Paylaş
Aşı yarışında son noktaya gelen çalışmalar var, “Bulduk, yakında piyasada” diyenler var ama günün sonunda biz hâlâ maskelerimizle, dezenfektanımızla hayatımızı sürdürüyoruz.
Son ümit veren gelişme, Kanada’daki Alberta Üniversitesi’nden. Onlarınki aşı çalışması değil ama bir ilaç üzerinde yoğunlaşıyorlar.
Alberta Üniversitesi’nin kıymetli bilim insanları, GC376 adı verilen, kediler için üretilmiş bir ilacın insanları COVID-19’a karşı koruyabileceği ihtimali üzerinde duruyorlar.
Heveslendirici haberi deşeyim. Feline Infectious Peritonitis olarak bilinen, bir kedi koronavirüs hastalığının tedavisi için yapılan araştırmalarda, bu ilacın kedileri COVID-19’a karşı da koruduğu ortaya çıkınca “Acaba insanlarda da benzer sonucu alabilir miyiz” düşüncesiyle araştırmalar başladı.
Nature Communications’da yayımlanan makalede, “Bu ilaç insan koronavirüs rahatsızlığını tedavi etmek için güçlü bir aday çünkü hayvanlar üzerinde başarılı oldu bile”
ifadesi kullanıldı.
Merak ve duayla bekliyoruz.
TESTİMİZİ KÖPEĞİMİZ YAPABİLİR Mİ
HANNOVER’deki University of Veterinary Medicine tarafından yapılan araştırmanın sonuçlarına göre, köpeklerin insanlar üzerindeki saymakla bitmeyecek faydalarına bir yenisi ekleniyor. Çalışma, köpeklerin, insan tükürüğünün kokusundan o kişinin koronavirüslü olup olmadığını anlama ihtimalini araştırıyor.
Pozitif numuneler koronavirüs teşhisli hastanedeki insanlardan, negatifler ise herhangi bir semptomu olmayan ve test sonucu negatif çıkanlardan alındı. Sonuç olarak, köpekler hastalığa yakalanan ve yakalanmayanları, 1012 numune arasında, yüzde 94 doğruluk oranıyla tespit ettiler. Sadece 63 örnekte hata yaptı köpekler. Köpeklere duyacağımız saygı ve sevgiyi bir kat daha arttırıyoruz.
HEMINGWAY’İN KEDİLERİ
BÜYÜK yazar Ernest Hemingway, Küba’da yaşarken kedilerle arasında özel bir bağ oluşmuş ve bu bağ zaman geçtikçe kuvvetlenmiş. Yolculuklarından birinde polidaktili olarak adlandırılan rahatsızlığı olan, yani altı tırnaklı, Snowball adını verdiği bir kediyle yolu kesişiyor. Snowball’ı o kadar seviyor ki 1931 yılında Florida’ya Key West’e taşındığı sırada Snowball’ı yanlarında götürüyor. Snowball burada bir komunite yaratıyor ve ürüyor. Şu anda Key West’te müze olan evin etrafında 40’tan fazla polidaktili olan kedi yaşıyor. Polidaktili kedilere bazı yerlerde ‘Hemingway Kedisi’ deniyor.
BU SEVGİ SİZİ YALNIZ BIRAKABİLİR HAZIR MISINIZ
GERÇİ dünya pandemiyle boğuşurken yeni bir ilişkiye başlamak ne kadar sağlıklıdır onu bilemeyeceğim ama arayışta olanlar için uyarı niteliğinde bir haberi paylaşayım.
Colorado State University’deki bilim insanları, kucağında kediyle fotoğrafını kullanarak “arkadaşlık siteleri”nde hesap açanların daha az maskülen, daha nevrotik ve daha az randevuya çıkılabilir olarak değerlendirildiğini ortaya çıkardılar. 1380’den fazla kişinin katıldığı araştırmada 18-24 yaş arası kadınlara, 20’lerinin başındaki bir erkeğin iki fotoğrafı gösterildi. Tamamen aynı kıyafet, fon ve duruşla çekilen fotoğraflardaki tek fark, bir tanesinde erkeğin elinde kedi tutmasıydı.
Sonra bu fotoğraflar çeşitli parametrelere göre değerlendirildi katılımcılar tarafından. Ve kedili fotoğrafı olanlar maalesef daha negatif yorumlar aldılar.
Ama kedili fotoğraflara gelen pozitif yorumlar da oldu: Daha açık görüşlü ve anlaşılabilir insanlar olduklarına dair kanıya varıldı. Araştırmanın sonucu size ne söylüyor bilmem ama kedisi olan çoğu insan hayatının kalanını sadece kedisiyle geçirebileceğini söylüyor. Sizi seven kedisiyle sevsin, sevmeyen de sevmesin. Hıh!
KÖPÜK’LE TANIŞIN
OKURUMUZ Cengiz Tokgöz, köpekleri Köpük’ün fotoğrafını “Gülay Güneş hanım ile benim oğlum o” notuyla paylaştı. Sizden de bekliyoruz.
NOT: Kediniz ya da köpeğinizin fotoğrafını #dünyagüzeli etiketiyle ve Hürriyet’i mention’layaraksosyal medyada paylaşın ya da sdemirel@hurriyet.com.tr adresine mail atın, seçip paylaşalım...
Paylaş