Serdar Turgut: Tüyler ürperten araştırma

Serdar TURGUT

1996 yılının temmuz ayında Atlanta olimpiyatlarının açılışı öncesinde şehrin havasını yazmak üzere Atlanta'daydım.

18 Temmuz günü TWA uçağıyla New York'a uçacaktık.

Şehirde son akşamımızı kutlamak için gece dolaştık, hayli geç vakitte de otel odasına döndük.

Yatmadan önce televizyonda ne var ne yok bir bakayım dedim, hemen her ana kanalda aynı tüyler ürpertici görüntüyle karşılaştım.

Gece karanlığında okyanusta uçak parçaları duruyordu ve yüzlerce insan dalgaların ortasında büyük bir kurtarma operasyonuna katılmışlardı.

Çarşamba akşamı saat 20.19'da New York'un JFK Havalimanı'ndan kalkan TWA 800 sayılı uçak, Long Island açıklarında aniden havada infilak etmiş ve denize çakılmıştı.

Bugüne kadar olan en önemli uçak kazalarından bir tanesiydi bu; çünkü uçak normal uçuşa geçtikten hemen sonra, ortada hiçbir anormal durum yokken bu kaza olmuş ve yüzlerce kişi anında feci şekilde can vermişti.

* * *

Bugüne kadar bunu size fazla anlatmadım, ama ben o günden bu yana bu kazaya fena halde takmış durumdayım sevgili okurlar.

Bunun psikolojik nedenleri hayli açık aslında. Rana ile ertesi gün biz de TWA ile uçacaktık ve saçma olduğunu, arada bir bağlantı olamayacağını tabii ki bildiğim halde, yine de bir gece önce uçağı düşen bir şirketin uçağında uçmak tuhaf bir şekilde rahatsız etmişti beni.

(Tabii olayın komik bir yanı da var; çünkü ertesi gün TWA uçağı tam iki kez kalkıştan vazgeçti, iki kez tamirata girdi ve aynı uçakla uçtuk New York'a. O gün uçakta bedava ve sınırsız içki dağıtıldı.)

Bu saçma kişisel kaygı yanında başka bir neden daha da vardı bu kazaya takmam için.

4 yıl boyunca dünya havacılık tarihinin görmüş olduğu en kapsamlı araştırma yapıldı bu kazayla ilgili olarak.

Ve sonuçta ne yazık ki, çok da mantıki bir neden açıklaması yapılamadı.

Bu arada gerek internette gerek de diğer medyada müthiş bir tartışma da başladı.

Amerika'da son derece iyi örgütlenmiş bir komplo teorisyenleri topluluğu var.

Komplo teorisyeni deyince, hemen saçma şeylere inanıp da bunu mantıksızca savunan tipleri aklınıza getirmeyin.

Tabii ki bunlar da eksik değil grup içinde. Ama bir de son derece ciddi olan, konularında bilgili olup meseleleri derinliğine inceleyen uzmanlar var.

Onlar da yıllar boyunca bu meselenin üzerinde çalıştılar ve hükümetin resmi göevlilerinden farklı sonuçlara vardılar.

Onlara göre bu olay, tipik bir uçak kazası değildi.

UÇAĞIN DIŞINDAN GELEN BİR ETKİLENME SONUCUNDA TWA 800 düşmüştü.

* * *

Uçağın dışından gelen etkilenme teorisi çok tartışıldı aslında.

Bir füzenin yanlışlıkla ateşlenip, uçağın öyle düştüğüne inananların sayısı oldukça çok sayıda. Üstelik bu teoriye inananlar arasında üst düzey komutanlıktan emekli olmuş hava subayları da bulunuyor.

Amerika'nın en çok kullanılan hava koridorunda bir sivil uçağın füzeyle düşürülmüş olabileceğini düşünmek bile korkunç tabii ki.

Amerikan Genelkurmayı, bu suçlamayı şiddetle reddetti ve o tarihte, o saatlerde füze atışı yapılmamış olduğunu kayıtlardan açıkladı.

* * *

Ancak askeri yetkililerin yapmış oldukları açıklamada önemli bir detay da var.

Onların yaptığı açıklama dikkatle okunursa, o gece TWA 800'ün kalktığı saatlerde, sivil uçuşlara izin verilen bölgenin hemen yanında bulunan ve askeri bölge olarak nitelendirilen uçuş alanında yüksek teknolojiye sahip askeri uçakların ‘‘elektronik savaş oyunu’’ uçuşu varmış.

Bu detay çok önemli; çünkü kazayla ilgili yepyeni, bugüne kadar ortaya atılmamış, çok da detaylı olarak incelenmiş yeni bir teori ortaya atıldı.

Bu teori, Elaine Scarry tarafından The New York Review of Books Dergisi'nin internet sitesinde çok kapsamlı bir yazıda dile getirildi.

Adı geçen dergi, dünyanın en ciddi yayın organlarından bir tanesidir ve komplo teorisi gibi delile dayanmayan teorilere katiyen yer vermez.

O yazıda özetle şu deniliyor: O gece hava kuvvetlerinin uçakları kendi alanlarında ‘‘elektronik savaş oyunu’’ oynamaktaydılar.

Bunlardan gelen sinyal TWA 800'ün uçuş sistemlerini bir anda çökertti ve hiç beklenmeyen facia oldu.

Bu teoriyi ortaya atan araştırmacının elinde öylesine bir delil daha var ki, yarın bunu okuyunca siz de benim gibi şaşıracaksınız ve tüyleriniz ürperecek, tahmin ediyorum.