi.
KANTİNLERLE İLGİLİ ÇÖZÜM OLUŞTURULMASI GEREKİYOR
Kantinlerle ilgili çözüm oluşturulması gerektiğini de vurgulayan Acar, “Dışardaki yerler açıkken, içerde kantinlerle ilgili bir çözüm oluşturulmasını bekliyoruz. Kantinlerle ilgili zaten kurallarımız var. Hijyen, temizlik, gıda gibi konularda denetim mekanizmaları ile geçmiş dönemde kontrol yapılıyordu. Bunların kontrollü şekilde yapılabileceğini düşünüyorum. Tıpkı çocukların okula geliş şekli gibi teneffüsler ayarlanır. Ona göre çocuklar da ihtiyaçlarını görür diye öngörüyorum” diye konuştu.
AÇILMA KARARININ ARKASINDAYIZ
Okulların açılması kararının sonuna kadar arkasında olduklarını ifade eden Acar, “Eğitim vasıtasıyla biz; ailelerimizin, toplumumuzu bilinçlendirebileceğimizi düşünüyorum. Çocuklarımız burada katalizör görevi görüyor. Okullarda uygulamalı eğitimler var. Hijyen, temizlik, mesafe, maske konusunda daha duyarlı olacağımızı düşünüyorum” dedi.
DESTEK PAKETİ SUNULSUN
Eğitimcisinden yardımcı hizmetlisine kadar tüm çalışanlara fazla çalıştıkları saatlerin ücretlerin yatırılması tarafında olduklarını söyleyen Acar, “Nasıl ki öğrencilere yönelik 500 bin tablet fikri kıymetliyse öğretmenlere, eğitim çalışanlarına da bu süreçte KDV ve ÖTV’nin sıfırlanmasıyla bir anlamda destek paketi sunulması son derece kıymetli ve gereklidir” diye konuştu.
OKULU ÖTELEYEMEYİZ
Yapımı devam eden okulların bir an önce hizmete girmesi için bütçe tahsis edilmesi çağrısında da bulunan Acar, “Okulu öteleyemeyiz, yüz yüze eğitime ilişkin fırsatları ne kadar artırabilirsek, öğrencilerde oluşan boşlukları tamir etme fırsatımız da o kadar fazla olur. Yoksa öğrenme kayıplarına, okul terklerine, daha sonra hayatlarını etkileyebilecek büyük boşluklara sebebiyet verebilir” dedi.
Paylaş