Paylaş
ÜMİT Yaşar Oğuzcan’ın şiiridir. Bir dizesinde der ki, “Her şey o saatlerde merhametsiz ve soğuk”... Evet hepimizin hayatında soğuk ve merhametsiz anlar vardır. Vurur bizi. Gözümüzden çıkarır hıncını, o zalim anlar.
Sinirlerimiz yıpranır. Göz pınarımız durmaz yerinde. Hüngür hüngür ağlarız. Birer futbol yıldızı olasak bile...
Elbette onlar da insan. Onlar da kalplerinin sesiyle meşgul. Yeri gelir en coşkulu sevinçlerin içinde olurlar. Yeri gelir şen şakrak halleriyle karşımıza çıkarlar. Öfkeli anlarında ortalığı yıktıklarına da tanığız tabii ki. Ama yeri geliyor onlar da ağlıyor işte! O ‘modern gladyatörler’ göz yaşlarıyla da huzurumuza çıkıyor işte. Ekran başında kendilerini izleyen hayranlarını yerle bir ederek...
Ah Suarez ah! En son sen bize bu duyguyu yaşattın. Tam da ben 1999 yılında seninle aynı dramı yaşamış olan Samuel Kuffour ile birlikteyken. Gana’da Kuffour’dan o trajediyi dinlerken, senin süzülen göz yaşlarının görüntüsü dünyanın gündemine oturdu...
Kuffour, “Suarez’i ancak ben anlarım” dedi.
İlk değilsin Suarez. Bak kimler içine atmadan dünyanın önünde gözyaşlarını akıttı ortalık yere...
MARADONA’NIN GÖZ YAŞLARI
MARADONA’nın 1990 Dünya Kupası Finali’ni Almanya’ya kaybedince hüngür hüngür ağlamasını kim unutabilir...
2004 Avrupa Şampiyonası finalini evinde Yunanistan’a kaybeden Christiano Ronaldo’nun göz yaşları futbol sahalarının en dramatik sahnelerinden biri olarak hâlâ anılarımızda değil mi? Hele ona eşlik eden bir zamanların efsanesi EUSEBIO’nun çaresiz ağlaması... Ya 2010 Dünya Kupası’nı İspanyollara kaptıran Hollandalı Sneijder, Robben ve Van Persie’nin gözünden süzülen yaşlara ne demeli?
Daha geçenlerde biz de iki futbol yıldızının göz yaşlarıyla sarsılmadık mı? Musa Sow’un ve Slaven Bilic’in kan çanağına dönüşen gözleri birer şampiyonluk kadar değerliydi, bence...
KUFFOUR’UN KARA GECESİ
Başta belirttim. Duygularına yenik düşen bir büyük futbolcu daha var. Samuel Kuffour... 1999 Şampiyonlar Ligi finalinde maçın oynanmayan süresine eklenen 80 saniyede 2 gol yiyerek kupayı Manchester United’a kaptıran Bayern Münih’li Samuel Kuffour..
Almanların efsanesi Paul Breitner, “Kuffour bir Alman’dan daha çok ağladı” sözleriyle özetlemişti, Ganalı duygusal adamı..
Bitiş düdüğüyle yere yapışan ve ekran başındaki milyonların yüreklerini parçalayan adam... O gece memleketi Gana’da kadınlar sütten kesildi. Ertesi gün okullar tatil edildi. Devlet dairelerinde kimsenin canı çalışmak istemedi.. Trafik polisleri kolunu ilk kez havaya kaldırmadan çalıştı. Çünkü trafikte araç yoktu. Herkes Kuffour’a ağlıyordu...
Bu göz yaşlarını dökenlerin hepsini bir tarafa koyuyorum. Hepsi de tüm futbolseverlerin anılarında birer hüzün dakikası..
GÖZYAŞLARININ GÜCÜNÜ GÖSTERDİ
ÖNCEKİ gece Suaraz’in sahanın ortasında yüzündeki tere karıştırdığı göz yaşları da taraflı tarafsız herkesi sarstı.
Teşekkürler Suarez! Bize bir duygunun gücünü net bir şekilde gösterdin. Göz yaşlarının gücünü... Cemal Süreya diyor ki, “... Sevin ağlayabiliyorsan/Unutmanın kardeşidir ağlamak/Uyur uyanır yatağında duyguların/Düşüncenin kucağında hep çocuktur, ağlamak...“
Sevgili Suarez, ülken Uruguay’ın yanıbaşında Arjantin var. Bilirsin onların yıllar önce bir kadın lideri vardı: Eva Peron. Eva, Arjantin Başkanlık Sarayı Casa Rosada’nın önüne onbinlerce vatandaşını toplar. Kalabalık meraklı bekleyiştedir. Eva, beyaz tül perdeyi çekerek kapıyı usulca açar ve balkona adımını atar. Meraklı bekleyiş daha da artar. Dikkatler ondadır. “Kanserim” sözü dökülür ağzından. Meydan yıkılır ve o tarihi çağrısını yapar... “Benim için ağlama Arjantin”. Yüzbinler bu söze ihanet edercesine için için ağlar. Halkını hüzne boğan Evita kim bilir, belki de o göz yaşlarıyla kendisine olan sevginin gücünü sınadı...
Senin yaşadıklarını TRTSPOR’da yaptığım ‘Rio Yolu’ programına Accra’da konuşan Kuffour, bak nasıl anlattı: “Böyle bir acıyı düşmanımın dahi yaşamasını istemem. Yıllarca bitmeyecek bir acıdır, bu. Artık yaşamınızda sizinle var olacak garip bir hatırayla birliktesiniz. Ama ben o gece öyle ağlamasaydım, ölürdüm belki de. Suarez de iyi ki ağladı...”
Paylaş