Nazım’ın kadınları...Bizi bağışlayın...

Vadideki Zambak’ın iflah olmaz Felix’i hayata dair en büyük dersleri sevgilisi Henritte’ten öğrenir..

Ahmet Hamdi Tanpınar’ın Huzur’unda Mümtaz’ın normal seyrinde giden dünyası Nuran’ı tanıdıktan sonra alt-üst olur..

Kızıl ile Kara’nın aykırı çocuğu Julien Sorel’in sevgilisi Madam De Renal sevdiği adamın başı kesilmesin diye nasıl da tehlikeli riskleri göze alır..

Peki Babalar ve Oğulları’n Bazarov’una ne demeli?

Burnundan kıl aldırmayan, aşkı bir safsata olarak gören genç Bazarov, Odinstova’yı tanıdıktan sonra nasıl da savrulur..

Kalbinin atışlarını sekteye uğratan büyük aşkı Odinstova’nın hayaliyle genç yaşta terk-i diyar eder..

BAŞINI SEVDİĞİ KADIN İÇİN GİYOTİNE KOYAN ADAM

SIKI durun asıl hikaye Charles Dickens’tan. İki Şehrin Hikayesi’nde Sydney Carton ölmeden önce şunları söyler..

“Şimdiye kadar yaptığım her işten çok daha iyi bir iş yapıyorum.

Şimdiye kadar böyle bir huzura kavuşmamıştım.”

Onu böylesine bir huzura kavuşturan nedir biliyor musunuz?

İlk aşkı ve artık evli olan Lucia üzülmesin diye onun kocasının yerine giyotinin altına başını koymasıdır..

İşte bütün bu başyapıtlar bir kadının gücünü, duruşunu ve asaletini ortaya koyuyor..

O unutulmaz eserlerde kadına saygının resmi geçiti var..

GİZEM, GÖZDE VE ARZU’NUN İSYANI

SPORDA son yıllarda bize ait en güzel şarkıları onlar yazıyor aslında..

Onlar bizim gıptayla izlediğimiz kadınlarımız..

İşte bir Turgenyev, bir Stenhdal, Dickens ya da Tanpınar olmadığı için onların hikayeleri yazılmıyor..

Hafta içinde Gençlik ve Spor Bakanlığı ile TRT’nin düzenlediği Spor ve Medya Sempozyumu’nda, “Spor Medyasının Görmediği” isimler bir araya geldi.

Üç isim, üç kadın, sayısız başarı hikayelerine imza atmış üç özel konuğun isyanı vardı.

12 yaşında trafik kazasından sonra omurilik felci geçiren ama yaşama sımsıkı tutunup Okçuluk dalında Dünya Şampiyonu olan Gizem Girişmen..

İkiz kızkardeşiyle İstanbul’da binbir zorluğa rağmen ayakta kalıp voleybolda kazanılmadık başarı bırakmayan Gözde Sonsırma..

Üç büyük kulüpte şampiyonluk yaşayan tek basketbolcu ve sıfırdan başlayarak zirveleri gören Arzu Özyiğit..

Her üçü de yakaladıkları onca başarıya rağmen medyada yer alamamaktan şikayetçi oldu.

BELGESELLERİ ÇEKİLMELİYDİ

OYSA onlar ve arkadaşları son yıllarda yurtdışında sayısız başarılara imza attı..

Voleybol, basketbol ve Paralimpik Oyunları’nda her üç sporcumuz da belgesellere konu olacak öykülerden geçti..

Gizem Girişmen, “Dünya şampiyonu olmak demek bunu dünyada en iyi yapmak demek ancak bizim ülkemizde işini en iyi yapan bizler ilgi görmüyoruz” diyor.

Gözde Sonsırma, “Futbolda dişe dokunur bir başarımız yok.

Oysa biz hem Avrupa’da hem de Dünya’da şampiyon olmamıza rağmen bu kadar ilgi görmedik” derken Arzu Özyiğit de “Kadın sporcuların bırakın başarılarını yazmayı onları sadece cinsel obje olarak görenler bile var” diye ekliyor..

Haklısın kızlar..

Bize ne söyleseniz az..

Nazım Hikmet sizi yani kurtuluş savaşında dağ bayır demeden yurdunun savunması için siper olan kadınlarımızı bakın nasıl anlatmış..

...bizim kadınlarımız: korkunç ve mübarek elleri ince, küçük çeneleri, kocaman gözleriyle anamız, avradımız, yarimiz ve sanki hiç yaşanmamış gibi ölen..

SİZİ ANCAK ARAGONLAR TURGUT UYARLAR YAZABİLİR..

***

İŞTE siz bu gelenekten bu kültürden geliyorsunuz..

Ve şimdilerde bizi sporda o kadar mutlu ediyorsunuz ki..

Ancak biz sizi görmezden geliyoruz.. Nazım bilse bizim size bunları yaptığımızı kimbilir nasıl vurucu bir şiirle bizi mahçup eder..

Aragon bir gazeteci olsaydı “küllerinden Doğan Anka Kuşu” şiirini size ithaf ederdi..

Pablo Neruda sizi Buğdayın Türküsü tadında bir şiirle selamlardı..

Turgut Uyar başımızı dik tutan zaferlerinize Göğe Bakalım şiirini uyarlardı..

Cemal Süreya sizi gördükten sonra ezilen kadınları anlattığı “Nehirler Boyunca Kadınlar Gördüm” gözden geçirirdi..

Sevgili Gizem, Gözde ve Arzu..

İnanın sizi biz sayfalarca yazsaydık bile hakkınızı veremezdik..

Sizi en iyi şairler anlatır..

Bizi bağışlayın..