Paylaş
İznik Elbeyli’ye bağlı Candarlı Mahallesi’nde doğdu. Burada yetişti. Lisenin ardından çalışma hayatına atıldı. O zamanın şartlarında Orman İşletmeleri bünyesinde memur kadrosu açılmıştı. 5 yıl burada çalıştı.
İnsanlarla diyalog kurmaktan mutlu oluyordu. Köyünde faydalı işler yapmak adına muhtar olmaya karar verdi. Genç yaşına rağmen istediği çalışmaları hayata geçirdi.
Çocukları büyüdüğü için köydeki yaşamını ilçe merkezine taşıma kararı aldı. Çocukları burada eğitimlerini sürdürecek, kendisi de ticari yaşamına devam edecekti. Mahrukatçılık yapmaya başladı. Farklı iş alanlarına da girdi. Kamyonları vardı. Zamanla araç sayısını artırdı ve lojistik işleri de yürüttü.
Meraklı bir yapısı vardı. İnsanların ‘Yapılamaz’ dedikleri işler ilgisini çekiyordu. Bu anlamda küçük de olsa birçok alanda iş kurdu. Bakkal esnaflığı, atölye işletmesi, oto yıkama-yağlama gibi birçok alanda girişimde bulundu. Tabi bu dönemlerde sıkıntılar da yaşadı. Bazı işleri battı.
İşlerini büyütmek için bir arkadaşı ile Orman İşletmesi bünyesindeki bir yerden metrekaresi 16 bin liraya yer aldı. Yaşanan devalüasyon onu zora soktu. Bankadan kredi desteği almıştı. Bu dönemde yüzde 300’lük faiz uygulamaları vardı. Zorlandı. Elinde ve avucunda ne varsa sattı.
Yaşadığı olumsuzluklardan dolayı büyük hayal kırıklığı yaşadı. 3 ay köyünden İznik’e gitmedi. Bu dönem boyunca yaşadıklarını düşündü. Durmakla bu işin çözülemeyeceği kararına vardı. Yılmadı ve tekrar çalışmaya başladı.
İTİBARINI YİTİRMEDİ
Bu süreçte en önemlisi itibarını koruyabilmesiydi. Bir dostuna ‘Para lazım’ dediğinde ‘Sen battın, para mı ödersin?’ diyen olmadı. O dönemlerde bir arkadaşına borç istemek için gitti. Arkadaşı da arabasını yeni satmıştı. istediği paranın beş katını verdi ve ‘Al, kullan. Daha sonra bana ödersin’ yanıtını verdi. Çok mutlu oldu. Böyle bir dosta sahip olması onu güçlü kıldı. Hep bunun bilincinde çalışmasını sürdürdü. İtibarını yitirmedi.
DESTEKLERİ TAKİP EDİYORDU
İki yıl içerisinde toparlandı. Ticaretine devam etti. İznik’te hat minibüsü aldı. 49 yaşında emekli oldu. Borcu yoktu. Çalıştığı dönemlerde köyüne nasıl yatırım yapabileceği ve bölgeyi iyileştirebileceği konusunda kafa yoruyordu. Kırsal turizm yapabileceği konusunda fikir geliştirdi. Meraklı da bir kişilikti. ‘Hangi kurum, nasıl destekler sunuyor?’ Köylülerin yararlanabileceği imkanlar ne?’ diye zaman zaman bakıyordu. Esnaf kefalet, Tarım İl Müdürlüğü, KOSGEB, TKDK gibi kurumları takip ediyordu.
10 FARKLI YERİ GEZDİ
Köyünde boş bir alanı vardı. Kafasına bungolov tipi ev yapmayı koymuştu. Bunun için önce saha araştırması yaptı. Türkiye’nin 10 farklı noktasında daha önce hayata geçmiş örnekleri gezdi. Bir mimarın da projelendirmesi ile yapıyı ortaya çıkardı.
TKDK DESTEĞİ ALDI
O süreç içinde Tarım ve Kırsal Kalkınmayı Destekleme Kurumu’nun (TKDK) hibesini öğrendi. Projesiyle birlikte müracaatını yaptı, onaylandı. Bu işe başladı. İstenen şartları gerçekleştirdikçe destek gördü. Faaliyete geçene kadar kurumdan yaklaşık 400 bin lira destek sağladı.
