Paylaş
Bunu ben demiyorum. ABD’nin Atlanta eyaletindeki Emory Üniversitesi’nde yapılan araştırma ortaya koyuyor. İnsanlar ve primatlar gibi az sayıda hayvan üzerinde kullanılan yöntemin köpeklerde de çalıştığı görüldü. Sonuçlara göre köpekler, kimi veya neyi gördüklerinden ziyade eylemin kendisiyle daha çok ilgileniyorlar.
Araştırmacılar, 30’ar dakikalık üç video izlettikleri iki köpeği MRI cihazında inceledi. Buradan edinilen veriler algoritma tarafından analiz edildi. Köpeklerin dikkatini çekmek ve aralıksız video izlemelerini beklemek zor olsa da araştırmadaki iki köpek özellikle bu konuda eğitimlilerdi.
1.5 SAAT VİDEO İZLETİLDİ
İzletilen videolar köpeklerin dikkatini çekecek sahneler içeriyordu. İnsanlar tarafından sevilen, ödül maması verilen köpeklerin yanı sıra, köpeklerin koklarken, oyun oynarken, yemek yerken veya tasmayla yürürken gösterildiği sahnelere yer verildi. Yoldan geçen arabalar, bisikletler, evde yürüyen bir kedi, yoldan geçen bir geyik, oturan insanlar, sarılan ve öpüşen insanlar, kameraya lastik kemik veya top gösteren ve yemek yiyen insanlar da 30 dakikalık videonun içindeydi.
Sonuçlara gelelim. Araştırmacılardan alıntılayayım: “Biz insanlar çok nesne yönelimliyiz. Dillerimizde fiillerden 10 kat daha fazla isim var çünkü nesneleri adlandırma konusunda özel bir saplantımız var. Köpekler ise kimi veya ne gördükleriyle daha az, eylemin kendisiyle daha çok ilgileniyor gibi görünüyor.” Sizi gidi pragmatistler sizi.
TÜY DÖKME HAKKINDA BİLMENİZ GEREKEN HER ŞEY
Çoğu köpek sıcaklık değişimlerinin yaşandığı ilkbahar ve sonbahar aylarında, yani yılda iki kez yoğun olarak tüy döküyor. En çok tüyü ilkbaharda dökerler. Bunu kalın kışlık ‘paltolarını’ yaza uygun kısa, hafif bir ceketle değiştirmek için yaparlar.
Sonbaharda da bu döngü tersine döner. Bu kez de kış için koruyucu, ağır bir kürke sahip olmak için yazlık tüylerini dökerler.
Ama önemli olan şey, tüy dökmenin yoğunluğunun bir türden diğerine göre değişebilir olduğu. Uzun tüylü köpeklerde dökülme daha belirgin olabilir. Ayrıca köpeğiniz evde yaşıyorsa sıcaklık değişimlerinden daha az etkileneceği için yıl boyunca sürekli olarak tüy dökmesi de beklenir.
DÜZENLİ TARAYIN
Tüy dökmesini kontrol altına almak için yapabileceğiniz bazı şeyler var. Bunun başında düzenli olarak tüylerini fırçalamak var. Şampuan kullanımını da ayda bir olarak sınırlarsanız iyi olur. Tabii bunu yaparken, köpekler için özel tasarlanmış ürünler kullandığınıza emin olun.
Anormal tüy dökülmesi bir hastalık belirtisi olabilir ya da beslenme sorununa işaret edebilir. Böyle bir durumda mutlaka veterinerinize danışmalısınız.
OKUR FOTOSU
DARSİ’YE VEDA
Bu hafta okur fotoğrafı olarak gazetemizin eski yayın yönetmeni ve yazarı Sedat Ergin’in çok sevdiği kedisi Darsi’ye olan vedasını yayınlamak istiyorum izninizle. Sedat Bey, Darsi’ye sevgisini hayatına kedi değmiş olan insanların çok iyi anlayacağı şekilde anlatıyor. Hep beraber Darsi’yi uğurlayalım:
“Mümtaz Hoca, yıllar önce bir gün kedisinin konuştuğunu söylediğinde, ‘Hoca da sağ olsun, kedilere özel güçler atfetmeye başladı’ demiştim içimden. Hoca’nın haklı olduğunu yıllar sonra anladım. Darsi, sabahları mutfağa girdiğimde hemen heyecanla bana seslenirdi. Bu sesleniş, galiba ‘Yaşasın, seni gördüm, ben buradayım’ anlamına geliyordu. Ben de ona cevap verirdim. Benim yanıtıma karşılık vermesiyle sabah ritüelimiz son bulurdu. Adını Colin Firth’ün birden çok filmde canlandırdığı, Jane Austin’in yarattığı asil Mark Darcy karakterinden esinlenerek koymuştuk. ‘Scottish Fold’ kırmasıydı.
YAZILARA ‘TEFTİŞ’
Bugüne dek tanıdıklarım içinde en iyi huylu, en yumuşak mizaçlı kediydi. Altı yılı aşkın bir süre her gün kalbimizi ısıttı. Hep bir komik halleri vardı. Ona güldük, bazen şaşırdık, bazen hayranlık içinde izledik, konuştuk, özetle hayatımızı paylaştık... Sırt üstü patilerini kaldırıp yattığı anlar en renkli hallerinden biriydi. Bazen çalışma masamın üstüne çıkıp yazma faaliyetlerimi teftiş ettiği de olurdu. Sıkça ben gazete okurken sayfaların arasına kafasını sokmayı da severdi. Darsi, kalp hastasıydı. Eşim Canan, onun sağlığına çok ihtimam gösterdi, yakın gözetim altında tuttu, özel ilaçları hiç aksatılmadı. Daha uzun yıllar birlikte olacağımızı ümit ediyorduk ki, olmadı... Geçenlerde kalbine pıhtı atınca ne yazık ki Darsi’yi kaybettik. Bütün iri görünümüne karşılık aslında çok narin ve kırılgan bir kediydi. Veterinerlerin bütün çabası fayda etmedi. Her şey çok ani oldu. Şimdi evin içinde bir ıssızlık, bir sessizlik...”
NOT: Kediniz ya da köpeğinizin fotoğrafını #dunyagüzeli etiketiyle ve Hürriyet’i mention’layarak sosyal medyada paylaşın ya da sdemirel@hurriyet.com.tr adresine mail atın, seçip paylaşalım...
Paylaş