Paylaş
Hatasını telafi etmek için türlü şirinlikler yapmaktan tutun da en sevdiği ödül mamasına kadar gönül alma çabalarına girişenler için güzel bir gelişme. Max Planck Enstitüsü’nde İnsanlık Tarihi araştırmalarında köpek araştırmaları yapan ekip köpeklerin insanların bir şeyi isteyerek mi yoksa yanlışlıkla mı yaptığına dair veriler elde etti. Ekibin başındaki Julianne Brauer, “Bu kadar net bir resim görmeyi beklemiyordum” diyor.
BİZİ SÜREKLİ İZLİYORLAR
Deneyde, 51 köpek ve sahibi incelenirken, aralarında yer alan cam paravanın ortasındaki boşluktan köpeğin olduğu tarafa mama bırakmaya çalışan kişiler, yanlışlıkla ya da bilerek mamayı diğer tarafa iletmeyi beceremeyince farklı tavırlar gördüler.
Eğer mamayı bilerek köpeğe veremediyse köpek hızlıca koşarak mamayı yerden alıp yiyor, ama eğer yanlışlıkla yaptıysa mamaya ulaşmak için tereddüt içerisinde bekliyor ve daha uzun sürede mamayı alıyor. Brauer bunu, “Bizi durmadan izliyorlar ve bu deneyde gördüğümüz şekilde küçük farklılıklara karşı çok hassaslar. Bu da oldukça şaşırtıcı ve ilgi çekici” şeklinde açıklıyor.
E bu da bize ışık tutuyor işte, bir şeyi kazayla yaptıysak, biz söylemeyi beceremesek de bunu anlayan biri var.
HER KAHRAMAN PELERİN TAKMAZ
GÜNEY Kore’de Hongseong bölgesinde yaşayan 90 yaşında demans hastası bir kadın, gözü kara köpeği sayesinde kurtarılınca ülkede bir ilk yaşandı. Baekgu ismindeki köpek, 25 Ağustos’ta kayıp ihbarında bulunulan kadının, evinden 1.5 kilometre uzakta pirinç tarlasında hayatta kalmasını sağladı. Güvenlik kamerası kayıtlarında evden birlikte çıkarken görülen ikili, gece hava soğuduğunda dahi birbirinden ayrılmamış. Köpek Baekgu, sahibinin yanına uzanarak ısısıyla onun hipotermiye yakalanmasını engellemiş. Kahramanlık, Güney Kore tarihinde bir ilk olarak Baekgu’ya ‘Onursal Koruyucu Köpek’ unvanı verilmesine yol açtı.
NEREDEN GELİYOR BU TEKİRİN ÇİZGİLERİ
BİLİM dergisi Nature Communications’da yayımlanan çalışma, uzun süreli bir gizemin kapılarını aralıyor: Bir tekir kedinin genleri, kürkünde şerit şeklinde olan desenleri tam olarak nasıl yapıyor?
Türkiye’de herkesin aşina olduğu şekilde tekir kedilerin alınlarında genellikle “M” harfine benzeyen bir desen ve kürklerinde çeşitli boyutlarda çizgiler bulunur. Alabama’daki HudsonAlpha Biyoteknoloji Enstitüsü ve Stanford Üniversitesi Tıp Fakültesi’ne bağlı biliminsanları tarafından yürütülen yeni çalışmada, gelişmekte olan bir kedide bu desenlerin nasıl ortaya çıktığını anlamak için 200 canlı olmayan embriyo incelendi.
Çalışma, embriyonun genlerindeki farklılıkların tüylerin renklerini belirlediğini buldu. Görünüşte özdeş kedi derisi hücreleri, daha sonra kedinin karmaşık kürk modelleriyle sonuçlanan farklı genetik kodlar içerebilirken bu durum leopar ve kaplan gibi büyük vahşi kedilerde de görülebiliyor. Bu konuda Dickkopf 4 (Dkk4) olarak bilinen bir genin süreç için hayati olduğu araştırmada ortaya çıktı. Belki bu bilgiye ihtiyacımız olmadığını düşünebilirsiniz, ama olsun, bir hayatı paylaşıyorsak birbirimizi tanımanın bir mahzuru olmaz.
OKUR FOTOSU
SU’NUN DİKKATİNİ BOZMAYALIM
OKURUMUZ Mine Seneris, kedisi Su’nun fotoğrafını kedilerin televizyon izleme alışkanlıkları hakkındaki yazıma atıfta bulunarak göndermiş. Ve “Su Hanım’la tanışın. Evet konu ilginçse ciddiyetle televizyon izliyor” notunu eklemiş. Su’ya iyi seyirler dilerken, televizyon karşısında o kadar vakit geçirmesinin iyi bir şey olmadığını hatırlatıyorum.
NOT: Kediniz ya da köpeğinizin fotoğrafını #dunyagüzeli etiketiyle ve Hürriyet’i mention’layarak sosyal medyada paylaşın ya da sdemirel@hurriyet.com.tr adresine mail atın, seçip paylaşalım...
Paylaş