ABD'de başlayan her yeni şey, hemen ertesi gün kişi başına milli geliri iki bin doların altına düşmüş olan Türkiye'ye de gelmek zorunda olduğundan, üçüncü dünya ülkeleri içinde komploya ilk aktif katılım bizde oldu.
Haber bültenleri okunurken aynı anda alttaki bir bantta birbiri ardına haberlerin geçilmesi, Türk televizyon kanallarında da başladı.
* * *
Sevgili okurlar.
Dünyadaki bütün ülkelerde zekásı çok fazla gelişmemiş insan sayısı çoğunluktadır.
Türkiye de bu konuda bir istisna değildir.
Zekánın fazla gelişmemişliğine bir de eğitim ve kültür eksikliğini katarsanız, çoğunlukların durumunun hayli berbat olduğunu da çıkarsayabilirsiniz.
Dünyadaki hiçbir yönetim, kendi halk çoğunluğunun yönetenlerden daha akıllı olmalarını istemez.
İster gibi yapar, sonra da bunun fiilen gerçekleşmemesi için elinden gelen çabayı gösterir.
Sistemin ne olduğu fark etmez; liberal olsun, sosyal demokrat, komünist olsun farkları yoktur, kitleleri aptal ve cahil bıraktırma konusunda.
Meseleye bu açıdan bakarsanız, en dürüst rejim faşizmdir; çünkü onun açıklanmış amacıyla yaptıkları aynıdır.
* * *
Bu uluslararası politikanın son aşaması, kitlelerin izledikleri basit televizyon haberlerini de anlamamaları için alınan son tedbirle yeni bir aşamaya geldi.
Gelişmiş bir beyin bile aynı anda verilen bilgi sayısı ikiye çıktığında bunları anlamakta zorlanabilir.
Gelişmemiş beyinler ise verilen haber tek kaldığında bile zorlanır. Bu üzücü bir durumdur, ama hayatın da bir gerçeğidir.
Durum böyleyken, bir de siz kalkıp ekranda sabit ve ürkütücü bakışlı spiker haberleri okurken, ekranın altına yeni konulan banttan birbiri üstüne özet haber başlıklarını vermeye kalkışırsanız, ne okunan haber dinlenebilir, ne de alttan gelen haber özetleri algılanır.
Anlıyorum kaygınızı. Bu halkın öyle fazla bilgilendirilmemesi gerekir. Haberleri de fazla anlamamaları iyi olur. Aynı fikirdeyim.
Ancak işi de dozunda yapmak lazım. Fazla bilgisiz de bırakırsanız, bu sefer katiyen yapmamaları gereken şeyi yapmaya kalkışırlar; kendi kendilerine filan kararlar vermeye başlarlar.
Bu en tehlikeli alternatiftir.
O nedenle yapılacak en iyi şey, belirli aralıklarla özet bilgileri teker teker sunmaktır. Böylece sunulan bilgiler üzerindeki kontrolün kaybedilme riski de azalır.
Dolayısıyla gelin bu yeni icadınızdan vazgeçin. Altta gelişmiş insan beynini bile tamamen güçsüz bırakan, o banttan bilgi bombardımanına tutma işinden vazgeçin.
Kendi silahınızla kendinizi vurup, düzeni bozmayın.
* * *
Meselenin bir başka yanı daha var.
Ben alışmışım; normal haberler sunulurken bantta bir şeyler yazmaya başladığı anda mutlaka bir felaket oldu diye düşünüyorum.
Ya deprem oldu, ya tufan yaklaşıyor, ya darbe oldu (ki Türkiye'nin son geldiği noktada bu da felaket mi tartışılır yani), ya da Ertuğrul Özkök arayacak; bantta haber geçmeye başlayınca böyle bir şeyler olacak diye yüreğim hopluyor.
Bu kişisel bilgiyi de, bantın acilen kaldırılması kararını kolaylaştıracağını umduğum için iletiyorum.