15 BUNGOLOV EV
Toplam 1 milyon 200 bin liraya mal olan proje, yaklaşık 5 ayda neticelenmişti. 2017’nin Haziran ayında başladığı inşaat çalışmaları, yılsonunda tamamlandı. Yılsonunda da işletme faaliyete başladı. Aile işletmesi olarak çalışmaya başlayan yapı, bugün 6 aile üyesi ile faaliyetini sürdürüyor. Yeşillikler içerisinde 4’ü dubleks, 11’i standart olmak üzere toplam 15 ev ile turizm işletmeciliği yapıyorlar.
HER HAFTASONU DOLU
Açılış döneminde ilk iki yıl isimlerini duyurarak geçireceklerini tahmin ettiklerini söyleyen Sizmari Doğa Evleri Kurucusu Ahmet Turan, bunun ötesine geçtiklerini kaydetti. Kış aylarında beklediklerinin çok üzerinde gelen olduğunu belirten Turan, “Yaz sezonunu değerlendiririz diye düşünüyorduk. Karlı havada müşteri sayısı da oldukça fazlaydı. Her hafta sonu dolu geçiyor” diye konuştu.
ADINI RÜYA KOYDU
İşletme ismi konusunda da çalışma yaptıklarını dile getiren Turan, “Yabancı isim dikkat çeker mi?’ derken, ‘Neden olmasın?’ dediler. Gürcü kökenli olduğumuzdan ’Rüya’ anlamına gelen Sizmari aklımıza geldi. Tesisimizi Sizmari Doğa Evleri ismiyle kurmaya karar verdik” dedi.
İNSANLAR DOĞAYA YÖNELİYOR
İnsanların her geçen gün doğaya yönelişinin arttığının altını çizen Turan, yerli ve yabancı birçok turisti tesislerinde ağırladıklarını açıkladı. Bursa ve ilçelerinin yanı sıra İstanbul, Kocaeli, Ankara ve Eskişehir’den gelenler olduğunu ifade eden Turan, bugüne kadar Arap ve Macar konuklarının da bulunduğunu dile getirdi. “Yürüyüş parkurları, ATV turları, kanyon gezileri gibi alternatif etkinlikler yapılabiliyor” dedi.
FAZLA EKONOMİK FAALİYET YOKTU
Gelecek planlarından da bahseden Turan, gerçekleştirdiği yatırım ile köyüne, ilçesine, kentine ve Türkiye’ye kazanç sağladığıma inandığını belirterek, “Burada 5 köyümüz var. Hepsi dağ köyü. Burada hayvancılık ve ormancılık dışında ekonomik faaliyet yoktu. Alternatif bir ekonomik faaliyet ortaya koymuş oldum” diye konuştu.
TEK HEDEFİM YÖREYİ TANITMAK
İyi bir isim bırakmayı hayal ettiğini ifade eden Turan, “Bu yörede öncü oldum. Turistleri bölgeye kazandırarak, başka kişilere de emsal olacağım. Para kazanmak mutlaka önemli ancak hedefim bu yöreyi tanıtmak. Ayrıca aldığımız ürünlerin hepsini buradaki üreticilerden temin ediyorum. Onlara da ekonomik destek sağlamış oluyorum. İşletme olarak da senede 130 gün doluluk oranını yakalama gibi bir hedefimiz var” dedi.
EN BÜYÜK EKSİK TANITIM
Turizm açısından birçok avantaj bulunduğunun altını çizen Turan, “Bu zamana kadar en büyük eksiğimiz tanıtımdı. Belediye ve siyasiler olarak gölü, dağı, tarihi, ovayı tanıtamadılar. Yatırımızla bizde turizme destek sağladık” şeklinde konuştu.
YABAN MERSİNİ YETİŞİYOR
Bölgenin en büyük özelliklerinden birisinin de Yaban Mersini’nin yetişmesi olduğunu belirten Turan, ekonomik değeri yüksek olduğunun altını çizerek, “İklim ve suyun PH düşüklüğü burayı avantajlı kılıyor. İlerde yurtdışına da satmayı düşünüyorum” dedi.
Paylaş