Paylaş
Şanlı biliminsanlarımız bu konuya da el atmışlar neyse ki.
Behavior Vets of NYC’den Mary Molloy diyor ki kedilerin bizi çağrışımsal hafıza ve duyuları aracılığıyla hatırladığına inanmak için güçlü nedenlerimiz mevcut. Kritik konu kısa süreli ve uzun süreli hafıza farkı. Yani kediler deneyimlerini kısa süreli ya da uzun süreli hafızasına kaydediyor ve buna göre insanları hatırlıyor ya da hatırlamıyor.
KEDİLERDE İKİ FARKLI HAFIZA TÜRÜ VAR
Mesela, evinize gelen ancak kedileri sevmediği için kedilerle etkileşime girmeyen birisini kediniz hatırlamayabilir. Kısa süreli hafızası bu deneyimi gözardı eder. Ancak kediler yaşamlarını direkt etkileyen konulardaki deneyimleri uzun süreli hafızalarına kaydediyorlar ve buna göre davranışları da etkileniyor. Molloy, “Uzun süreli hafızada depolanan şeyler muhtemelen kedinin ihtiyaçlarının karşılanmasını doğrudan etkileyen şeylerdir. Mesela yemek, sıcaklık, fiziksel rahatlık... Çünkü bunlar hayatta kalmalarını etkiler” diyor.
O zaman kedimizin bizi hatırlaması için ne yapacağımızı tahmin etmek zor değil. Molloy’dan alalım yine reçeteyi: “Kedilerin öğrenmesinin büyük bir kısmı çağrışımsal olduğundan ve kediler bu çağrışımları hatırladığından, kedinizle onlara herhangi bir şekilde zevk veren ne kadar çok şey yaparsanız, sizinle olan olumlu ilişkinin o kadar güçlü hale gelmesi mümkündür. Ve bu sayede o kadar çok hatırlanırsınız.”
İYİ GÜNDE KÖTÜ GÜNDE
Son dönemde küresel ölçekte yerinde duramayan fiyat etiketleri beklenmedik alanları da etkiliyor. Britanya’da ManxSPCA adlı barınak, bakımını üstlendikleri kedi ve köpeklerin yüzde 30’unu sahipleri onları bakabilecek maddi duruma sahip olmadığından yeniden sahiplendirmek zorunda olduklarını açıkladı. Artan fiyatlar bunda önemli bir etken, zira hayvanların günlük ihtiyaçlarının yanı sıra yıllık veteriner masrafı da 450 sterlin yani 10 bin lirayı bulabiliyor. Barınak yöneticileri, insanların, evcil hayvan sahiplenmenin ortalama 15 yıllık bir taahhüt olacağını unutmamalarını hatırlatıyor. İyi günde kötü günde sözünü sadece insanlara değil, sahiplendiğiniz hayvanlara da vermeniz gerektiğini unutmayın lütfen.
MİKROÇİP SAYESİNDE BULUNDU
Bayılıyorum böyle kavuşma hikâyelerine. Olay yeri Leeds. Harriet ve Michael Tarbatt, 2021’in şubat ayında henüz yavru kedi olan Lupin’in kaybolduğunu fark etti. Her yeri aradılar ancak bir sonuç alamadılar. Ancak yakın zamanda aldıkları bir telefon onları havalara uçurdu. Mikroçipi sayesinde kimliği tespit edilen Lupin, meğer evden yaklaşık 8 kilometre uzaktaymış. Mikroçipin böyle faydaları ilerisi için güzel.
OSCAR’LA TANIŞIN
Okurumuz Hümeyra Deliismail, köpeği Oscar’ın dünyalar güzeli bir fotoğrafını gönderip şu notu paylaşmış:
“Benim minik oğlum Oscar. En kıymetlim, ‘İyi ki’ dediğim tek şey. Ama doymak bilmeyen bir midesi ve haylazlıklarını konuşmak istemiyorum bile. Asla söz dinlemeyen ama babasını görünce yerinde duramayan bi evlat bırakıyorum sizlere. Tüylerin kadar ömrün olsun minik oğlum.” Oscar’ı öpüyor ve kucaklıyorum.
NOT: Kediniz ya da köpeğinizin fotoğrafını #dunyagüzeli etiketiyle ve Hürriyet’i mention’layarak
sosyal medyada paylaşın ya da sdemirel@hurriyet.com.tr adresine mail atın, seçip paylaşalım...
Paylaş