Her şey hepimiz için

Değerli okurlar... Öncelikle hepinize ferah, keyifli ve sevdiklerinizle özgürce vakit geçirebileceğiniz güzel bir pazar diliyorum. Evleriniz neşeyle çınlasın!

Haberin Devamı

Bu hafta sizlere, her deneyimin insanlar için olduğunun altını çizen bir yazı kaleme almak istedim. “Her şey bizim için” sözü genelde olumsuz durumlar yaşayan kişilere, yaşadığı olumsuz durumu tek yaşayanın kendisi olmadığını hatırlatmak ve moral vermek için kullanılır. Elbette bu doğrudur. Yaşam boyu hepimizin başına iyi veya kötü bir sürü olay gelebilir. Ancak ben bugünkü yazımda bardağın biraz da dolu tarafından, yani sadece negatif değil, pozitif deneyimlerin de biz insanlar için olduğundan bahsedeceğim. Zira hayat olumsuz deneyimlerden ibaret değil ve acilen bunun farkına varmak gerek. Hazırsanız başlıyorum...

Her şey hepimiz için

Haberin Devamı

SİZDEN BİR TANE DAHA VAR MI?

İlk şükür sebebimiz “tek ve biricik” olmamız olsun. Bu, kendimizin değerini kavramak ve öz değer bilincimizi geliştirmek için adeta bir ön kabul. Bir o kadar da tartışılmaz bir gerçek. Ey bu satırları okumakta olan kıymetli okurum! Sizden bir tane daha var mı? Cevabı vermiş olduğunuzu ve en azından tam da şu an tek ve biricik olduğunuzun farkına vardığınızı varsayıyorum. Her sabah kalktığımızda sadece var oluş deneyimimiz için şükredebilmek ne büyük bir lütuftur. Güne bu pozitif enerjiyle başlayın ve gün içinde karşılaşacağınız irili ufaklı, bazen de hayatınızı değiştirecek boyuttaki mucizeleri seyredin, seyretmekle kalmayıp teşekkür de edin. Demek ki neymiş, salt var olmamız bile en başlıca olumlu deneyimlerin başında geliyormuş. Gelelim “her şey hepimiz için” kalıbı “başka ne gibi olumlu tecrübe ve edinimler kazandırabilir bize?” kısmına. Sevmek mesela. Haydi biraz da sevgiden söz edelim.

SEVGİ EN GÜÇLÜ ENERJİDİR

Sevmek, sevebilmek ve bunu koşulsuzca yapabilmek, yaşanabilecek en güzel deneyimlerin başında yer alıyor. Başka bir insanı sevmek, aileyi sevmek, evladı sevmek, arkadaşlarını sevmek, işini sevmek, denizi sevmek, doğayı sevmek, diğer canlıları sevmek, müzik dinlemeyi sevmek, vs vs. bu liste böyle uzar gider... Bunlardan en azından bir tanesini deneyimlememiş olamazsınız çünkü bu imkânsız. “Hiç bir şey imkânsız değildir” diyen okurlarıma diyorum ki “sadece ve sadece sevgiyi ufacık dahi olsa deneyimlememiş olmak imkânsızdır.” Sevgiye dair bir anınız, içtenlikle koşulsuzca sevdiğiniz bir canlı mutlaka vardır. Aileden yana şanslı olamadınız diyelim, aşık oldunuz ama! Yaşam içinde yol aldıkça sevdiklerimiz tarafından ihanete uğrayabiliriz, kırgın kalabiliriz ama bu sadece güven duygusunu zedeler. Biz izin vermedikçe nefrete dönüşmez. Ki, nefret de sevginin yakıcı ve yıkıcı halidir. Güven duygunuz zedelendiyse bile yine de diyorum ki “sevmişsiniz” yani “sevgiyi tattınız” demektir. Umursamadığınız ya da sevmediğiniz kimsenin yaptığı bir hata sizi üzmez, kırmaz veya etkilemez bile. Biz sevgiye odaklanırsak, onun varlığını yakıcı duygularımızın peşine düşerek unutmazsak, hem kendimize yapabileceğimiz en büyük iyiliklerden birini yapmış oluruz, hem de hatayı yapana da hatasının farkına varma şansını veririz. Karşınızdaki de sizin kadar farkındalıkla yaklaşırsa konuya özrünü diler, size de affetmek düşecektir. Zorunda değilsiniz, ama hep ne diyoruz “affetmek özgürleştirir.” Her şeyin başı sevgiyse eğer, bu uğurda gurur gailesine düşülmemelidir. Şimdi size en güçlü sevgi duygusunu tattıran kişiye odaklanın ve o sizi sıcacık ısıtan sevgi duygusunun içinde kalın. Ve bu deneyim için şükredin. Sevgi en güçlü enerjidir, en etkili şifa yöntemidir. Bunların yanında en etkin iletişim aracıdır. Sevgiyle kurulan her iletişim otomatikman içinde saygı da teşekkür de içtenlik de barındırır. “Tatlı dil yılanı bile deliğinden çıkarır”, aslında bunu anlatmak isteyen bir atasözüdür diye düşünmüşümdür hep. Sahte tatlı dillerden bahsetmiyorum. İçten ve sevgiyle kurulan cümlelerden bahsediyorum zira bu tür cümlelerin sonu daima güzel bağlanır. Sevelim. Biz koşulsuz seversek sevdiğimizin kat be katı sevileceğimizden şüpheniz olmasın.

Haberin Devamı

BAŞARI DA BİZİM İÇİN

Her şey hepimiz için

Hiçbirimiz hayatımızda her konuda hep başarısız olmuş olamayız. Eğitimde orta halli olup iş hayatında harikalar yaratabiliriz. Ya da harika bir öğrencilik ve akademik hayat yaşayıp iş hayatında tam olarak aradığımızı bulamayabiliriz. Bu da biz insanlar için. Ancak objektif olalım ve düşünelim, ne eğitim ne de iş hayatında her zaman işler yolunda gitmese de gittiği zamanlar illa ki olmuştur, ama biz olanın içindeki iyiyi görmekten uzak kalmış olabiliriz. Sürekli olumsuzluklara odaklanır, bardağın dolu tarafından ziyade boş tarafına bakmayı seçersek en iyi okul en başarılı eğitim hayatı, iş veya koşul bile bize kabus gibi gelebilir. Bu noktada iş hayatımızı ele alalım örneklem olarak. Hâlihazırdaki işimizin bizden götürdüklerine hayıflanmak yerine bize kattıklarına odaklanmayı seçersek aslında pek de şanssız olmadığımızı fark edeceğiz. Bu bakış açısıyla bir daha değerlendirelim bakalım, şimdi bu işte bu görevde olmasaydık yaşamımızda neler eksik kalırdı? Hangi günlük aktiviteleri yapamazdık mesela? İş yaşamımızda yaşadığımız tecrübelerin (olumlu veya olumsuz ayrım yapmadan düşünelim) “bugünkü biz” olmamıza katkıları neler oldu? Neleri eksik veya yanlış biliyorduk ve neleri doğru yapmayı öğrendik? Bu sorulara biraz kafa yorarsanız aslında hiç de sandığınız kadar büyük bir kaosun içinde olmadığınızı, yaşadığınız her durumun birer deneyimden ibaret olduğunu görecek ve her şey gibi bu durumların da geçici olduğunu bileceksiniz. Başarı hepimizin arzu ettiği bir kazanım. Her zaman olamayabilir ama çaba, emek ve inançla muhakkak bir gün gerçekleşir. Şimdiye kadar başardıklarınıza odaklanın çünkü onlar üzerinden yeni başarılar üretmeniz çok mümkündür.

Haberin Devamı

TEŞEKKÜR VE ŞÜKÜR MEDİTASYONU

Her şey hepimiz için

Rahat bir oturma veya uzanma pozisyonunu alın ve yerleştiğinizde gözlerinizi kapatın. Bu meditasyon daha fazla şükran hissetmenize yardımcı olacaktır. Burnunuzdan dikkatli nefesler alıp yine burnunuzdan vererek nefesinize odaklanın. Dörde kadar sayarak nefes alın ve dörde kadar sayarak nefes verin. Ne kadar şanslı olduğunuzu düşünmeye başlayın. Ne için minnettarsınız? Minnettar olduğunuz en az üç şeyi zihninizde sayın. Nefes alırken bunlara ekstra şükran gönderin. Zihniniz başka şeylere kaymaya başlarsa, düşüncelerinizi gözlemleyin ve onları yargılamayın. Daha sonra dikkatinizi tekrar nefesinize ve minnettar olduğunuz şeylere getirin. Nefes almaya devam edin. Bu anda tek yapmanız gereken nefes almak ve kendinizi minnettarlıkla donatmak. Farkındalık ve şükran uygulamasının kendinizi daha mutlu hissetmenize nasıl yardımcı olabileceğine dikkat edin. Gözlerinizi açın ve bu muhteşem şükran duygusunu gün boyu yanınızda taşıyın.
Şifa olsun! Sevgiyle...

Yazarın Tüm Yazıları